Erkiner'in bu sözleri sarfetmesine neden olan olay ise dün gece 32. GÜN programında Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan TFF Eski Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın Erkiner için "Maalesef Kısmet'in dedikleri doğru değil. Yorum yapıyor" demesi oldu.

CAS yargıcı Kısmet Erkiner'in 31 Ocak günü belgelere dayanarak bahsettiği; 'TFF delillerden tatmin olmazsa, UEFA'ya kulübü Devler Ligi'nden çekmenin erken olduğunu söyleme yetkisindedir' ifadesi gündeme bomba gibi düşmüştü. Erkiner'in o gün açıkladığı ve bugün de DHA'ya yeniden verdiği bilgilerde özetle şunlar var: "TFF, F.Bahçe'nin men kararının UEFA'nın baskısıyla aldığını iddia ediyor. Elimde, F.Bahçe'nin açmış olduğu davada UEFA'nın CAS'a vermiş olduğu savunma var. Bu savunmanın 6.3 paragrafında UEFA, -şayet TFF elinde bulunan delillerden tatmin olmaz ve kulüp yetkililerinin şike yaptığı konusunda bir karara varamazsa, UEFA'ya kulübü Şampiyonlar Ligi'nden çekmenin erken bir karar olduğunu söyleme yetkisindedir. TFF bu savunmayla bize F.Bahçe'yi ihraç edeceğini bildirmeseydi biz onu oynatırdık- diyor."

UEFA'nın CAS'a yaptığı savunmada üzerinde 'Şampiyonlar Ligi'ne F.Bahçe'yi siz yollamadınız. Sizin kararınızla biz F.Bahçe'yi Devler Ligi'nde oynatmadık' yazan belgeyi Federasyon'a 6 Eylül ve 3 Kasım'da 2 kez yollamış. Bunun iki kez yapılma nedeni ise UEFA'nın 6 Eylül'de bu belgeyi yolladığında Devler Liginin başlamış olması ve davanın henüz ortada olmaması. Sonra F.Bahçe CAS'a dava açtı ve UEFA kendilerine bir sıkıntı doğabileceğini düşünerek bu belgeyi 2 kez gönderdi.

Benim yaptığım açıklama ile UEFA'nın mektubunun kontrol edilmesi durumunda herşeyin çok net görülebileceğinin altını çizen Kısmet Erkiner; "Sözlerimin arkasındayım. Yapılacak tek bir şey var; yazılmış olan UEFA metni ile benim söylediklerimi mukayese etmek. Karşılıklı konuşmalarla bu iş uzayıp gider. Daha fazla polemik konusu olmak istemiyorum" dedi.

MEHMET ALİ AYDINLAR NE DEMİŞTİ?

Türkiye Futbol Federasyonu'nun eski başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın Kanal D'nin 32. Gün programında Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlarken Kısmet Erkiner için söyledikleri ve Federasyonun Hukuk Baş Müşaviri Prof. Dr. İlhan Helvacı'yı koruyan sözleri ise şöyleydi:

