Bilindiği gibi yeni bir seçim sürecine girmiş bulunuyoruz. Her seçim kendi içinde avantajları ve dezavantajları birlikte taşır. Seçim gibi toplumsal ve komplike pratiklerde sorunlar ve zorluklar olduğu gibi yeni fırsatlar ve imkanlar da bulunmaktadır. Bu nedenle aslında her seçim biraz da güç biriktirme, yeni güçleri açığa çıkartma faaliyetidir. Bu anlamda yapılacak seçimlerde Maraş’ın durumu da anlamlı ve önemlidir.

Maraş, genel devrimci siyasetlerin en başından beri varlık gösterdiği, giderek bu siyasetlerin geliştiği bir alandır. 1960’ların ikinci yarısında legal Türkiye İşçi Partisi’nin en önemli çalışmalarını yaptığı yerlerden birisi de Maraş’tır. Daha sonra sürdürülen devrimci- demokratik faaliyetler, Maraş’ta karşılık bulmuş, Nurhak, dönemin devrimci faaliyetlerinin sembolü olmuştur. Maraş’ta Kürt ve Alevi toplumu, demokratik duyarlılığın nedenlerinden birisidir. Ancak Maraş’ın Türk ve Sünni toplumunun da demokratik yönelimler içinde olduğunu unutmamak, önemlidir.

1970’lerde Maraş’ta devam eden devrimci faaliyetler, Kürt siyasetinin de gelişmesini sağlamıştır. 1980’den sonra ise Maraş, Kürt siyasetinin büyük bir güç üretebildiği bir merkez olmuştur.

Buna rağmen legal demokratik siyaset, Maraş’ta kendi özgün kimliğiyle kendisini var edememiştir. Demokratik siyasetin Maraş’ta gelişmesi, her defasında CHP’nin yalan ve demagojileriyle önlenmeye çalışılmıştır. CHP ve adayları, Maraş’ta “ben de sizdenim” yalanıyla, demokratik siyasetin tabanı olan kitleyi etkileyerek kendisini yaşatmayı esas almıştır/almışlardır.

Mevcut OHAL koşullarında girilen seçimlerden de Maraş halklarının karşısına bir dizi tuzak çıkacak, yalanlar söylenecek, sahte vaatlerde bulunulacaktır. Bugün demokrasi güçlerine karşı uygulanan baskıları fırsat belleyerek ve HDP’nin oylarını çalmanın hesabını yaparak, bundan “vekillik” ganimeti elde etmeyi hesaplayanlar, bu hesaplarının halkların dirayetli ve özgüvenli direnciyle boşa çıktığını göreceklerdir.

Maraş halklarına eski ve çok hileli bir yalan, yeniden dayatılmaktadır. “Bizim bir vekilimiz olsun” denilerek, Maraşlılar aldatılmak istenmektedir. Masum gibi görünen “bir vekilimiz olsun” sözü, aslında bir sahtekarlık ve bir aldatmacadır. Maraş’ta milletvekili olmak için halka bu yalanı söyleyenler, “vekil” olma hevesi uğruna, halkların geleceğini karartabilecek kadar gözlerini hırs bürümüş, “kifayetsiz muhterisler”dirler.

Bir milletvekilliği için HDP’nin Maraş’taki oylarını alarak, HDP’nin baraj altında kalmasına yol açan kimse, değil milletvekili, başbakan bile olsa “bizim vekilimiz”, “bizim başbakanımız” olamaz. HDP, Maraş’ta birisinin “vekil” olması uğruna baraj altında kaldığında, HDP’nin kazanacağı 80 milletvekili, otomatik olarak, AKP’ye gidecektir. Böylece, bir “vekil” olmanın karşılığında, HDP’nin AKP’ye giden 80 milletvekili ile AKP’nin zorba diktatörlüğü, halkların kanını dökmeye devam edecektir.

Maraş’ta HDP’ye gönül ve oy vermiş emekçi halklar, açıkgöz hilebazların “bir vekilimiz olsun” göz boyamasına aldanmayacaklardır. Tam tersine Maraş halklarına yalanlar söyleyerek, onların oylarını alabileceklerini sananlar, halkların, “HDP baraj altında kalmasın” diye, sağlam bir öngörü göstererek HDP’ye yöneldiklerini görecekler ve yanıldıklarıyla kalacaklardır. “Vekillik” uğruna HDP’nin baraj altında kalmasına yol açacak olan bu sözde siyasetçiler, ne Maraş halklarının “vekili” olabilirler, ne de Maraş halkları bunlara oy verir.

