"Keşke biz de şehit olabilsek." Bitlis’in Tatvan ilçesinde helikopter kazasından önce Korgeneral Erbaş’ın ailesini arayarak “Şehitlik herkese nasip olmaz, keşke biz de şehit olabilsek, bize de nasip olsa" dediği öğrenildi. Benzer cümleleri daha başka asker ve yakınlarından çok duymuşuzdur.

Gencecik oğlu ölmüş annelere, babalara "Ne mutlu size, oğlunuz artık şehit oldu" şeklinde taziye mesajlarını, kendi çocuklarını askere göndermeyen Tayyip, milyonların önünde kamera bağlantısı ile söyleyeli iki, üç gün oldu. Cenaze törenlerinde bu cümleleri kim bilir kaç kez daha duyacağız.

Peki, ölüme sevinen veya sevindiren bu inanç neden? Savaşlar da tanımadığı insanları öldürürken ölen askerleri şehit ilan etmenin arkasında ne yatıyor? Cennet mükâfatı. Cennet nasıl bir yer? Din kitaplarına göre her türlü sınırsız zevkin yeniden yaşama döndürüldüğü bir yer.

İnsan öldürürken ölen insanlara cennet mükâfatını veren kim? Allah. Bu durumda Allah, savaşlardaki toplu cinayetleri cennet ile mükâfatlandırarak savaşları teşvik etmiş olmuyor mu? Evet, öyle oluyor.

Birbirini tanımayan ve birbirlerine karşı hiçbir kötülüğü olmamış insanları savaşlarda birbirine kırdıran ve bunu cennet ile mükafatlandıran bir Allah olabilir mi? Bana göre olamaz. Ama olur diyenler de var. O zaman, olur diyenlere ve buna inananlara sorulması gereken soru; " Allah, neden savaşları, ölümleri, öldürenleri cennet ile mükafatlandırıyor? Bunu yasaklayarak da yapabilirdi.

Örneğin Allah hiç insan öldürmeyen, hiç insana zarar vermeyen insan, cenneti hak eder diyebilirdi. Ve böylece insanlar arasında kesinlikle kan dökülmesini yasaklayabilirdi. Bu, dünya barışı ve insanların kardeşliği için daha iyi olmaz mıydı? Tartışmasız öyle olurdu. Peki neden olmamış? Çünkü Allah istememiş. Neden istememiş? Belli değil. Çünkü, buna hiçbir din kitabında cevap yok. Arap, Arap'la savaşırken, iki taraf da aynı din' in tekbirini çekiyor. Ve iki tarafın ölenleri, öldürenleri şehit ilan ediliyor, iki taraf da cenneti hak etmiş oluyor. Bu durumda, iki düşman tarafın cennet de birbirleri ile karşılaşmalarını şöyle bir gözünüzün önüne getirin, ortaya çıkan manzara nasıl olurdu acaba? Trajik komedya olacağı kesin.

Düşünsenize birbirlerini öldürenler cennet de karşılaştıklarında(!) " Arkadaş, ne iyi ettik de birbirimizi öldürdük. Yoksa şehit olamayacaktık. Cennet'deki şu zevki alayı yaşamayacaktık. Bizi birbirine kırdırarak şehit olmamızı sağlayan yüce Rabbimize ne kadar dua etsek azdır." diye sevinecekler...

Ne kadar komik değil mi? Aynı komik sahne tabi Hristiyan halklar için de geçerli. Hitler'in neden olduğu 2 dünya savaşında 60 milyona yakın insan öldü. Savaşın tüm karşıt ordularındaki görevli papazlar, askerlere bu savaş da ölürseler şehit sayılacaklarını ve cennete gideceklerini telkin ettiler. Ve hepsi " vatan savunmasında " şehit ilan edildi.

Onların cenneti de birbirlerinin katili ile dolduruldu. Burada büyük bir yalanın ve büyük aldatmacanın olduğu kesin. Bu yalan ve aldatmaca ile ortaya çıkan gerçek, insanları savaştırmak için cennet yalanı ile kandırdıklarıdır. Bu gerçeğin tuhaf olan yanı, cennet ve şehitliği en çok güzelleyen ve kutsayanların cennete bir an önce varmak için hiçbir çabalarının olmayışı.

Diğer bir tuhaflık da ölen çocuklarına şehit oldu diye sevinen anne ve babalar. Tabi, " keşke ben de şehit olsam." diye iç geçiren askerler de buna dahil. Bu insanlara, neden kendi ölümlerinize bu kadar seviniyorsunuz? diye sorulsa, verilen cevaplar, bildik ve tanıdık olacaktır. Yani, "şehit olarak cennete kavuşmak " sevinci olacaktır.

Aklına gelmeyen, bir soru daha sorulsa, örneğin, "Cennet için mi şehit olmak istiyorsun, yoksa vatan için mi ölmeyi mi göze alıyorsun? Vereceği yanıt ilkin, " ikisi için de! " olacaktır. Peki, "Cennete gitmeyeceksin. Sen, bu savaş da sadece öleceksin. Buna rağmen savaşır mısın?" diye sorulduğunda ise, verilecek cevap çoğunlukla, "Ben deli miyim ki, boşuna öleyim." olacaktır.  İşte, şehitlik ve cennet kandırmacası burada devreye girdiğinde durum tersi oluyor. Yani, cennet ve Şehitlik için can atanlar çoğalıyor. Bu yalan ve kandırmacaları kullananlar yaşıyor, buna inananlar ise ölüyor.