Türk futbolu için söylüyorum bunu. Bu tünelin ucu karanlık. Ben bu kadar ısrarlı olunca yönetimle konuştum. Gazetelerde bir takım haberler çıktı. Senin yanındayız dediler. İşin sonuna gelinmiş devam edelim dedim. Akşam eve gittim, TV'yi açtım. Kısmet Erkiner dedi ki, TFF istese Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne gönederirdi. Ben bunu gündüz tercüme ettim yanlışlık olmasın diye. Sinirlerim yıpranmış, Lutfi Arıboğan'ı aradım, 'Bu doğru mu' dedim, 'Ben bilmiyorum' dedi. Federasyon hukuk bölümünü aradım. Doğru olduğunu söylediler. Yıkıldım o zaman, demek ki bu benden saklanıyor. Ben Fenerbahçe'yi nasıl savundum. Cas'ta kendimizi şöyle savunduk. Gazetelerle savunma yapmayalım dedim. Fenerbahçe'yi göndermemenin tek sebebi 23 Ağustos'taki yazısıdır. Türkiye'yi riske etmemek için Fenerbahçe'yi göndermedik savunması yaptık. Hayatım boyunca yan yollara sapmadım. Helvacı'ya sormadım, yardımcısına sordum. 'Sabah ben bu yazıyı istiyorum' dedim. Hakerete varan söylemler TV'lerde. Aile baskısı da vardı. Ev ve işi ihmal ediyorsunuz. Sadece maillerle takip ediyordum kendi işimi. Göksel Gümüşdağ sabah beni aradı. Konuşmuştuk daha önce, kongreden sonra istifa ediyorduk. Bana 'İstifa ediyorum' dedi, 'Bekle' dedim. '12.30'da yanıma gel' dedim. Yazıyı istiyorum diye baskı yapmaya başladım federasyona. Helvacı'nın teli kapalı, üniversitede dersteydi. 3'te icra kurulunu çağırdım. Dedim ki çocuklar çekiniyorlar ve oturdum istifa mektubunu kaleme aldım. Lutfi Arıboğan da siz yoksanız ben de yokum dedi. Hüsnü'ye vekaleten sen devam et dedik. Yazı yayınlandıktan sonra Helvacı'dan bana mail geldi. Daha sonra gerçeği öğrendik. Maalesef Kısmet'in dedikleri doğru değil. Yorum yapıyor çünkü. İlhan Helvacı düzgün, dürüst bilim adamı. TFF için de son derece faydalı biri. Biz bu insanları tuttukları takımlara göre değerlendirmeyelim. Helvacı'ya yüklenmeyelim. Ben sanırım o dönem üzdüm onu. Hak etmiyor, ondan da özür diliyorum. TFF yeni başkanı kim olacaksa onunla çalışmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum. 2 lisanı var İngilizce ve Fransızca biliyor. Arkadaşlarımın hepsi iyi yönetici, dürüstler. Bu insanları karalayarak taraftarın önüne atarak aylıp ediliyor. Eşleri, çocukları var. Yarın bunların başına bir şey gelirse vicdan azabı çekerler. Bunlar kolay yetişmiyor, sahip çıkalım. Toplumları tanrik ederek kötü hale götürmeyelim" dedi.

UEFA GÖNDERDİĞİ MEKTUPTA NE DEMİŞTİ?

3 Kasım 2011'de CAS'a "TFF isteseydi F.Bahçe'yi kupaya gönderebilirdi" diyen o UEFA'nın 2 numaralı ismi genel sekreter Giovanni İnfantino'nun 23 ağustos 2011'de F.Bahçe ile ilgili TFF'ye gönderdiği "ilk" resmi yazı şöyle:

Sayın Başkan,

Bu yazıyı Türkiye'de devam eden şike soruşturmaları ile ilgili eski yazışmalarımızla ve Fenerbahçe ile ilgili dosya ile bağlantılı olarak yazıyoruz.

Bu konunun hassasiyetini anlamakla beraber, anladığımız şudur ki, yukarıda ismi geçen kulüp ve/veya yetkililerinin şike eylemklerine karıştıklarına kuvvetle gösteren önemli miktarda deliller bulunmaktadır. Kulüp başkanı ve birçok üst düzey yöneticisinin (ki bu kişilerden iki tanesi Yönetim Kurulu üyesidir) şike eylemlerinin şüphelisi olarak Temmuz başından bu yana tutuklu olmaları ve bu kulübün şikeye karıştığı sonucuna ulaştıran iyi belgelenmiş bir dizi delil (bir çoğu medya haberlerinde yer almış)olduğunun anlaşılması örnek olarak verilebilir. Sonuç olarak, şu anda şike iddalarıyla alenen itham edilen, Başkanı ve üst düzey yöneticileri tutuklu olan ve şike eylemi nedeniyle suçlu olduğu sonucuna ulaşılmasına imkan veren mevcut ve kuvvetli deliller bulunan bir kulübün UEFA'nın amiral gemisi olan bir şampiyonaya (UEFA Şampiyonlar Ligi) katılması olasılığıyla karşı karşıyayız. Bu durumun UEFA için ve genel anlamda futbol ailesi için kabul edilemez olduğunu anlayacağınız düşünüyorum.

Kaygılarımı bu sezon benzer ihlaller nedeniyle başka kulüplerin UEFA kulüp müsabakalarından ihraç olduklarını gözlemlediğimiz noktada daha da artmaktadır. Özellikle Yunanistan Futbol Federasyonu'nun disiplin organları tarafından şikeye karımaları nedeniyle suçlı bulunması nedeniyle ve bu işe karışan kişilerin cezai kovuşturması henüz nihayete ermemişken (muhtemelen bu cezai kovuşturma aylar, yıllar sürecek olmasına rağmen) UEFA Avrupa Ligi'nden ihraç edilen Olumpiakos Volou örneğine atıf yapıyoruz.