Çünkü hiçbir Maraşlı demokratın, hiçbir Maraşlı Kürt’ün, hiçbir Maraşlı Alevinin, hiçbir vicdanlı/akil CHP’linin, HDP’nin baraj altında kalmasına gönlü razı olmayacaktır. AKP’nin HDP’nin 80 milletvekilini gasp ederek yeniden kanlı diktatörlüğünü sürdürmesi, hiç kimsenin arzusu, hiç kimsenin beklentisi olamaz. 80 rakamının 1’den 80 defa büyük olduğunu bilen bütün demokrat Maraşlılar, bir “vekillik” hırsı uğruna söylenen/söylenecek olan “bir vekilimiz olsun” ve benzeri hiçbir yalana inanmayacak, öngörülü ve basiretli davranacak, HDP’nin baraj altında kalmasına ve AKP’nin zorbalığına izin vermeyecektir. Dahası, hiç kimsenin kuşkusu olmasın, hangi partiden olursa olsun bütün demokrat Maraşlılar, yönünü HDP’ye
dönecek, oyunu HDP’ye verecektir. Maraşlı halklar, inançlarını ve dillerini yaşama isteklerini, topraklarına sahip çıkmak için sürdürdükleri mücadelelerini, birilerinin “vekillik” heveslerine feda etmeyeceklerdir.

Öte yanda Maraşlı demokratlar, Kürtler, Aleviler, Sivas katliamının katillerine “gazanız mübarek olsun” diyenle, Maraş katliamının ve faili meçhullerin sorumlusu olanla birlikte olmayacak kadar onurlu ve barış yanlısıdırlar. Maraşlılar, yeni bir “Ekmelettin Vakası” yaratmak için çırpınanlara gereken dersi verecek bilince ve kararlılığı sahiptirler.

Maraşlılar bir kez daha zoru başarmanın kararlılığı ve heyecanıyla çalışmalarını sürdüreceklerdir. Yurt dışında ve metropollerdeki Maraşlılar zor olanın ne olduğunu biliyor ve ülkedekilerin üzerindeki baskıların ve zorbalıkların çalışmaları etkileyeceğinden haberdardırlar. Ancak burada doğan boşluğu başka yöntemlerle gidermek bütün Maraşlıların boynunun borcudur ve bu amaçla herkesin kolları sıvamış durumdadır. Devletin ve manipülasyoncu siyasetçilerin ortaya çıkartacağı her zorluğu aşmanın bir yolunu bulacak, yaratıcılığı, cüreti ve direngenliği kuşanarak, bu süreci de kazanımla sonuçlandıracaklardır.

Bunun için ilk yapılması gereken, 7. Haziran ve 1. Kasım seçimlerinden olduğu gibi, toplumun pozitif enerjisini açığa çıkartmaktır. Bu amaçla her yöntem denenecektir. Metropollerdeki dostlar, yurt dışındaki arkadaşlar harekete geçmelidirler. Hiç kimsenin boşuna geçirecek bir saniyesi, hiç kimsenin heba edecek bir damla alınteri olmamalıdır.

Maraşlı ezilenler, Kürtler ve Aleviler için bu seçimler daha önceki tüm seçimlerden daha önemlidir. Çünkü bundan önce, yaşam kalitesini artırmak için, yani “eşit ve özgür bir gelecek için” mücadele ediliyordu. Bugün ise sadece “yaşamak için” mücadele edilmektedir. Çünkü özellikle Kürtler ve Aleviler topyekun yok edilmekle karşı karşıya bulunmaktadırlar.

Bu anlamda “neler yapılabilinir” sorusunun ağırlığı altında ezilmemek, vicdanlara ve halklara karşı alnı ak, başı dik kalabilmek için herkes elinde ne geliyorsa yapması gereken günler yaşanıyor.

Herkes, kendi yakınları başta olmak üzere bütün tanıdıklarını, HDP’ye oy ve destek vermeye yönlendirmelidir. Bu çalışma tek başına yeterince verimli olamayabilir. Bu durumda kendi içinde küçüklü büyüklü komisyonlar kurabilir, bu yolla söz konusu çevredekiler, yakınlar, dostlar ve arkadaşların HDP’ye oy ve destek vermeleri sağlanmalıdır.

İkinci olarak herkesin binlerce sosyal medya arkadaşı olduğu gerçeğinde hareketle, telefon, watsapp ve facebooktaki arkadaşlarla, aynı tarzda bir çalışma geliştirilebilinir. Herkes bu arkadaşlarını Selahattin Başkan’a ve HDP’ye oy ve destek vermeye davet edebilir. Böyle bir çalışma her hâlükârda HDP’liler açısında bir avantaj olacaktır.

Maraşlı herkesin yanında/yakınında birlikte bir düğün hazırlığı yapacağı dostları ve yoldaşları vardır. Herkes bu yakınları ve yoldaşlarıyla birlikte “büyük özgürlük düğününe” hazırlanmaya başlamalı, bunun için kimseden bir şey beklememelidir.

HDP, 7. Haziran ve 1. Kasım seçimlerinden olduğu gibi nasıl başarmış ve o döneme kadar biriken duyarlılığı açığa çıkartmışsa, bir kez daha başaracaktır. Topraklarını, inancını, dilini ve emeğini savunan demokrat Maraşlılar, bütün yalanlara, hile ve tuzaklara rağmen ve bir daha “sıfırdan başlamamak” için oylarını Selahattin Başkan’a ve HDP’ye verecekler ve “mutlaka kazanmanın” olmanın onurunu paylaşacaklardır.