Sözkonusu konuşma, Sedat Peker'in sosyal medya hesaplarından paylaşılan "Derin Devletçiler, Pelikancılar; Bir Tripoda, Bir Kameraya Yenileceksiniz" başlıklı video ile yayınlandı.

"1 GÜN EVEL ŞİKAYET EDEN KIZ BİR GÜN SONRA ÖLDÜ"

Konuşmasında Yeldana Kaharman'ın ölümüyle ilgili ortaya attığı iddialar üzerine Jandarma Genel Komutanlığının yaptığı açıklamaya yanıt veren Peker, "Ömrüm devletin içerisinde geçti. Amacım asla devleti kötülemek değil. Dünya yerinden oynasa asla böyle birşey yapmam. Devlet ebed müddet, devlet kutsal ama devletin içerisinde görev yapan her insanın söylediği kutsal kelam olarak kabul edeceğiz diye bir kanun yok.

O günü şöyle bir hikayeyle canlandıralım: Rahmetli kızcağız (Yeldana Kaharman) Jandarma'ya gidiyor, 'Tolga Ağar'a röportaj yapmaya gittim, bana tacizde, tecavüzde bulundu' diyor. 'Hanımefendi şikayetinizi aldık, siz doktora gidip konuyla ilgili yarın bir rapor alın' deniliyor. Ertesi gün 18 yaşındaki kız öldü, kendiliğinden! Cıvıl cıvıl, hayat dolu kız nasıl ölür? 1 gün evvel şikayet eden kız 1 gün sonra öldü! Jandarma komutanı, bir üst komutanını arar, 'yanıma gel' der. Büyük komutan öbür komutana "yav kardeşim zaten kızın psikolojisi iyi değilmiş, ülke zaten gergin, tahkikata gerek yok' der. Tiyatro bu ya! Ayriyeten de 'Sen çok başarılı bir komutansın. İnşallah ileriki zamanlarda iyi bir paşa olacaksın' der. 'Emredersiniz efendim!' Hani şikayet, yok, gitti! Bunların sonunda kanuni hiçbir tahkikat olmayacağını, göstermelik tahkikat olsa da hiçbir sonuç alınmayacağını bilmiyorum. Ama vallahi, billahi, tallahi şunu biliyorum: Yenileceksiniz, yaptıklarınız gayrettullaha dokundu, yenileceksiniz." dedi.

Konuyla ilgili olarak "Benim oraya artık bundan sonra gelmem mümkün değil. Zaten getirmek için herşeyi yapıyorsunuz. Siz alıp getireceksiniz" diyen Peker, "Diyet olarak parmağımı koydum. İki tane müfettiş yollayın buraya. Yalan makinesi verin, devlette var. Alıp gelsinler. Yalan makinesi 'yalan söylüyor' dediğinde bir parmağım kesilecek. Parmaksız Sedat olarak anılmayı göze aldım da siz de lütfedip müfettiş göndermeyi göze alın" ifadelerini kullandı.

"HAVLAYACAĞINI BİLMEYEN KÖPEK EVE KURT ÇAĞIRIR"

Peker, Berat Albayrak’ın abisi Serhat Albayrak’a hitaben ise şunları söyledi:

“Eşkıya dizisi var ATV’de oynuyor. Turkuvaz grubunda, Serhat Albayrak, Berat Albayrak beyin abisi. Esas tehlikeli beyin hep o derler. Dizinin içine bir karakter sokmuşlar. Hafta giriyor karakter. Kim bu karakter? Adını Peker koymuşlar. Bir araba süren bir arkadaş. Oradan birisi bir şey diyor, diğeri de diyor ki ‘Bırak onu o hep boş konuşur’ öyle mi? Şimdi dolu konuşacağım. Bizim Anadolu’da söz vardır. Havlayacağını bilmeyen köpek eve kurt çağırır derlerler. Madem böyle konuşalım. Biraz dolu, kuvvet kadar dolu, isteğinizde havuz kadar dolu. Beni haber yaptınız ya ben çabuk öğrenirim. Şimdi gazeteciliğe merak saldım. Beni dizi karakterlerine sokun siz o zaman göreceksiniz. O zaman vallahi göreceksiniz. Dünyada birinci haber nasıl olunuyormuş göreceksiniz. Ben çabuk öğrenirim hem de çok çabuk. Bana ‘bizim ilgimiz yok’ diyorlar. Pelikan grubunun yönlendirdiği kendi televizyonlarında dizilerin içine imgeleme koyuyorlar. Fetö’yla onla bunla. Bana aynısını yapıyorlar. Oktay Kaynarca kardeşimi aradım. Böyle böyle oldu beni arıyorlar. Dedi /haberim yok, mümkün değil’ dedi. Beni yapımcı arkadaşla bir görüştür dedim. ‘Ben konuşurum’ dedi. Daha sonra aradı ‘tesadüf, denk gelmiş’ dedi. Adamın adı Peker boş konuşurmuş. Ben de çocuğum, ben de malım ya. Ne yapalım dedi Oktay. Ben de öbür bölüm de Peker boş konuşmamış diye bir şey ekle dedim. Dedi ‘bunu yapamıyorlar’. Ne yapabiliyorlar dedim? Dedi ‘ O karakteri diziden çıkarırlarmış’ dedi. Olmaz kardeşim dedim.”

