Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) CHP’li Meclis üyesi Nadir Ataman “Nerdeyse bir Arap kantonu kuruluyor. Kanal İstanbul’un etrafı rant pazarına dönmüş” tepkisini gösterdi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzmanların projenin kente geri dönülemez zararlar vereceği yönündeki uyarılarına  ve muhalefetin itirazlarına rağmen yapılacağını açıkladığı Kanal İstanbul Projesi güzergâhında en çok merak edilenlerden biri de arazilerin kimlere ait olduğuydu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum önceki gün yaptığı açıklamalarda “Kanal İstanbul güzergâhı üzerinde arsa rantına müsaade etmeyeceğiz. Daha önce hiçbir projede yapmadığımız gibi burada da bir arsa rantı söz konusu değildir. Arsa rantına asla izin vermeyiz, böyle bir durum yok” ifadelerini kullansa da, bölgede Körfez ülkesi yurttaşı Arapların metrekarelerce arazi aldığı ortaya çıktı. Katar Emiri’nin annesi Şeyha Moza da Kanal İstanbul güzergâhında 44 dönüm arazi satın almıştı.

ARAZİ ALAN ALANA

Türkiye’de 2013 yılında Kuveyt vatandaşı iş adamı Wael N Y Alnusef, 100 bin lira sermayeyle Nour Alkhaır Gayrimenkul Turizm şirketini kurdu. İstanbul Başakşehir’de bulunan şirket 21 Aralık 2018 tarihinde Arnavutköy Yassıören Köyü’nde “tarla” vasfında 53 bin 878 metrekare arazi aldı. Tapunun açıklama bölümüne arazi alınırken “geliştireceği projeyi iki yıl içinde ilgili bakanlığın onayına sunma zorunluğu vardır” notu eklemesi dikkat çekti. Ayrıca Suudi Arabistanlı iş insanı Sulaıman Al Muhaıdıb’ın da proje güzergâhında arazi aldığı ortaya çıktı. Al Muhaıdıb Sazlıbosna Köyü’nde tarla vasfında 9 bin 500 metrekarelik araziyi 2015 yılında edindi. Al Muhaıdıb’ın güzergâhta başka araziler de aldığı ifade edildi. Kanal İstanbul Projesi’nin hayata geçmesi durumunda güzergâhta yapılacak yeni imar planlarıyla arazilerin değerinin kat ve kat artacağı belirtiliyor.

‘ARAP KANTONU KURULUYOR’

İBB’nin CHP’li Meclis üyesi Nadir Ataman duruma tepki göstererek “Kanal İstanbul’u uzatalım. Arap yarımadasına bağlayalım. O kadar arsa toplamışlar, rahat gidip gelsinler. Kanal İstanbul için ‘İstanbul’un kent nüfusunu oraya çekerek kent rahatlatılacak’ derken işin aslı Arap nüfusu kastediliyormuş. Kanal Araplar tarafından işgal altında. Nerdeyse bir Arap kantonu kuruluyor. Kanal İstanbul’un etrafı rant pazarına dönmüş. Adı ‘ranta giden kanal’ olsa daha iyi olur” diye konuştu.