Sevgili okuyucular,

Trafo neden patlar? Manisa Soma’da, Soma madencilik şirketine ait kömür ocaklarında trafo patladı. Aslında Türkiye Cumhuriyeti tarihine işçi katliamı olarak not düşecek olan bir cinayet yaşandı. Patlayan, maden ocağındaki, trafo değildi. Patlayan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iş ve işçi güvenliği politikasıdır. Patlayan, daha fazla kar hırsıdır. Patlayan yeşil sermayenin, kar topu gibi yuvarlanan sermaye birikimidir.

Soma’da yaşanan katliam sonucu, bu yazıyı kaleme aldığımda, resmi rakamlara göre 200 üzerinde madenci canımızı kaybettik.

Türkiye Cumhuriyeti devleti makamlarınca, henüz net bir açıklamanın yapılmadığına da belirtmekte yarar görüyorum.

Soma’da yaşanan bu katliamı gidişatını yönetmeye yönelik bir ‘kriz masası’ oluşturulduğu açıklandı. Bu ‘kriz yönetiminin’ başında ise Türkiye Cumhuriyeti, AKP hükümeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız bulunmaktadır.

Taner Yıldız’ı; Türkiye halkı geçtiğimiz günlerde, 30 Mart yerel seçimleri sonrası açıklamalarıyla bilmektedir. Enerji Bakanı Taner Yıldız, 30 Mart gecesi elektrik kesilmelerine ilişkin açıklamasında, ‘’trafolara kedi girmiş’’ diyerek alay konusu olmuştu. Acaba, bekliyoruz, Taner Yıldız, komik açıklamalarına yensini ekleyecek mi? 

Yerin binerce metre altında yaşanan madenci katliamının sorumlusu olarak gösterilen, ‘trafo patlaması’ bir kedi’den kaynaklanabilir mi?

Peki, O zaman trafo neden patlar? Soma ilçesinde, maden ocaklarında katliamın sorumlusu, ‘sadece’ trafo patlaması mıdır?

Kapitalizm’in, bugün yeşil sermayenin hizmetinde olan, Türkiye Cumhuriyeti, AKP hükümetinin maden işçilerine reva gördüğü, katliam, vahşet’in ismini, ‘trafo’ patlaması olarak servis edilmektedir.

İş güvenliği, iş yerinde çalışan işçilerin güvenliği, Dünyanı en zor ve risk taşıyan iş alanlarından olan madencilikte öngörülen tedbirler nedir? Fazlaca üzerinde durulmaktan çok, suçlu anlaşılan, trafo edilmek istenmektedir. Eğer trafo’nun patladığı gerçeğinden yola çıkarsak,  bu trafo neden patladı? Trafo kullanılmaya uygunluk arz ediyor muydu?  Trafo elektrik üreten ve mevcut maden ocağı içinde büyük öneme sahipti. Trafo’nun patlamasını engelleyen veya patlaması durumunda hasar oluşmasını minimuma düşüren tedbirler yeterince alınmış mıydı?  Patlama sonrası, trafo’nun boşluğunu dolduracak yan tedbirler, nelerdir? İlerleyen zaman içerisinde, vakanın vahşeti daha çok netleşecektir.

Birde madalyonun diğer yüzü var. Taşeronlaştırma? Taşeronlaştırma, iş gücünden daha fazla verimlilik alabilmek ve daha az miktarda ücret ödemek için, yetkili ana firmanın başka firmalara ihaleyle verdikleri işlerden oluşmaktadır. Taşeronlaşmalarda bazen kendi içinde, yeniden bölünerek birden fazla taşeron firmanın oluşması ve yeni kar alanlarının sağlanmasını gündeme getirmektedir. Böylece, iş ve işçi güvenliği giderek azalmaktadır. Amaç; daha az güvenlik, daha az iş gücü, daha fala üretim, daha fazla kar elde etmektir. Soma maden ocaklarında yaşanan, tamda budur.

Türkiye Cumhuriyeti, AKP hükümeti kurmaylarının çok-çok övünerek açıklamalarını hatırlayalım.  Özelleştirilen, Kamu İktisadi Teşebbüsleri KİT’lerin, ‘’özelleşme ile birlikte nasıl karlı şirketler durumuna dönüştüler. KİT’ler arpalık olmaktan kurtarıldı, daha çok kar etmeye başladı vb.’’

Evet, özelleştirilen, KİT’ler, ‘kar’ ettiler. Ne pahasına? Yüzlerce işçinin katledilmeleri, madencilerin kanı ile yıkanmış, kömür karası ile madencinin kanının karıştığı bir ortam yaratılarak elde edilen, artı değerden oluşan bir ‘kar’dır.

15 yaşında henüz bıyığı dahi terlememiş çocukların, kanı üzerine, bir sermaye imparatorluğunu kurmak, yüzlerce maden emekçisinin yaşamdan koparılması pahasına, ‘kar’lılıktır.

Türkiye Cumhuriyeti, gerek madencilik ve gerekse birçok iş alanında, dünya ölçeğinde iş yeri ve işçi güvenliğinde kötü konumda olan ülkelerin ilk sıralarına oturmaktadır. Evet, ‘kar’ rant, bu şekilde elde edilmektedir.

Düşünün bir facia yaşanıyor. Bir katliam yaşanıyor. Ama Soma madencilik şirketi, yerin binlerce metre altında ne kadar çalışanının olduğunu, sınıflandırmalarının nelerden olduğunu, kaç tanesinin kaçak veya sigortalı işçi olduğunu açıklayamıyor.  Madende çalışanların kaç yaşlarında olduklarını, kaç kişiden oluştuklarını net olarak, kısacası; bir rakam dahi veremiyorlar. Oluşturulan, ‘kriz yönetimi’ 

başında Enerji Bakanı Taner Yıldızın bulunmasına rağmen, net bir açıklama yapılmamaktadır. İşte size, ‘kar’ eden işletmelerin, iş güvenliği?

Soma’da yaşanan madenci katliamı, ilk değil, sonda olmayacaktır. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti iş güvenliği ve işçi katliamları konusunda, son derece kabarık bir dosyaya sahiptir.

Muhtemelen bu katliam dan sonrada, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, ‘taktiri ilahi’ ‘böyle kazalar madencilikte bazen yaşanır’ ‘Cuma namazlarında hutbeler okutacağız’  ‘hayatını kaybedenlere maddi yardım yapacağız’ ‘hükümetimiz her tür önlemi alacak’ ‘başbakanımızın emri ile her şey yoluna girecek’ ‘devlet vatandaşının yanındadır’ türünden hamaset açıklamaları arka-arkaya sıralanacaktır.

Başbakan, Bakanlar, siyasal parti temsilcileri, etraflarında binlerce koruma ordusu ile Soma’ya gelecekler. Yeni-yeni vaatler de, bulunacaklar. Madencilerin acılarını, yakınlarının feryatlarını duyar gibi olacaklar. Belki de, siyasal gelecekleri için, yaşanan bu katliamı görmemezlikten gelerek, rant sağlamaya özen gösterecekler.

Soma da yaşanan katliam dolayısı ile yaşamını kaybeden canlarımızı saygı ile anmak ve yakınlarının acılarını paylaşmayı, samimi duygularımı ifade ederek, yazımı burada sonlandırmak istiyorum.

Facebook: aliekberpektas

  14 Mayıs 2014  

Twitter: AliekberP