'Perşembe'nin gelişi çarşamba'dan bellidir' derler ya, Malatya'daki sahur olayı da aynen böyle oldu.

Ramazan ayında davul çalarak sahura kaldırma sisteminde bile Malatya'da olduğu gibi istenmeyen olaylar yaşanırken; gazete ve TV'lerdeki klarnetli-darbukalı- sazlı-sözlü ve göbek atmalı sahura kaldırma cümbüşleri de, artık bu işin iyice sulandırıldığının ve her an bir yerlerden bir patlak vereceğinin bir işaretiydi.



İşin bir başka yönü de şudur: Artık her evde çeşit çeşit saatler ve cep telefonlarının olduğu bir çağda, acaba Avrupa'da, Amerika'da yaşayan milyonlarca Müslüman sahura davul sesiyle mi kalkıyor ???



NOT: Malatya'daki bu üzücü olaydan sonra polise başvuran vatandaşımıza, oradaki yetkili ''Bu ortamda seni korumamız zor.. En iyisi sen bu semti bir süre terket; olay yatışınca dönersin'' demiş.. Tam da işin tuzu biberi cinsinden bir laf !..



Peki, görevi vatandaşın malını-canını korumak olan bu yetkiliye, canını tehlikede gördüğü için çareyi karakola gitmekte bulan bu vatandaşımız da, bu bunalımlı anında hafifçe sinirlenip de:



''Beni koruyamayacağınız gerekçesiyle, bana bu şehri terket diyorsunuz. Mademki her türlü modern imkanlarınızla vatandaşınızı koruyamıyorsanız, siz de bu makamınızı terkedin !'' deseydi, acaba başına neler gelirdi ???



Yorum sizlerindir !

-