Sevgili okuyucular,

Özgür basın! Ülkemizde en çok tartışılan konular arasındadır. Nedeni basının sıkıntılı ve kendini özgürce ifade edememesinden kaynaklanmaktadır.

AKP iktidarı ve başbakan R.T. Erdoğan ülke yönetimini gasp ettikten sonra, basın kendini ifade etmede daha da, zorlanmaya başlamıştır.

AKP iktidar koltuğuna oturduktan sonra, basında muhalif sesler, eleştirel bakış açıları, başta başbakan R.T. Erdoğan olmak üzere AKP kurmayları tarafından susturulmak istenmiştir.

AKP iktidarına eleştirel yaklaşmak, muhalif sesler çıkarmak, basın mensupları için tehdit edilmek, işlerinden olmak ve hatta cezaevlerine atılmak durumunda kalıyorlar.

Basının özgür olmadığı bir ülkede, toplumlar yeterince doğru haber almak konumunda olamazlar. Doğru haber alamayan, başkalarının yanlışlarıyla manipüle edilen toplumlar özgür olamazlar. Basın özgür ve bağımsız olduğu zaman doğru haber ve bilgilendirme yapabilir.

AKP ülke genelinde yarattığı yandaş basının olanaklarıyla, kendisine yakınlaşmayan basını da, zorlamalarla kendi değirmenlerine su taşımaya yöneltmektedir.

Başbakan R.T. Erdoğan, kendi arzuladığı gibi yayın yapmayan basın kurumlarını ve bu kurumlarda çalışan köşe yazarlarını, yorumcuları dönem, dönem tehdit edebilmektedir.

Başbakan gibi düşünmediği için işinden, köşe yazarlığından olan birçok basın mensubu bulunmaktadır.

Son günlerde, ‘İmralı tutanaklarının’ yayınlanmasından dolayı, yayın yapan, yorumda bulunanları hedef gösteren başbakan, basın özgürlüğünden bahsedemez.

Başbakan, güdümlü, devlet aklını ve AKP zihniyeti ile işleyen bir basın mekanizması arzulamaktadır.

Ülkemiz Türkiye’de, basın mensupları,  ifade özgürlüğü, hiç bir dönem bugünkü kadar sıkıntılı ve baskı altında değildi. 12 Eylül askeri faşist döneminde, basına uygulanan yaptırımlardan daha ağırları bugün uygulanmaktadır. 12 Eylül askeri faşist döneminde basın mensupları, ‘andıçlanyor’ ve baskı altında tutuluyorlardı.

 Bugün ise bir fiil başbakanın talimatlarıyla baskı altına almaya çalışılmakta, ‘’böyle bir yayın yapan basın batsın’’ ‘’ben bunların patronu olsam hemen kovarım’’ diyen bir başbakanla karşı, karşıyayız. Basın mensupları başbakan tarafından, ‘azarlanabilmektedirler.’  Hatta ceza evlerinde tutuklu bulunan, basın mensupları için, ‘‘bunlar basın mensubu değil, terör örgütü yandaşı’’ iddiası ile basın çalışanları baskı altında tutulmaktadır.

Başbakan R.T.Erdoğan basın mensuplarını sürekli olarak, ‘aşağılamakta’ görevlerini yapmasını engellemek için elinden geleni yapmaktadır.

Bu nedenle ülkemiz Türkiye, basın özgürlüğünün kısıtlandığı ülkeler sıralamasında, dünya genelinde ilk sıralara oturmaktadır.

Basını özgür olmayan ülkenin, toplumunun da, özgür olamayacağını bilmek durumundayız. AKP ve başbakanın, arzuladığı gibi ülke, basın özgürlüklerinin olmadığı ve diktatörlüğün olduğu bir ülke olabilir. Basın mensupları iktidarın, devlet aklının, AKP’nin, başbakanın yaptırımları karşısında geri adım atıp, yılgınlığa kapılmamalıdırlar.

Onurlarını korumak konusundaki kararlılıklarını, ısrarla sürdürmelidirler. Basın kurumlarında çalışanların iktidar tarafından, ‘ekarte’ edilmelerine boyun eğilmemelidir.

Dayanışma, basın mensupları için vazgeçilmez bir ilke olmalıdır!

 06.03.13