CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Brüksel temasları sırasında yaşananları siyasi nezaketsizlik olarak tanımlayan Kılıç, “Hannes Swoboda;  Sosyalist Enternasyonal ve AP Sosyalist Grubu’nun, kapitalizm ve emperyalist çıkarları uğruna figüranlar vasıtasıyla kuşatıldığına en açık örnektir. Sosyal Demokrat düşünce ve sosyalist ideolojinin temel taşı, her şeyden önde ifade ve düşünce özgürlüğüne saygı duymak ve savunmaktır. Brüksel’de yaşanan olay sonrası, ezelden beri Türkiye ve CHP düşmanlığı taşıyan Swoboda’nın taşıdığı Sosyalist ve Sosyal Demokrat maskesi düşmüştür. Ne acıdır ki insanca, hakça bir düzeni savunması gereken AP Sosyalist Grubu, kuruluş felsefesinden uzaklaşarak artık çıkmaza girmiştir” dedi.

 

Swoboda’nın, kendisine biçilen role uygun hizmet vermekle temsil ettiği düşünceye ihanet ettiğini ileri süren Ali Kılıç, “Swoboda gerçek bir Sosyal Demokrat ise ve eğer katliam görmek istiyorsa, Uludere’ye gitmeli, acı görmek istiyorsa Gaziantep, Reyhanlı, Cilvegözü ve Akçakale’deki acılı ailelerin feryatlarını dinlemelidir” şeklinde konuştu.

Suriye’de demokratik bir rejim olduğunu iddia etmediklerine de dikkat çeken Ali Kılıç, “Ancak bu diktaya karşı savaşanlar da demokrasi değil, mezhep rejimi arayışındadır! Bölgede Eylül ayından itibaren metropolitlerin kaçırılması, birçok farklı din veya mezhepe sahip insanların insafsızca katledilmesi, Bunun en net kanıtlarıdır. 1,5 milyon Suriyeli komşu ülkelere sığınmışken Sayın Swoboda, bu iç savaşın birden bire çıktığını mı sanmaktadır?” ifadelerini kullandı.

Irak, Libya, Mısır ve diğer komşu ülkelerde Arap Baharı olarak lanse edilen başlangıcı kanlı sürece dönüştüren olayların göz önünde olduğuna vurgu yapan Kılıç, “Demokrasi ve özgürlük nidalarının altında sömürü ve işgalin milyonlarca acıya sebep olduğunu görmemek, körlük ya da şaşkınlıktır. Swoboda’nın tutumu ezelden beri Türkiye düşmanlığı yapmasının gereği mi yoksa kapitalizmin trenine binmesi midir bilinmez ama, bir gerçek var ki; o da Sosyalist Enternasyonal ve AP Sosyalist Grubu’nun temsiliyetlerinin Swoboda ve benzeri kişilerce yapılmasıyla, bu oluşumların miadının dolduğudur” dedi.

Kılıç, sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’nin, dünyanın en büyük gazeteci cezaevine dönüştüğü, muhalefet olmanın suç sayıldığının uluslararası raporlarda vurgulandığı ortamda Sosyalist Enternasyonal’in emektar Genel Sekreteri Luis Ayala’nın; ‘Şili Darbesi’nde yaşanmayanlar Silivri’de yaşanıyor’ sözlerine rağmen eğer Swoboda gerçekleri görmüyorsa; demek ki çıkar ilişkilerinin verdiği coşku ve heyecanla körelmiştir. Kendi vatandaşlarını katleden ve canları paraya eş değer tutan, başka ülkelere terör ithal eden ve kanlı süreçlerin işbirlikçiliğini yaptığını gururla ifade eden bir zihniyetin avukatlığını üstlenmesi sonrasında Swoboda bir kez olsun insanlık adına hizmet vermeli ve işgal ettiği koltuktan ayrılmalıdır.”