Tıp dilinde Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) hastalığı nedeniyle acı çeken ve iyileşme ümidi olmayan Jane Hoffmann, İsviç’de bir klinikte yapılan iğne ile hayatına son verdi. Jane Hoffmann’ın ölmek için İsviçre’ye gitmek zorunda kalması ötenaziye izin verilmesi tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Parlamentoda çoğunluk ötenaziye karşı çıkarken, Özlem Sara Çekiç yaptığı açıklamada ötenazinin serbest bırakılması durumunda sadece ağır hasta ve yaşlıların değil, zor durumda olan çok sayıda Danimarkalının ölmek isteyebileceğini öne sürdü.


İktidar ortağı Sosyalist Halk Parti Sağlık Sözcüsü Özlem Sara Çekiç, Danimarka’da iyileşme ümidi olmayan hastalara ağır ağrı kesici ilaçlar verilerek dolaylı yoldan ötenaziye yardımcı olunduğunu ancak kendisinin doğrudan ötenaziye karşı olduğunu söyledi.


Çekiç
“ötenazinin serbest olması durumunda, ağır hasta ve iyileşme ümidi olmayan insanlar, yakınlarına yük olmamak için sanki ölmek zorunda olduklarını düşünecekler.  Ötenaziye karşı olmak, insanların acı çekmesini istemek olarak yorumlanmamalı. Ülkemizde ötenazi belki yasak ama dolaylı olarak uygulanıyor. Örneğin iyileşme ümide olmayan hastalara, ya tedavi edilerek ömürlerini uzatma ya da çok miktarda ağrı ilacı vererek hem acısız ama daha kısa bir hayat imkanı sağlanıyor. Ötenazi yasak olduğu için bazı durumlarda 90 yaşındaki bir hasta ölse bile yaşasın diye  elektro şok ile kalbi tekrar çalıştırılıyor. Ülkemizde doktorların hayat kurtarmak için bir şey yapamayacakları hastalar var”dedi.  Danimarka’da yasak olan ötenazi, İsviçre’de serbest ve özel kliniklerde bile yapılıyor. Ölmek isteyen Danimarkalı ve İskandinav ülkesi vatandaşları  İsviçre’ye seyahat ederek hayatlarına son veriyorlar. Ünsal Turan Danimarka