Hamburg’da avukatlık yapan Mahmut Erdem, şu ana kadar 41 Baronun Saray’daki adli açılış törenine katılmayı reddettiğini hatırlatarak 'Tek adam rejimi ile yönetilen bir ülkede, Cumhurbaşkanı’nın hukukçuları ayağına çağırması adaletsizliğin ta kendisidir. Türkiye’de tek bir savcının dahi şu an bağımsız hukuki kararları veremediği bir süreçte; güçler ayrılığının ayaklar alındığı, hukukçuların cezaevlerine gönderildiği bir ortamda Saray’ın daveti elbette boykot edilmelidir’ şeklinde değerlendirmede bulundu. 

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI’NI KINIYORUM

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Saray’ın davetini kabul etmesinden dolayı kınadığını belirterek 'Daha düne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan Barolar Birliği Başkanı’nı yerden yere vuruyordu. Ergenekon ittifakının tazelenmesi ile ittifakları daha da pekişti. Barolar Birliği Başkanı adalete zarar veriyor. Hukuk tarafsızlığı hukukçuların çağrısı ile olur, tek adam rejiminin çağrısı ile değil’ şeklinde konuştu.

ALMANYA’DA  ADLİ AÇILIŞ TÖRENİNİ  SİYASİLER YAPMAZ

Almanya’da adli yıl açılış töreninin federal ya da eyalet Yüksek Mahkemeler tarafından düzenlendiğine dikkati çeken Erdem, şu şekilde açıklamada bulundu:

'Almanya’da ne Cumhurbaşkanı ne de Başbakan hukukçuları ayağına çağırır. Adli açılış töreni Yüksek Mahkemeler tarafından düzenlenir ve siyasetçiler de buna saygı gösterir. Adalet hiçkimsenin tekeline bırakılamaz.’

Memet Kılıç: 'Birçok Baronun açılışı reddetmesi Türkiye’deki savunma sisteminin hala dirençli olduğunu gösteren bir umut ışığıdır’

Yeşiller Partisi eski Milletvekili ve aynı zamanda Almanya’nın Heidelberg kentinde avukatlık yapan Memet Kılıç, birçok baronun adli açılış törenini boykot etmesini bir umut ışığı olarak değerlendirdi.

 Kılıç, şu şekilde açıklamada bulundu: 'Adli yıl açılış töreninin sarayda yapılması, olmayan güçler ayrılığını fiziksel olarak hissettirme amaçlıdır. Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından güçler ayrılığı, otoriter rejimler de sorun olarak görülür ve yürütmenin lehine ortadan kaldırılır. Yargı sistemini muhalifleri sindirmek için bir sopa olarak gören AKP rejimi, avukatlar üzerinde de bir sindirme politikası uygulamaktadır. Güçler ayrılığını reddedip ben sadece yürütmeyi bilirim diyen hükümet, avukatlar üzerinde baskıyı artırmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra da büyük hak ihlalleri oldu. Ancak avukatların avukatlarının sırf savunma nedeniyle hapse atıldığı olmamıştı. Bir çok baronun bu açılış törenini boykot etmesi, Türkiye’deki savunma sisteminin hala dirençli olduğunu gösteren bir umut ışığıdır.”

SÜHEYLA KAPLAN