Geçtimiz günlerde İstanbul Yenikapı'da düzenlenen tanıtım günleri kapsamında asılan bir afiş gerek sosyal medya’da ve gerekse dersimi kurum ve kişiler arasında tartışmalara yol açtı ve bu tartışmalar giderek devam etmektedir. “Dersim’in Değerleri” başlıklı afişte yer alması gerekirken, yer verilmeyen veya almaması gerekirken afişte yer alan tarih kişiliklerin üzerinde durmak elbette önemlidir.

Asıl hata yukardaki sözü geçen etkinlikte Dersim’in Değerleri‘nin toplumsal ve ahlaki kavramının sosyolojik ve felsefi anlamının bilinerek veya bilinmeyerek afişe edilmesidir.

Değerler genelikle toplumlar tarihinde ve toplumsal yaşamda nesnelerin, fikirlerin,ideallerin ve ahlaki değerlerin bir bütününden oluşan ve özelliklede iyi nitelikler için kullanılır. Kişilerse duruşlarıyla toplumun bütününü kucaklayan, örnek kişiliği ile toplum bütünü tarafından kabul gören özelliklere sahip şahsiyetlere atfedilir.

Demokrasi, insan hakları, özgürlük, adalet,insana saygı,danyanışma, sevgi vb. kavramlar ve ahlaki değerlerin bütünü evrensel değerlerdir.Bu değerler tüm toplumlar için aynıdır, etnik ve kültürel kimliklere göre farklı farklı algılanmazlar.

Yahudi ve Ermeni soykırımlarının sorumluları ve bu soykırımlarda yer almış kişiler eğemen sınıflar, milliyetçi, ırkçı hareketler, ideolojiler ve devlet tarafından tarihi kahramanlar olarak görülebilirler, ama evrensel değerler ölçü alındığında insanlık suçu işlemiş katillerdir.Bunlardan değer yaratılamaz.

Bu etkinlikte afişe edilen tarihi şahsiyetlerden biri Balaban aşireti önderlerinden Gül Ağa’dır. Gül Ağa ittihat ve Terakki Cemaati mensubu olarak bilinen, Rus işgaline karşı bölgede direniş örgütleyen, ama herşeyden önce 1915/1916 yıllarında bölgedeki Ermeni soykırımında rol alarak insanlık suçu işlemiş bir katildir. Bu şahsiyete „Balaban Deresi olarak bilinen Sansa Vadisi’inde sevilen, bir toplum önderi olarak hafizalarda yer almaktadır“ şeklindeki yaklaşımlar, bugün kendilerini „Devrimci, Anti-Faşist, Demokrat“ olarak gören ve haksızlıklara karşı duran çevrelerin tavrı olamaz. Bu gibi duruşlar Hitler, Mussolini, Pinochet, Saddam gibi Diktatörlerinde toplumlar tarihine „İnsanlığın Değerleri“ olarak sunulmasını da meşrulaştırır. Bu şahsiyetler insanlık düşmanı, kan dökmüş katiller olarak tarihe geçmişlerdir. Bunlardan kahraman üretmek insanlığın evrensel değerlerinden bilerek veya bilmeyerek uzaklaşmaktır.

Dersim’in „Rayá Xak“ inançında insan ve doğa en önemli değerdir, insana ve doğaya zarar vererek suç işleyenler Cem‘lere alınmazlar, toplumdan dıştalanarak uzak tutulurlar. Insan ve insani değerleri inançlarının merkezine oturtan bir toplumun değerlerinden uzaklaşmış şahsiyetler Dersim’in tarihinde yanlızca katil ve insanlık suçu işlemiş şahsiyetler olarak yer alırlar. Gül Ağa’da bunlardan biri.

Bir toplumun değerlerinden oluşan insani ve ahlaki duruşlardan ve bu değerlerin bir bütününden oluşan sosyal, ekonomik, kültürel ve inançsal (teolojik) bütünsel bir yapıya değerler sistemi denir. Birbirine bağlı olan bu nesneler ve değerler ağının en önemli ayırıcı özelliği insanlığı ve toplumu birarada tutan, bütünleştiren, ötekileştirmeyen özelliğidir. Dersimi Şahsiyetler bu ağın bireyleri olarak bulundukları sosyal çevrede (sosyal ve toplumsal sistem) idealleri, eylemleri ve kültürel katkılarıyla değer yaratıyorlarsa, yanlızca Dersimi Değerlerin değil, aynı zamanda Evrensel Değerlerin de bir parçasıdırlar. Dersim toplumunun sosyal,kültürel ve ahlaki geleneklerine ve göreneklerine eylem ve söylemleri ile zarar veren kişilikler ise toplumsal hafızada kötülükleriyle tarihe geçmişlerdir.

Elbette bir toplumun tarihi ve tarihe olumlu veya olumsuzluklarıyla geçmiş şahsiyetler tartışılmalıdır, ama yanlış olan bunların evrensel değerler dikkate alınmaden bir değer ve toplumsal kazanım olarak sunulmalarıdır. Toplumsal yaşamda ahlaki duruş ve eylemler bir gerekliliktir, ama bu değerler sosyal yaşamda birlikteliği,toplumun çıkarını gözeten, kötülüğe karşı iyiliği önceleyen bir tutum ve duruşu ifade eder ve etmelidir. Bunlar aynı zamanda sosyal normlardır, yani uyulması gereken kurallardır.

Çok kültürlülüğün, insani değerlerin ve farklı inançların bir arada yaşam bulduğu Dersim Çoğrafyasında ötekileştirmeye yer yoktur, hele hele insanaların katliamına varan eylemlere hiç yer yoktur. „Rayá Xak“ inancında “Dersimi Değerler” afişe edilemez, yaşanır ve inanç yoluyla nesillerden nesillere aktarılır. Bugün Dersim toplumunu ayakta tutanda bu değerlerdir.

Başkalarının özgürlüğünü ve yaşam hakkını ortadan kaldıranlar, kendileri de özgür olamazlar.Adaleten uzaklaşanlar adaletli bir toplum inşaa edemezler.