"Bir deli kuyuya taş atıyor, bin akıllı çıkaramıyor" diye yazan Nazlı Ilıcak’a yanıt gecikmedi. Abdurrahman Şimşek twitter’da NazlıIlıcak’a “Benden aldığınız dosyalarda mı deli saçmasıydı?” diye sordu.


 NAZLI ILICAK’IN KÖŞESİNDE YAZDIKLARI VE ABDURRAHMAN ŞİMŞEK’İN TWITTER’DA YANITLARI:


"Bir deli kuyuya taş atıyor, bin akıllı çıkaramıyor" deyişine bir başka örnek daha sunmak isterim. Bir gazeteci, Twitter'da Hanefi Avcı'nın bir iddiasına yer verdi:


"Bu ülkede neler oluyor neler...


Dinlemeler içeren eski tip kasetleri Hanefi Avcı'nın makamına gizlice koyan polislere soruşturma açtığı için Eskişehir Başsavcısı düz savcı oldu."


Bu iddianın ardında "Cemaatçi HSYK, soruşturmayı karartmak amacıyla savcıyı cezalandırdı" suçlaması var.


Dört Bir Taraf'ta Nagehan Alçı o tweet'i ciddiye alıp bahsetmeseydi, ben de gerçeği meydana çıkaramayacaktım.


Türkiye'de maalesef komplo teorileri hakikati gölgeliyor; Türk insanının beyni de, komplocu mesaiye çok yatkın.


Araştırdım. Bakın olay nasıl cereyan etmiş:


1) Hanefi Avcı'nın şikâyeti üzerine 14.10.2010'da Eskişehir'de, SavcıHasan Gönen soruşturma başlatıyor.

Hacettepe Üniversitesi Adli Bilişim Merkezi'ne bilirkişi incelemesi yaptırılıyor.


Olay yerindeki keşfe ve dosya içeriğine göre 23 Mayıs 2012'de, aynı savcı takipsizlik kararı veriyor. Takipsizlik kararına karşı yapılan itiraz, Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi'nde incelenerek reddediliyor. Hasan Gönen hâlâ Eskişehir'de.


2) Eskişehir'den İstanbul'a atanan Başsavcı Ekrem Aydıner. Ama sadece Aydıner değil, 2011 yaz kararnamesiyle 21 başsavcının daha tayini çıkıyor.
 Aydıner, düz savcı yapılmıyor, Kadıköy Başsavcısı oluyor. Buna mukabil, diğer 21 başsavcıdan 8'i kadrosuzluk nedeniyle düz savcı olarak atanıyor.


3) Bir yıl sonra İstanbul Anadolu yakasındaki adliyeler tek bir çatı altında toplanıyor.

Aydıner, Anadolu Adliyesi'ne, Başsavcı vekili olarak gelmek istiyor. Ama o sırada hakkında, haksız bir menfaat teminiyle ilgili soruşturma başlatılmış. Bu yüzden, 2'ye karşı 5 oyla HSYK'deki 1. Daire, başsavcı vekilliğine karşı çıkıyor.


Anadolu Adliyesi'ne düz savcı olarak atanıyor. 
Soruşturmanın sonunda da, kınama cezası alıyor. Atamasını beğenmeyen ya da bürokrasideki rakibini saf dışı etmek isteyen herkes, her an bir kılıf uydurabilir. Ama gazeteci, arka plandaki gerçeği okurlarıyla paylaşmak zorundadır.


ABDURRAHMAN ŞİMŞEK:


- Hanefi Avcı ile ilgili attığım twetleri Nagehan Alçı, CNNTÜRK'te dile getirince, SABAH Yazarı Nazlı Ilıcak, bugünkü köşesinde bana çakmış.

- Beni bir deli kuyuya taş atmış ve gerçekleri manipüle ettiğimi iddia etmiş. Şimdi soruyorum; benden aldığınız dosyalarda mı deli saçmasıydı?

- Ey Nazlı Ilıcak, medya mensupları Ergenekon dosyalarını haber yapmak için mumla ararken, benden aldığınız belgeleri köşenizde yazmadınız mı?

- Sayın Nazlı Ilıcak, beni günlerce arayıp Ergenekon konusunda;"bana brif verirmisin"diyen siz değilmiydiniz! Benden dosya dosya almadınız mı?

-Nazlı Hanım, benden aldığınız istihbarat raporlarını köşenizde özel bilgiler olarak okurlarınıza sunmadınız mı? Sonra da bana çakıyorsunuz!

- Gazeteci sınırları içinde size her türlü desteği vermedim mi? Şimdi deli saçması mı oldum? Ergenekonu benden ve dosyalarımdan öğrenmediniz mi?

- Nazlı Hanım, o dönem yazdığınız her köşe yazısı olay olmuyor muydu? Hatta muhteşem köşkünüzdeki özel partilere beni davet etmediniz mi?

- Ey Nazlı Hanım, size özel haber kaynaklığı yapan birine, Gülen Hareketine yaranmak için şimdi "kuyuya taş atan bir deli" mi oldum!