Demirtaş, ''Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını toplumsal uzlaşma ve ülkemizin iç barışı açısından çok önemsiyor ve yürekten destekliyorum'' dedi.

Tarihi dibe vuruş: AB iltica reformunu onayladı Tarihi dibe vuruş: AB iltica reformunu onayladı

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” çağrısı için “Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla yapılmış bu açıklama tarihi önemdedir” değerlendirmesi yapan Selahattin Demirtaş, Politikyol’da dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

'TARİHİ ÖNEMDEDİR'

Demirtaş, ''Sayın Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta, helalleşme kavramını kullanarak önemli bir açıklama yaptı. Her türlü siyasi taktik hesaptan, ittifak ve seçim tartışmalarından bağımsız bir şekilde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasını toplumsal uzlaşma ve ülkemizin iç barışı açısından çok önemsiyor ve yürekten destekliyorum. Çünkü geçmiş hatalarımızla samimi, dürüst ve cesur bir şekilde yüzleşip karşılıklı helalleşmeden hiçbir sorunumuzu kalıcı olarak çözemeyiz. Bu nedenle, Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla yapılmış bu açıklama tarihi önemdedir ve mutlaka sahiplenilmesi, desteklenmesi ve güç verilmesi gereken ciddi bir adımdır'' dedi.

'YOLA ÇIKILMASI ÖNEMLİDİR'

Sayın Kılıçdaroğlu’nun çabası çok kıymetlidir diyen Demirtaş, ''Toplum, devamının gelmesini bekleyecektir. Sadece şimdi değil, ileride iktidar değiştiğinde, bu helalleşme sürecinin devlet adına da kurumsal ve resmi olarak işletilmesi gerekir. Ancak bu sorumluluk ne sadece CHP’nin ne de sadece Sayın Kılıçdaroğlu’nundur. Başta siyasetçiler olmak üzere herkes samimiyetle ve cesaretle elini taşın altına koymak, kendi payına düşen sorumluluk gereğince yüzleşmeye dahil olmak zorundadır. Bunun basit oy hesaplarıyla yaklaşılacak bir konu olmadığını herkesin iyi anlaması gerekir. Kaldı ki samimiyetle özeleştirisini ortaya koyan siyasetçiyi, halk kesinlikle bağrına basacaktır. Yine de ahlaklı davranmak ve risk almaktan da çekinmemek gerekir. Başka türlü siyasi öncülük de yapılamaz, toplumsal değişim de sağlanamaz. Bu nedenle, Sayın Kılıçdaroğlu’nun inisiyatif alması kıymetlidir, helalleşme için yola çıkması önemlidir'' ifadelerini kullandı.

'HEP BİRLİKTE HELALLEŞECEĞİZ'

Demirtaş, ''Doğrusu, bu konu dışarıda nasıl tartışılıyor, çok takip etme imkanım olmadı. Nihayetinde bizler haksız ve hukuksuz bir şekilde hapiste tutuluyoruz. Buradan özeleştiri yapmamız kimilerince istismar edilecek, birilerine yaranma çabası olarak yorumlanabilecektir. Kaldı ki biz siyaseten eleştirildiğimiz için değil, siyasi bir kumpas sonucunda buradayız ve siyasileşmiş mahkemelerde çok ağır ceza istemleriyle yargılanıyoruz. Bu durumumuza rağmen, bizim de halka karşı özür borcumuz var. Ben şahsen, bu özeleştiriyi ve özür dileğimi halka sunmaktan geri durmam, özeleştirimizin muhatabı siyasetin aparatına dönüşmüş mahkemeler değildir elbette. Bununla birlikte halkımıza, tüm Türkiye toplumuna sözümüz olsun, biz de kendi hatalarımızla yüzleşecek ve hep birlikte helalleşeceğiz'' dedi.

Demırtaş yazısına şöyle devam etti:

Evet, sorunları biz yaratmadık, sorunların kaynağı biz değiliz ancak siyasetçiler olarak eğer doğru ve başarılı bir politika izleseydik çözümsüzlükten beslenenlerin ekmeğine, istemeden de olsa yağ sürmemiş olurduk. Kendi adıma bu sorumluluğu her zaman kabul ettim ve halen aynı noktadayım. Kimlik siyasetini aşarak toplumun tamamını kucaklamayı başarmalıydık. Şiddetin tümden devre dışı kalması için siyasetçiler olarak daha fazla inisiyatif almalı, öne çıkmalıydık.

HELALLEŞME VE YÜZLEŞME BİZİM DE SORUMLULUĞUMUZ

Halkımızın haklı taleplerini daha doğru ve ikna edici bir dille anlatmayı, temsil etmeyi başarmalıydık. Bize yönelik ağır saldırılara ve kara propagandaya rağmen hiçbir mazeretin arkasına sığınmadan barış politikalarını hayata geçirmeliydik. Bunlar bizim eksiklerimiz, hatalarımızdır. Ve eminim bizden dolayı kırılmış, incinmiş milyonlarca insan da var. Dolayısıyla helalleşme ve yüzleşme bizim de sorumluluğumuz. Unutmayın, helalleşme için samimiyetle özür dileyebilmek zayıflık değil, cesaret ve erdemdir. Yüzleşme konusu sulandırılmadan, istismar edilmeden tüm kesimlerce desteklenir ve herkes iğneyi önce kendine batırırsa demokrasinin önü açılır, toplum nefes alır.

Son olarak yüzleşme, sosyolojinin ve toplumsal psikolojinin konusudur. Hesaplaşma ise hukukun alanına girer. Helalleşme süreci sağlıklı bir şekilde işletilirse bağımsız yargı önünde hesaplaşma da daha kolay ve mümkün olur. Zaten ikisi birden yapılamazsa adalet sağlanmış olmaz. Elbette yakın zamanın ağır suçları yargı önünde hesaplaşmaya konu olacaktır ama ondan önce, yüzleşme ve karşılıklı helalleşme için hep birlikte adımlar atmalıyız.

Selamla, sevgiyle…”