"TOLGA AĞAR'A LAF EDERSEN HÜKÜMETE LAF DEMİŞ OLURSUN"

'Pelikan' denilen ekiple ilgilide konuşan Peker, "Pelikancı olarak bilinen arkadaşların başı olarak geçen Süheyb diye bir arkadaş var. Kendisini tanımıyorum. Benim yanıma bir gazeteci kardeşimi yolladı. Bir konu hariç onunla iyi anlaşırız. O kardeşimizle konuşurken bana 'Abi ben aracıyım. 'Tolga Ağar'a laf dersen Hükümet'e laf demiş gibi olursun.
' dedi. Hakan Fidan'la Mehmet Ağar'ın arası açıkmış, Hakan Fidan'la beraber böyle bir organizasyon yapıp Hükümet'e... Ya siz deli misiniz kardeşim? Benim böyle bir hayalim yok. 'Ben Sayın Hakan Fidan'ı tanımıyorum, hayatımda hiç görüşmedim tanışmadım." diye konuştu.

Serhat Albayrak'a seslenen Peker, "Senin yengene, yengenin annesine, Cumhurbaşkanımızın eşine küfür etti diye ben milletvekilinin devletin karakolunda kemiklerini kırdırdım. Yetmedi mahkemeye çıkarken biraz daha kırdırdım. Pişman mıyım? Değilim. Karıya. kıza, anaya kötü laf olmaz. O adam yapmıştır. Bir milletvekili yanıma geldi dede ki ‘Bu namus meselesi. Böyle söylüyorlar. O geldi söyledi. Hemşerimiz, onu da pasifize etmişler. Yeni MYK’ya aldılar. Karakol amirini ayarlayacaklar, iki çocuk girecek ve orada kavga edecek. Karakol amirine bile söz getiremediler. Ben avukat kardeşimi yolladım. Uzak doğu dövüşçüsü. Devletin karakolunda içinde ben onların namusunu korudum. Siz ne yaptınız? Siz ne yaptınız? Benim karımın iç çamaşırını erkek polise aratmaya kalktınız? Pezevenklerin evine giderken kadın polis getirdiniz, benim evime getirmediniz.” diye konuştu.

"FAS KRALI NAMUSLU ADAM"

Kendisini Türkiye'ye getirilmesinin karşılığında Fas'a İHA hibe edildiğini iddia eden Peker, "Allah'tan Fas Kralı namuslu adam. Babasından gelen bir geleneği varmış, kendisine teslim olan kimseyi vermezmiş. Suudi Arabistan'dan gelenleri de vermiyormuş" dedi.

Kendisinin kaçırılmak istendiğini belirten Peker, "Beni kaçırmak için gelen arkadaşlara bir sözüm var: Beni öldürsünler. Bak yemin ediyorum. Ben bilemem bunlar devlet görevlisi midir suikastçi midir nedir, kendimi korurum. Canım yanar bir devlet görevlisiyle çatışmada ölürsem, öldürülürsem. Yapmayın" dedi.

"İNSANLARIN İÇİNİ KAN DOLDURDUNUZ"

Aufruf: Boykottiert die LIMAK-Hotels in der Türkei! Aufruf: Boykottiert die LIMAK-Hotels in der Türkei!

Kendisiyle ilgili soruşturma üzerine AKP kadrolarına da seslenen Peker, "Siz Türk-İslam davasına inanan gençlerin abisini çaldınız. Tayyip Erdoğan'la herkesin arasına mesafe koydunuz. Ona ayrı bir Türkiye anlattınız. Oysa gerçek Türkiye bu değil. Atadığınız kadrolar, bence en tehlikeli olanlar onlar. İnsanların içini kan doldurdunuz. Sayın Cumhurbaşkanına olan sevgilerinden susuyorlar ve susacaklar. Ben cezaevinde yatarken, Sayın cumhurbaşkanımız başbakan olduğu dönemde ben ona 'Bir gün Türk-İslam birliği kurulacak' diye dua ediyordum. Biz bu itikat üzereyiz. Siz, 'kral dairelerinde alemlere akalım'. Siz Pelikancılar, derin devletimizin başıyla iş tuttuğunuz için yenileceksiniz" dedi.

