1987 senesinden bu yana Çalışkan ailesi tarafından işletilen ve mahallenin sembollerinden sayılan Bizim Bakkal'ın yerinden edilmek istenmesi tepkilere neden oldu.

Binayı boşaltarak, dönüştürmek isteyen binanın yeni sahibi, binada bulunan diğer kiracılarla teker teker görüşüp anlaşma yoluna giderken, Bizim Bakkal'ın sahibi Ahmet Çalışkan'ın ise mülkünden çıkmasını istedi.

MÜCADELEMİZ ÖRNEK OLSUN”
Yeni yatırımcının, kendisini zincirin en zayıf halkası olarak gördüğü için muhatap almadan çıkarmak istediğini söyleyen Çalışkan, ailece yıllardır emek verdikleri işyerinden çıkmayacaklarını, direneceklerini belirtti. Çalışkan: “Arkamızda bu kadar insanı görmek bizi çok mutlu ediyor. Çoğu semt sakinleri ve benim eski müşterilerim. Aralarında çocukluğundan beri tanıdıklarım, zamanında anne babasıyla gelip bizden alışveriş yapmış olanlar var. Bu işin sonu inşallah sözleşmeyi uzatmaya varır. Mücadelemiz, bize bildirilen çıkış tarihi olan 30 Eylül 2015'e kadar devam edecek. Hatta 30 Eylül’den sonra da devam edecek ki bizim mücadelemiz bir örnek olsun” dedi.

 


Bizim Bakkal'la dayanışma gösteren ve kapanmaması için çaba sarf eden -çoğu Alman- semt sakinleri ise protesto eylemlerine devam ediyor. Afişler bastırılıyor, bildiriler dağıtılıyor, kapılara pencerelere bizim Bakkal'la dayanışma sloganları asılıyor, imzalar toplanıyor. Eylemciler zaman zaman da Bizim Bakkal'ın önünde bir araya gelerek yaptıkları konuşmalarla, isteklerini dile getiriyor, kararlılıklarını gösteriyor.

 

BİZİM BAKKAL MAHALLELİYİ BİRBİRİNE BAĞLIYOR

Yine bir gösteri sırasında konuştuğumuz eski bir semt sakini Alman öğretmen duygularını dile getirerek: “Bizim Bakkal bir mahalle bakkalı, mahalleliyi birbirine bağlayan önemli unsurlardan biri. Ben 25 yıldır bu aile bakkalından alışveriş yapıyorum. Aileyi tanıyorum, çocuklarını tanıyorum, çalışanlarını tek tek tanıyorum. Türk ve Alman toplumunun ahenk içerisinde bir arada yaşamına örnek teşkil eden bir işyeri. O nedenle kapanmaması lazım” ifadelerini kullandı. Yine bakkalın bulunduğu Wrangel Strasse Caddesinde oturan Ali Ekber ise, Bizim Bakkal'ın semtle bütünlük sağladığını, semtin bir parçası olduğunu söyledi. Ekber: “Aynı Türkiye'deki küçük mahalle bakkallarında olan samimi bir ortamı var. Aile buraya yıllarca büyük emekler vermiş. Şimdi böyle çıkarılmak istenmeleri üzücü ve biz bunu kabul etmiyoruz. Bizim Bakal'ın burada kalmasını istiyoruz” dedi.

 

PARA İÇİN YAŞAM ALANLARI YOK EDİLİYOR

Yabancılarla iç içe, alternatif bir yaşam tarzını benimsemiş; aralarında çok sayıda profesörlerin, avukatların, milletvekillerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin, sanatçıların da bulunduğu semt sakinleri, yıllarca birlikte oluşturdukları bu sıcak mahalle ortamının emlak spekülatörleri tarafından bozulmasını istemiyor.


1980'li yıllarda Türkiye'deki “Kahraman Bakkal Süpermarket'e Karşı” duruşunu anımsatan Berlin'deki Bizim Bakkal'ın hikayesi, daha çok para kazanmak amacıyla Berlin'de emlak fiyatlarını düzenli bir şekilde artıran büyük yatırımcılara karşı verilen mücadelenin sembolüne dönüşecek gibi görülüyor.