Alpaslan Akkuş / İstanbul




Kamyoncu Sait'in oğlu ve torunu.

Öyle bir koştu ki kıvır kıvır saçlarıyla radyodan çıkacak sandım.

Babam bana ilk kez o kadar yürekten sarıldı sanki. “Selçuuuk!” dedi. “Koçum benim!!”


Çok kolay söylemezdi bu lafı. Bir bana söylerdi, bir de çubukluyu çok hak edenlere. “Selçuk” dedi, “Koçum benim”

Üç ay önce ilk kez yan yana statta maç izlemiştik babamla.


Fenerbahçe-Galatasaray Cumhurbaşkanlığı kupası maçı. Ankara.

Devrede mağlupken, Küçük Hüseyin çıktı ısınmaya. “Koçum benim” demişti” yine babam. “İkinci yarı atar kesin”. Attı da.

Kaybettik sonra Hüseyin’i. Çakır Hüseyin. Antep’in güzel armağanı. Annem çok ağladı. “Güle güle koçum benim” dedi babam. O günü hiç unutmadım ben.


Yıllar sonra İstanbul’da bir maç çıkışı karşılaştık. Tanıştırdılar. Ellerim terledi.

Küçük Hüseyin’i anlattım ona. “O günü hiç unutmadım” dedim. Sarıldı bana.

“Hepimiz gideriz bir gün güzel kardeşim, yeter ki çubuklunun gölgesi üzerimizden eksik olmasın” dedi.


Radyo günlerinin çocukları

Radyo günlerinin çocuklarıyız biz.

Hiç görmediği kahramanlara uzaktan sevdalanan taşra çocukları.


Akşamları televizyon başında bir dakikalık özet bekleyen, gazete sayfalarındaki küçük fotoğraflarla defter kaplayan tutkun çocuklar.

Ankara’da hep çıkış tüneli tarafındaki kale arkasına giden çocuklarız.

Topçular çıkarken hani birkaç metre daha yakından görelim diye.

Sağ kanattan sen koşarken radyo başında salonda koşan babaların evlatlarıyız abi biz.


Pazardan alınan triko çubuklunun arkasına annelerine Selçuk, Cemil, Rıdvan, Aykut yazdırıp gece o formaya sarılıp uyuyan çocuklar.

Bugünün futbolunda yitip giden eski kafalarız abi biz.


Tribünde bir köşeye çekilip eski maratonun önünden rüzgâr gibi geçişini düşleyen eski kafalılar.

İleride Selçuk Yula var

Lefter’i birlikte uğurlamıştık hatırlar mısın? Serkan ağabeyi de.

Biz vedalara dayanamayız abi biliyor musun? Bu gitmeleri veda saymayız.


Sen yine de selam et Küçük Hüseyin’e. “Koçum benim” de. Ama bil ki, hâlâ her radyo başında bizimlesin. Çubuklu o sahaya her çıktığında bizimle olacaksın.

Bu akşam maça gitmeyecektim biliyor musun? Gideceğim şimdi. Uzun uzun senden bahsedeceğiz.


Daha dün oynanmış gibi 30 yıl önceki maçları anlatışını, çubuklu için gösterdiğin onurlu direnişi. Gülüşünü, naifliğini…

Kardeşlerin senin için oynayacak bugün abi. Defansta, orta sahada kim var bilmiyorum ama herkes bilir ki “İleride Selçuk Yula var”


Şimdi sen Lefter’e Basri’ye kavuştun abi. Eyvallah. Selam olsun.

Ama şimdi penaltıları kim atacak be abi?

Penaltıyı atan bulunur belki de, ben babama bunu nasıl söylerim?