Türkiye Yayıncılar Birliği’nin yürüttüğü Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Yayınlama Özgürlüğü Projesi” çerçevesinde Ankara’da Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı yapıldı. Çalıştaya aralarında Türkiye Yazarlar Sendikası’ndan Kamil Tekin Sürek, İnsan Hakları Derneği’nden Hüsnü Öndül’ ün de aralarında bulunduğu 80’i aşkın yazar, yayıncı ve hukukçu katıldı.

MEDYA ZORLUK YAŞIYOR

Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) tarafından düzenlenen Yayınlama Özgürlüğü Konusunda Farkındalık Artırma ve Bilgilendirme Çalıştayı proje koordinatörü Metin Celal’in açılış konuşması ile başladı. Açılış konuşmasının ardından ilk konuşmayı yapan AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Müsteşarı İreneusz Fidos çalıştayda “Yayınlama özgürlüğü konusunda AB ve Türkiye’deki uygulamaların mevzuat ve pratik açısından inceleneceğini” söyledi.

AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Müsteşarı İreneusz Fidos AB’nin 2014 ilerleme raporunda düşünce özgürlüğü konusunda bazı sorunları aktardı; “2014 ilerleme raporunda da belirtildiği gibi medya bu ülkede ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Raporda ifade özgürlüğünün önündeki bir dizi engellemelere işaret edilmiştir. Türk Hukuku’ndaki bazı maddeler ve bu maddelerin yargıda yorumlanma biçimi, medya sahiplerine karşı yapılan medyada caydırıcı etki yaratan bazı açıklamalar, gazetecilerin işten atılmaları, otosansür ve internet sitelerinin yaygın bir biçimde yasaklanması.”

YENİ OTOSANSÜR SİSTEMİ

Avukat Filiz Kerestecioğlu çalıştayda bazı basın davalarından örnekler verdi. Kerestecioğlu bazı davalarda cezaların ertelendiğini belirterek bu durumun yayıncı ve yazar için bir otosansür sistemine dönüştüğünü aktardı. Kerestecioğlu “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması sanık lehine gibi görünse de oto sansüre ve eylemsiz bırakmaya hizmet ediyor” dedi. Yazar Mehmet Eroğlu, “Düşünce özgürlüğü nefes almak gibidir. Ya vardır ya yoktur. Soluksuz kaldığınızda önemini anlarsınız” dedi. Eroğlu kitabını yayınlamak isteyen bir yayınevi yetkilisinin aldığı ertelemeli hapis cezası yüzünden 2014 yılında yayınevini değiştirmek zorunda kaldığını söyledi
‘En az 30 kurum inceliyor’

İletişim Yayınları yöneticisi yayıncı Tuğrul Paşaoğlu yayın özgürlüğü konusunda yeni bir sorunla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Yeni çıkan bir kitabın sakıncalı olup olmadığının anlaşılması için otuz kadar kuruma gönderdiklerini söyleyen Paşaoğlu, “Bandrol sistemini korsan kitabı engellediği için destekledik. Bandrol sisteminde otomasyona geçildi. Karşımızda artık bir e-devlet var. Ve sistem bazı kitaplara bandrol vermiyor. Bunu aşmak için tekrar bildiğimiz devlete başvuruyoruz. Süreç uzun işliyor” dedi.

Charlie Hebdo korkunç bir saldırı

Uluslararası Yayıncılar Birliği Politika direktörü Jose Borghino ifade özgürlüğü konusunda günümüzde yeni sorunların baş gösterdiğine dikkat çekti. Borghino özellikle Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan Charlie Hebdo saldırısına dikkat çekerek, “Eğer birileri yayınlama özgürlüğünü gelişmiş ülkelerde savunmayı teorik ve soyut olarak gördüyse, Charlie Hebdo’ya yapılan korkunç saldırıyla ne kadar yanılmış olduklarını anlamış olmalılar” dedi. Çalıştay’a katılan iletişim hukukçusu Fikret İlkiz konuşmasına, “Dün yaşadıklarımızı tekrar yaşamamak için ifade özgürlüğünün nefes kadar önemli olduğunun bilinciyle konuşmalıyız” diyerek başladı.

İlkiz, hükümetin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Hrant Dink cinayeti ve hakarete dair Erbil Tuşalp ve Taner Akçam kararlarını yerine getirmemesini eleştirdi. (Birgün)