Milli başarısızlığın faturası bize kesilmemeli

Nuri Şahin'den flaş açıklamalar

19 Mart 2013

Dortmund’un son lig maçında oynadığı futbol ve attığı 2 golle yeniden gündeme gelen Nuri Şahin’le Almanya’da konuştuk. Genç yıldız, Milli Takım’ın 2014 Dünya Kupası elemelerindeki başarısızlığında teknik direktörümüz Abdullah Avcı’nın yurtdışında oynayan futbolculara gereğinden fazla önem vermesinin etken olduğu yolundaki görüşe karşı çıkıyor. “Sorunu ve çözümü başka yerlerde aramak gerek.” diyor.

Nuri Şahin, Almanya’yı değil de Türkiye’yi seçen futbolcularımızdan. Bu nedenle onu seviyor muyuz, pek kestiremiyorum. Çünkü bizim kimi niçin sevip sevmeyeceğimiz hep belirsizliklerle doludur. Genellikle de sevgimiz değil öfkemiz daha baskındır. Onun Ay Yıldızlı formayı giymeyi tercih etmesine galiba pek aldırış etmiyoruz.

2005 yılında 17 Yaşaltı Milli Takım’ımızın Avrupa şampiyonu oluşu ve ardından Peru’daki Dünya Şampiyonası’nda da 4.lüğü elde edişi sırasında futbolseverler Nuri’yi tanıdı. Oynadığı futbol ve attığı gollerle kendini gösterdi. Fatih Terim de hiç vakit geçirmeden ona A Milli Takım formasını giydirdi. Oynadığı ilk maçta Almanya’ya gol atıp 2-1 kazanmamızı sağladı.

Hatta bu durum Beckenbauer’in çok canını sıktı ve Almanya’da yetişen futbolcuların başka milli takımları tercih etmeleri konusunda birtakım önlemlerin getirilmesini istedi. Yani bu yoldaki birtakım sıkıntılarımız Nuri’yi Almanlardan kapmamızla başladı denilebilir. Kuşkusuz Mesut’a, İlkay’a, Serdar Taşçı’ya milli formayı giydiremeyişimizin başka nedenleri var ama bu etken önemli.

5 Eylül 1988 doğumlu olan Nuri Şahin 2001’den bu yana Dortmund çatısı altında. Arada 2007-08 sezonunda bir Feyenoord serüveni var. Real Madrid ve Liverpool parantezlerinin ardından şimdi tekrar yuvada. İkinci vatanında ve birinci takımında artık olgunluk döneminde yeni bir çıkışa hazırlanıyor. Milli takım konusunda seçim yapmak üzere olduğu dönemde Almanların kendisine herhangi bir baskı yapmadıklarını ama seçim konusunda biraz daha bekleyip düşünmesini önerdiklerini söylüyor. “Ben kararımı çoktan vermiştim.” dedikten sonra “Herhangi bir pişmanlığım da yok.” diye ekliyor.

Real Madrid unutulmaz

Nuri Şahin, Dortmund forması altında gelişimini sürdürdü ve Almanya’da yılın en iyi futbolcusu seçilecek kadar ilerledi. Real Madrid’in onu almasının nedenlerinden biri de kuşkusuz buydu. Ancak oradaki çok uzun sakatlık dönemi kendisini göstermesini ve takımda sürekli yer almasını engelledi.

Hemen bunu soruyoruz. “Ne diyebilirim, çok mutlu oldum, gurur duydum. Sakatlık nedeniyle her şey istediğim gibi gitmedi ama dünyanın en iyi takımlarından birinde belli bir süre bulundum. Formasını giydim, Bernabeu’ya çıktım, dünya çapında tanınmış yıldız oyuncularla aynı ortamı paylaştım, arkadaşlık ettim. Bütün bunlar sonsuza kadar benimle yaşayacak olan anılar.” diye anlatıyor ve ekliyor: “Tabii ki kalmak isterdim. Nitekim İngiltere’den Liverpool’la birlikte iki kulüpten daha teklif geldiğinde bunu Mourinho ile konuştum. O da durumu benim değerlendirmemi istedi. ‘Kalmanı isterim ama takımı görüyorsun. Sana gereken şansı veremeyebilirim. Bu da hem seni hem beni üzer.’ dedi. Gerçek de buydu. Onun için Liverpool’a gittim.”