Bir yandan bir üye federasyon mensubu kulüp kendi ulusal yönetim organı hızlı ve etkili karar aldığı için bizim müsabakalarımızdan ihraç edilirken, diğer yandan aynı zamanda başka bir üye federasyon mensubu kulübün bizim müsabakalarımıza sadece ulusal yönetim organı gereğini yapmadığı için katılabilmesi UEFA için tahammül edilemez bir husus olduğunu anlayacaksınızdır. Bu durum UEFA'nın yıldırmak yerine azmettirmek istediği futbolun güçlü ve etkili bir şekilde yönetimine örnek teşkil eden uygulamaları ve şike vak'aları ile mücadelede etkin olan ulusal federasyonları cezalandırmak olacaktır. Ayrıca, bu derece kritik önemdeki konulara ilişkin benzer yaklaşım politikası izlemez isek, bu sadece UEFA kulüp turnuvalarının dürüstlüğü ve saygınlığına zarar vermeyecek, aynı zamanda eşit muamele ilkesine de aykırılık teşkil edecektir.

Bildiğiniz üzere, UEFA Şampiyonlar Ligi Talimatı (2011/2012 versiyonu) uyarınca, Nisan 2007'den itibaren ulusal veya uluslararası düzeydeki bir müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik herhangi bir faaliyete doğrudan ve/veya dolaylı olarak karışmış olan herhangi bir kulüp bu turnuvaya katılım uygunluğunu kaybeder. Uygunsuzluk süresi bir yıl boyunca geçerlidir.

Sonuç olarak, şu anda var olan deliller ışığında, bizce Fenerbahçe'nin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligine katılma uygunluğu olmadığı görülmektedir. Ayrıca, bu şartlar altında Fenerbahçe için uygun davranış şeklinin bu sezon için UEFA Şampiyonlar Ligine katılmaktan vazgeçmek olacağı ortadadır. Alternatif olarak, Kulüp, TFF tarafından şampiyonadan çekilebilir.

Vurgulamak isteriz ki, eğer bu yollardan herhangi birine başvurulmaz ve UEFA, Kulüp hakkında kendi disiplin soruşturmasını açmak zorunda kalırsa (şimdi veya önümüzdeki aylar içinde), özellikle Kulübün, Nisan 2007'den beri hiçbir şike eylemine katılmadığı yönünde doldurduğu Katılım Kriteri formunda yalan söylediği konusunda suçlu bulunması halinde, verilecek nihai ceza muhtemelen çok daha ağır olacaktır. Verilebilecek nihai ceza konusunda bir tahminde bulunmamız mümkün olmamakla birlikte, bazı diğer olaylarda şike yapan kulüplerin (örneğin Pobeda) UEFA kulüp şampiyonalarına katılmaktan sekiz yıla kadar men edilkdiklerini belirtebiliriz.

Konunun bütünlüğü açısından sizi uyarmak zorundayız ki, eğer TFF, bu konu ile ilgili şimdi hareket etmezse bu durum TFF hakınnda da gerekli disiplin adımlarının atılmasına yol açacaktır. Anlayacağınız üzere, UEFA, tüm bu şartlar altında Fenerbahçe'nin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligine başlaması ve sonrasında şike olaylarına karıştığının nihai olarak ispatlanması nedeniyle ihraç edilmesini kabul edemez.

UEFA'nın, hem Avrupa hem de Türk futbolu için son derece önemli olduğu açık olan bu konuda TFF'yi desteklemeye devam etmek içinb elinden gelen her şeyi yapacağından emin oluruz. Tekraren, TFF'den Türkiye'de şu anda soruşturulan tüm şüpheli şike dosyaları hakkında hızlı ve etkin disiplin adımları atılmasını diliyoruz.

Fenerbahçe konusuyla ilgili olarak da cevabınızı 24 Ağustos 2011 Çarşamba günü 12.00'a kadar cevabınızı bekliyoruz.

Saygılarımla,

UEFA-Gianni Infantino-Genel Sekreter


UD(UD/FG)