Sevgili okuyucular,

Yerel seçimlerle ilgili geri sayım başladı. Türkiye siyasal sahnesinin aktörleri partiler adaylarını açıklamaya başladı. Yerel seçimlerin şimdiden belli bir heyecan, gerilim ve tantanalarla geçeceğini söylersek yanılmış olmayız.


Türkiye de önümüzde yerel seçimlerin sonuçları, Cumhurbaşkanlığı ve genel, parlamento seçimlerini de, etkileyeceğini söylersek abartılı olmaz. 
Gerek mevcut siyasal iktidar AKP, Başbakan R.T. Erdoğan ve gerek muhalefet partileri bu seçimlerin sonuçlarını önemsemektedirler. 


İktidar partisi AKP için, ‘ölüm kalım’ meselesi, muhalefet partileri için ise, iktidar bir adım daha yaklaşma olarak algılanıyor dersek yanılmış olmayız derim. 
Yerel seçimler önemlidir. Yerel iktidarlar, aslında demokrasinin yeşerdiği ilk alanlardır. Demokrasinin beşiği olarak kabul edilir.


Türkiye siyasal sahnesinin figürleri olan sağ partilerin, yerel seçimlere yaklaşımı ile Sol, Sosyal demokrat olma iddiasında partilerin, yerel seçimlere yaklaşımı farklıdır. Farklı da, olmalıdır.
 Sağ kökenli, partilerin açıktır ki, amaçları yerel iktidarları zapt etmek ve çiftlikleri gibi kullanmak ana hedefleridir. Kendileri için mal varlıklarının artırılmasının bir aracı olarak görürler.Sol, Sosyal demokrat partilerin yerel seçimlerde başarılı olmaları, bu yönde atılacak adımlar demokrasi güçlerinin rüyalarını süslemektedir. 


Rüyaların gerçekleşmesi, uzak bir ihtimal mi? Tabi ki, uzak bir ihtimal değildir. 
Demokrasi güçleri, çeşitli milliyetlerden Türkiye halkı, önümüzde ki 30 Mart 2014 seçimlerinde hangi partilere veya hangi adaylara oy vereceklerdir?  Veya vermelidirler?


Yerel seçimlerin de tercih, patilerden çok adayların, programları, performanslarıyla ele alınmalıdır. Adaylar, programlarında toplumun, yerelde yaşayan yoksulların, emekçilerin, sorunlarını gündeme alan, doğayı koruma, çevre duyarlılığı olan adayların tercih edilmesi olmalıdır.


Yerel iktidara aday olanların, yerel alanda alt yapı hizmetlerini, çıkar sağlama alanı değil de, yerelde yaşayan toplulukların ihtiyaçlarını gözeten, bu ihtiyaçlarını karşılamada onlarla birlikte karar alma ve uygulama mekanizmasını esas alanlar öncelikli olmalıdır.


Yerel alanlarda yaşayan farklı inançların, farklı etnik kökenlerin realiteleri göz önünde bulunduran adayların programları irdelenmelidir.
Yerel seçimlere katılan partilerin, Sol veya Sosyal demokrat oldukları iddiasından çok, yerel seçimlerde gösterdikleri adayların kimliği göz önüne alınmalıdır.


Bir Sol veya Sosyal demokrat parti, sağ pratik yaşamlarında yolsuzluk ve soygun düzeninden nemalanan adayları seçimleri favorisi gibi göstererek, halka hizmet sunamazlar.  Sol ve Sosyal demokrat partiler sadece seçimleri kazanmak ve başarılı olmak için aday ve programlarını belirlememelidirler.


Sol ve Sosyal demokrat partiler, kendilerini var eden, yaşamlarının kaynağı olan havzalara, halka, emekçilere, yoksullara, yerelde yaşayan tüm toplumsal kesimlere hizmeti esas alan, adayları ve programları ön plana almalıdır.


Seçimlerde şaşı bakmak, sonuçta halkın sorunlarını görmemek anlamına gelmektedir. Halka, emekçilere, demokrasi güçlerine sırtını dönmek anlamına gelmektedir.


Yolsuzluklara bulaşmış, sağ partilerden aşırma adaylarla, halkın sorunlarına parmak basan programlar sunmak Sol Ve Sosyal Demokrat partilerin tercihi olmamalıdır. Kendileri yolsuzluğun, ihaleye fesat karıştırmanın, rüşvet, nüfus kullanarak, getirim sağlamaktan muzdarip olanların, halka, toplumun diğer kesimlerine sunacağı sağlıklı, dürüst programlar ve hizmetler olamaz.


Dün, halka önderlik eden devrimcilere, halk için yaşamını feda eden sanat insanlarına, hakaret eden ve eli kanlı katillerle bir arada yürüyenlerin, halka topluma sunacağı temiz bir gelecek olamaz.


Maraş ta, Çorum da, Türkiye’nin birçok alanında, elini halkın kanına bulamış katilerle el-ele hareket eden, yerel iktidarı gasp ettiğinde, yönünü halka değil, daha öncede hizmet etiği sermaye gruplarına döner.


Bugün, Sol, Sosyal demokrat partiler kendilerini topluma, pürü pak sunan devşirmelerle iktidara gelinmiş olsa da, sonuç değişmeyecektir. 
Bugün, Sol, Sosyal demokratlar, yerel seçimlerde şaşı bakabilirler. 


Türkiye’nin, çeşitli milliyetlerden, çeşitli inançlardan yoksul halkı, demokrasi güçleri, asla şaşı bakmayacaklardır. 
Kendilerine yakın, topluma hizmeti esas alan, etnik ve inançlar arasında farklılık gözetmeyen programı olan adayları seçmeyi hedefleyeceklerdir.


Umarım, yerel iktidarlar, demokrasinin kazanımlarıyla donatılır!


24. Ocak 2014