Ne yalan söyleyeyim, batıl inançlarım olsa yazarlığı bırakacağım sonunda. Bu başlığı okuyan kimileri de aynı şekilde döşendiler bana. Esasında babamı bahane ediyorlar, şüphelendikleri benim zekam. Neyse ki aldırmıyorum onlara, Erdoğan-Gülen kavgasını 2008’de yazmıştım, aynı şüpheyle bakmışlardı bana, oysa o yazılar ilk kitabımda var, Hakan Şükür milletvekili olacak dediğimde de sızladı babamın kemikleri, Erdoğan iktidarda olduğu sürece Gülen gelemeyecek ve gerekirse hakkında dava açacak dediğimde de. Neyse ki arasıra bakıyorum, babama bişey olduğu yok.

Turgut Özal yada Süleyman Demirel cumhurbaşkanı olduğunda ne yaşadılarsa Erdoğan da onu yaşıyor şu an. Erdoğan Davutoğlu’na ne kadar güvendiyse, Özal Yıldırım Akbulut’a, Demirel de Tansu Çiller’e güvenmişti. Oysa ilk etapta yıkıldılar, Akbulut 1. Irak savaşında yıktı Özal’ı, Çiller de delirme noktasına getirdi Demirel’i.

Biliyorsunuz, MİT müsteşarı istifa edip siyasete atıldı ve Erdoğan biliyordu, bilmiyordu, istiyordu, istemiyordu, danışıklıydı, danışıksızdı tartışmaları başladı. Erdoğan biliyordu, istemiyordu ve danışıksızdı. Davutoğlu biliyordu, istiyordu ve danışıklıydı…

Ben Türkiye’deki burjuva parti başkanlıklarını askeriyeye benzetirim hep. Genelkurmay başkanlığın bittiği anda, 10 dakika sonra emir vereceğin 1 kişi yoktur etrafında. Komutanlığın bitmiştir artık, evde bile sözün eskisi kadar dinlenmez, sonuçta emeklisindir, tek farkın maaşın ve belki de korumandır.

Fidan hakkında Arınç açıklama yaptı, Beşir Atalay yaptı, Davutoğlu yaptı, Merkez Bankası başkanı hakkında Ali Babacan yaptı, Atalay yaptı, hepsi de Erdoğan’ın dediğinin tersine açıklama yaptı.

Kusura bakma Erdoğan ama bizim sloganımızı kullanacağım senin için, “Bu daha başlangıç”… Mesela iç güvenlik paketi tam da istediği gibi çıkmayacak, çok madde değiştirilecek. Seçime gidecek olan hükümetten ve seçim sonuçlarından Davutoğlu sorumlu çünkü, kaybedilecek herşey onun aleyhine yazılacak. O da bu riski almayacak.

Esasında bu riski almaması Erdoğan’ın lehine, çünkü bu yasa Erdoğan’ın istediği şekilde çıkarsa parti çok ama çok oy kaybeder. Ama değişir yada seçim sonrasına kalırsa zaten oy kaybetmeye başlayan AKP daha az oy kaybedecek.

Bütün bu olanlar esasında tartışmanın başlangıcı, esas kavga vekil adaylığında çıkacak. Daha önce de yazmıştım, partinin bir kısmı Erdoğan gitsin diye cumhurbaşkanlığında akıl almaz destek verdiler. Gittiği zaman bu kadar karışamayacak diye yazmıştım. Bizim faşizm diye tanımladığımız uygulamalar parti içinde de var ve artık dayanılmaz noktaya gelmişti. 12 yıl seremesini gördü ama artık ceremesini çekecek.

Davutoğlu tipinde birisi için gidilecek 2 büyük mertebe vardı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı. Onun gibi siyasiler için akıl almaz biyer oralar, o da bunu emir eri gibi yapmaz ve yapmayacak. Bunu kanıtlamak için beklemesine de gerek yok, anında tavrını koydu. Bişey daha söyleyeyim de babamın kemikleriyle biraz daha ilgilenin, vekil seçimlerinde, yani aday adaylarında Abdullah Gül daha etkili olacak.

Ve artık yalnız kaldın Erdoğan, daha önce de yazmıştım, güle güle sana Erdoğan…