Liverpool’la birlikte Arsenal ve Tottenham da istemiş Nuri’yi ama en iyi öneri göründüğü için onu seçmiş. 1-0 geri düştükleri West Bromwich Albion maçını attığı 2 golle kazandırmak türünden parıltılı işleri olsa hatta takımın yaşayan efsanesi Gerrard’ın vârisi olarak gösterilse de bu işin uzun sürmediğini biliyoruz.

İngiliz takımında kalıcı olamayışını menajer Brendan Rodgers’ın kendisini yanlış yerde oynatmasına bağlıyor: “Kendisine bunu anlattım, ben 10 numara değilim ve öyle oynayamam. Bunda ısrar ederek hem bana hem takıma zarar geliyor.” diye çırpınmış ama Rodgers kulak asmamış. Sonrasında da ayrılık kaçınılmaz hale gelmiş ve yuvaya dönüş gerçekleşmiş.

Dortmund’un teknik direktörü Jürgen Klopp ile aralarında baba-oğul ilişkisinin olabileceği uzaktan da hissediliyor. “Gerçekten öyledir ama bu konuda ben ayrıcalıklı filan değilim, Klopp bütün futbolculara aynı şekilde davranır. Ancak futbol dışında da onunla aramızda sağlam bir bağ olduğunu söyleyebilirim. Örneğin, eşim hamile kaldığında bunu ilk olarak ona söylemiştim.” diyor. Eh, başka söze gerek yok... (Nuri’nin 2007’de Tuğba Şahin ile evlendiğini ve 2011 Eylül’ünde baba olduğunu da bilmeyen okurlarımız için burada kaydedelim. Oğlunun adı Ömer. Doğum yeri Madrid.)

Dönüşten sonra ‘keşke gitmeseydim’ gibi bir durumun olup olmadığını soruyorum. “Kesinlikle hayır. İkisi de hem futbolumu hem de dünyamı genişleten deneyimler oldu. Yeni ülkeler, insanlar tanıdım. Bunların hayatım boyunca bana yararı olacağını düşünüyorum.” karşılığını veriyor.

Türkiye’nin durumuna Avrupalılar anlam veremiyor

Milli Takım’ın 2014 Dünya Kupası elemelerindeki başarısızlığı hakkında Nuri’nin yorumu, “İnanır mısınız buna Klopp da bir anlam veremiyor.

Her maçtan sonra bana soruyor ‘Nasıl kaybettiniz? Siz çok daha güçlüsünüz. Sorun nedir?’ diye. Ben de aslında pek açıklama getiremiyorum. Çünkü gerçekten güçlü bir Milli Takım’a sahibiz ama işler bir kez ters gitmeye başlayınca durdurmak da zor olabiliyor.” şeklinde oluyor.

“Aslında çok iyi maçlar da oynadık.” diye ekliyor. Yaşanan dağınıklığa anlam veremiyor ama bunun faturasının kendilerine kesilmeye kalkılmasına da tepki gösteriyor. Biliyorsunuz, Milli Takım’ın başarısızlığının nedenlerinden biri olarak Abdullah Avcı’nın yurtdışından gelen bazı oyunculara gereğinden fazla önem vermesi gösteriliyor. Onların daha iyi bir futbol eğitimi almış olmalarının yanı sıra oyun disiplinine uymaları, taktik anlayış olarak da yukarda görülmeleri Avcı’nın da dile getirdiği bir durum. Nuri’nin bu konudaki düşüncesi ise şöyle: “Milli Takım’ın başarısı için elimizden geleni yapıyoruz. Buna karşın ortada bir başarısızlık varsa bunu daha doğru yerlerde aramak gerekir. Aslında bu duruma yurtdışında da herkes şaşıyor. Çünkü Türkiye, ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu defalarca gösterdi. Peki niçin belli bir devamlılık ve istikrar sağlanamıyor? Bunun nedenlerini iyi araştırmak lazım.”

“Altyapıya önem verilmesi, genel olarak futbol organizasyonunun iyileştirilmesi, tesis ve eğitici sorunlarının çözülmesi, oyuncu yetiştirme ve geliştirme konusunda bir şeyler yapılması gibi sorunları ve eksikleri herkes kabul ediyor. Durum böyleyken belli bir kesim futbolcuyu suçlamak doğru değil.” diye ekliyor. Bu tür suçlamaların kendilerini kırdığını da gizlemiyor.
zaman gazetesi