Alman 'Die Welt' gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel'e, yargılandığı davada "PKK/KCK terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 2 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Yücel, iki ayrı suçtan da beraat etti. 

ERDOĞAN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ADIM ADIM YOK ETTİ

Badische Zeitung'daki yorumda Deniz Yücel'in bir dönem İstanbul muhabirliğini yaptığı Die Welt gazetesi ise mahkeme kararını "skandal" olarak nitelendirdi: "İstanbul'da verilen karar bir skandal ama bu bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki hükümet geçtiğimiz yıllarda basın özgürlüğünü adım adım yok etti. Özgür basının sindirilmesinin ardından kentsel medeniyet alanlarının liberal ruhu da giderek soluklaştı. Türkiye'de bugün onlarca meslektaşımız uydurma bahanelerle cezaevlerinde tutuluyor. Deniz Yücel'in demir parmaklıklar ardına gönderildiği dönemde son birkaç cesur yabancı muhabir ya ülkeden çıkarılmış ya da korku içinde otosansür yönelmek zorunda bırakılmıştı."

Deutsche Welle'nin Allgemeine Zeitung'tan aktardığı habere göre ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı gelebilen Türkiye'deki kesimlerin yurt dışından desteklenmesi gerektiğini ifade etti: "Erdoğan ile boy ölçüşmeye kalkanların sadece Deniz Yücel, onun ailesi, işvereni ve destekçileri olduğu düşünülmemeli. Cumhurbaşkanı'nın yavaş yavaş yolun sonuna geliyor olmasında, haksızlığa haksızlık diyebilen herkesin payı var. Bunların çoğu, ister gazeteci, ister avukat, ister siyasetçi ya da halktan birileri olsun; bunu büyük bir risk alarak Türkiye içinden yapıyor. Dışarıdan bu insanları desteklemek bu açıdan çok önemli. Deniz Yücel bunu yapıyor. Kaleme aldığı metinler, tutukluluğu ve hakkında görülen dava fikir ve basın özgürlüğü adına yol gösterici bir ışıktır."

DIŞİŞLERİ BAKANI MASS'TAN KARARA TEPKİ

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, gazeteci Deniz Yücel’in Türkiye’de görülen davasında 2 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasına tepki gösterdi. Maas açıklamasında, "Bugün Deniz Yücel hakkındaki karar, tamamen yanlış bir mesaj vermektedir ve yeni soruşturma süreçleriyle ilgili açıklama benim için hiçbir şekilde anlaşılır değildir'' ifadelerini kullandı.

Açıklamada, bu kararın Ankara'yla Berlin arasında basın ve ifade özgürlüğünün korunmasına ilişkin muazzam farklılıkları ortaya koyduğu da belirtilerek, ‘’Bu gelişme, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin uygulanmasına ilişkin güvenin tesisine de katkı sağlamamaktadır'' denildi.

SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER ÖRGÜTÜ: GAZETECİ OLARAK İŞİNİ YAPTI

Yücel hakkındaki karara, diğer Alman siyasilerden ve gazeteci örgütlerinden de tepki geldi. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Almanya temsilcisi Christian Mihr, "Deniz Yücel masumdur ve bir gazeteci olarak işini yapmıştır’’ şeklinde konuştu. Mihr, kararın Türkiye’de adaletin ne derece kutuplaşmış ve keyfi bir hale geldiğinin göstergesi olduğunu savundu.

CEM ÖZDEMİR: ERDOĞAN KORKU ATMOSFERİ YARATMAK İSTİYOR

Yeşiller partili Claudia Roth ve Cem Özdemir'den de karara tepki geldi. İki milletvekili, mahkemenin hükmünü ''Türkiye'de basın özgürlüğüne ve insan haklarına karşı bir karar'' olarak niteledi.

Karara Twitter üzerinden de tepki gösteren Özdemir, attığı tweette, Deniz Yücel hakkında verilen hükmün ‘'gülünç'' olduğunu ifade etti. Özdemir kararı, ‘'Erdoğan'ın basın özgürlüğüne bir başka saldırısı'' olarak nitelendirerek, ‘'Erdoğan, bir korku atmosferi yaratmak istiyor. Bizim görevimiz ise cesaretlendirmektir'' diye yazdı.

Hıristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) dış politika sözcüsü Norbert Röttgen de "Die Welt" gazetesine yaptığı açıklamada, "Türkiye, ortak demokratik değerlere sırtını dönmektedir'' yorumunu yaptı.