BARIŞ AKADEMİSYENLERİNE: "ÇOCUKLARINDAN ÖZÜR DİLİYORUM"

Sedat Peker, Barış Akademisyenlerine yönelik ölüm tehdidi içeren konuşmasıyla ilgili de "Bildiriyi okudum, baktım 'ya bu bildiri resmen terör örgütünün olduğu bu ülkede, her yerde bombalar patlıyor, öyle bir zamanda yayınladılar ki benim okuduğumdan anladığım terör örgütlerin nefes kazandırmak için. Barış akademisyenliği diye anlamadım. Terör örgütlerine direkt destek anladım. Benden özür dilememi bekliyorlarsa o zaman bir açıklama yapacaklar. İki satır yazı yazsınlar. 'Biz kardeşim terör örgütüne destek için bunu yazmadık' O zaman ben normal özür de dilemeyeceğim 'ya hayvanlık etmişiz hakkınızı helal edin' diyeceğim. Dedim ki 'eğer ki bir gün bizim devletimizi bu terör örgütleri yıkmayı başarırlarsa, polis işlemez olur, askeriye işlemez olursa bakkal Ahmet, kasap Recep bunlar topraklarını korumak refleksiyle mücadeleye başlar' dedim. Ve 'siz onlara destek olduğunuz için sizi bulurlar' dedim. Sonuna da pimi çekilmiş bomba gibi olan o sözü ekledim. Kanlarınızla da 'duş alacaklar veya alacağız' dedim. Yine söylüyorum. Hangi terör örgütüne kim destek verirse versin aynı itikat üzerindeyim ancak bu yazımdan dolayı çocukları eşleri korkmuş olabilir. Onlardan da özür diliyorum" diye konuştu.

İŞBAŞARAN YANIT VERDİ: SENİ FAZLA ÖTTÜRMEZLER

Eski AK Parti Elazığ milletvekili İşbaşaran, 2014 yılında Twitter’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alındığı polis merkezinden çıkışta AK Partili kalabalık bir grubun protestosuyla karşılaşmıştı. İşbaşaran, daha sonra ifadesinin alınması için adliyeye götürülürken başka bir grubun saldırısına uğramıştı.

Saldırı olayına karıştığı iddia edilen isimlerden biri de avukat İsmail Barbaros Aslan'dı. Sedat Peker’in avukatlığını yapan Aslan, o dönem Hürriyet gazetesine, “Ben o kavgaya katılmadım. Evet oralarda bulundum; ancak aldığı darptan benim bir dahlim yok. Bunu gösteren bir kamera kaydı da görgün tanığı da yok. Bu iddialar ile ilgili polise ifade verdim. Zor bir gece geçirdim. Kendisi bizi suçladı; benden şikâyetçi oldu. Ben de kendisinden şikâyetçi olacağım" demişti.

Bu arada İşbaşaran, Peker'in açıklamaları üzerine Twitter hesabından yanıt verdi. "Sen benim muhatabım değilsin ama videoda adım geçtiği için bir iki şey yazmak istedim" diyen İşbaşaran şu mesajları paylaştı:

"Senin muhatabın, hizmet ettiğin Erdoğan, Mehmet Ağar, Korkut Eken ve seni yıllarca kullanan polis teşkilatıdır. -Eşine, çocuklarına yapılanan üzüldüm ama sen de onları bırakıp kaçmayacaktın! Sen nasıl bir delikanlısın ki; Bir AKP milletvekili (Metin Külünk), parti teşkilatı ve polisle anlaşarak bir tetikçini gönderip gözaltında elleri kelepçeli birine saldırıyorsun? Benim kemiklerim falan kırılmadı ama bir polisin parmağı kırıldı, o polise üzüldüm.

'KULLANILMA SÜREN DOLDU'

Türkiye’de polis olmadan mafya olmaz. Polisin kanatları altında yıllarca çetecilik faaliyetlerinde bulundun, sana mafya da denilmez. Mafyanın, İtalya’da olduğu gibi kurumsal kimliği var, polisle, istihbarat ile işbirliği yapmaz ama sen polis işbirlikçisisin ve kullanılma süren doldu.

Bir de ‘Feyzi İşbaşaran beni şikayet ediyor’ diyorsun. Seni kime şikayet ettim veya ediyorum? Şikayet etmem gereken kişi ve kurumlar senin sahiplerin zaten. Erdoğan ve ailesini tehdit ediyorsun, seninle onların meselesi, beni hiç ilgilendirmez!

İstediğin kadar Hakan Fidan’a güzellemeler yap, seni oralarda daha fazla öttürmezler, gerisini Mit/polis abilerine anlatırsın. MİT/polis himayesinde mafyacılık oynamanın ömrü bu kadar! Umarım adil yargılanırsın ve cezaevinde başına bir iş getirmezler.