Bu kirli savaşta kadınlar, çocuklar, sivil halk ölürken bir taraftan da doğa yok ediliyor. 

Bu kirli savaştan yana asla olunmaz! Kınanmalı ve savaşın bir an önce son bulup diplomasi yolunun açılması şart. 

Atom santralların yok edildiği ve silahsızlanmaya gidildiği, savaş değil, barış seslerinin yükseldiği Avrupa'da, yeniden savaşlar kaçınılmaz olmuştur. Birinci ve ikinci paylaşım savaşından sonra emperyalist güçler, kendi aralarında 3. Paylaşım savaşı çıkarmıyorlardı. Orta Doğu ve Afrika da ara ara savaşlar çıkartarak silah sanayi, istediği taraflara silahını satıyordu. O ülkelerin yeniden onarımı için emperyalist güçler, karlarına kar katıyorlardı. 

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ile durum tamamen değişti. Emperyalist güçler arasında savaşın kaçınılmaz olmadığını kimse iddia edemeyecek konumdadır. 

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ile günümüzde Almanya'nın 2. Dünya Savaşı sonrası benimsediği dış politika tamamen değişti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz (SPD)  parlamentoda  açıklamasıyla birlikte Ukrayna'ya doğrudan silah gönderme kararı alırken, ülkesinin askeri harcamalarını artırmak için 100 milyar Euroluk bir fon kurulacağını ifade etti.   

Böylece Sosyal Demokrat Partili Başbakan, hem Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ihtilaf bölgelerine ve savaşa silah göndermeme politikasını tamamen değiştirerek yeni bir döneme girilmesini sağlamış oldu. 

Almanya,  NATO ülkelerinin yıllardır baskı yapmasına rağmen askeri harcamalarını artırmaya yanaşmıyordu 

Almanya Başbakanı SPD Scholz'un bu iki nedenle, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya'ya NATO'nun yıllardır yaptıramadığını yaptırdı" diye konuştu. 

Böylece Almanya tamamen NATO’yu güçlendirmek, kriz ve savaş bölgelerine silah gönderme kararı alırken, Federal Melis’te Sol Parti dışında tüm partiler de bunu desteklemiştir. 

Almanya Başbakanı Scholz, Parlamentoda yaptığı açıklamada; “Ukrayna krizinin kendilerini orduya yatırım yapmaya zorladığını, özgürlüğe ve geleceğe çok daha fazla yatırım yapmalıyız" diyerek "Vladimir Putin'in saatleri geriye almamasını" sağlamanın Almanya'nın "tarihi sorumluluğu" olduğunu vurguladı.  

 Almanya Başbakanı Scholz, konuşmasında "Putin'in savaş açma kararının bölgede tarihinde bir dönüm noktası olduğunu" söyledi; yaşananları "Rusya halkının değil Putin'in savaşı" olarak gördüğünü ve ihtilafın uzun sürmesini beklediğini belirtti. 

Scholz, 'Putin'in saldırganlığına verilecek tek yanıt' olarak Ukrayna'ya silah gönderilmesi; SWIFT sisteminden çıkarılması dâhil Rusya'nın çıkarlarına karşı yaptırımların desteklenmesi; savaşın diğer ülkelere yayılmamasının sağlanması (burada NATO'nun 5'inci maddesine atıfta bulundu); Almanya'nın askeri harcamalarının artırılması, Almanya'nın Rus gazına bağımlılığının azaltılması ve iki LPG terminali kurulmasını önerdi. 

Böylece diğer AB ülkeleri, şimdiye kadar Almanya’nın Nazi geçmişinden dolayı bloka edilme politikasının sonlandığına sevindiler. 

Almanya hükümeti önceki gün de Ukrayna'ya 1000 tanksavar, 500 karadan havaya Stinger füzesi ve binlerce galon petrol yollama kararını açıkladı. Aynı zamanda, Alman üretimi silahların, Estonya ve Hollanda gibi üçüncü ülkelerden ihtilaf bölgelerine gönderilmesinin önündeki kısıtlamalar da kaldırıldı. Bu adım, Almanya'nın 2. Dünya Savaşı sonrasında verdiği savaş bölgelerine silah yollamama sözünden tarihi bir dönüş olarak yorumlandı. Almanya, Rusya'nın operasyonunun başlaması öncesinde sadece kasket gibi malzemeler yollayacağını açıklayarak Kiev'in tepkisini çekmişti. 

Fransa devlet Başkanı Macron, daha önceki söylemlerinde yeni bir AB ordusunun kurulmasını devamlı vurguluyordu. 

Böylece kaçınılmaz savaş çanlarının çaldığı bir dönemi önümüzdeki yıllarda göreceğe benziyoruz.