Karakoçan Fördeverein Başkanı Ali Haydar Oral, 1979 yılından beri Hamburg'da yaşamasına rağmen ilk kez 2015 yılında Türkiye'ye giderek aile yakınlarını ve ilçesini ziyaret etmişti. 

Oral, korona sürecinde kitle derneklerin üzerlerine düşeni yapmadıklarını ileri sürdü.

Uzun süredir Schanzen Bäckerei fırmasında çalışan, iki yetişkin çocuk babası Ali Haydar Oral ile tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinde yaşadıklarını konuştuk.

Görüşmek için bir kafeteryada buluştuk. Hemen her kapalı mekanda olduğu gibi, tüm müşterilerden istenen, korona önlemleri kapsamında kimlik bilgilerimizi içeren bir formu doldurduktan sonra konuşmaya başladık.

Korona sürecinde az sayıda kişiyle telefon aracılığı ile iletişim kurduğunu ifade eden Haydar Oral, bünyesinde 350 kişiyi çalıştıran Schanzen Bäckerei'in sahibi Gürol Gür'e, korona sürecinde kimseye çıkış vermediği için teşekkür etti. 

MERKEL HÜKÜMETİ KORONA SALGIN SÜRECİNİ İYİ YÖNETTİ

Oral, Almanya'da Merkel hükümetinin korona sürecini iyi yöneterek, AB ülkeleri ile dış dünyaya olumlu bir örnek teşkil ettiğini açıkladı. Koalisyon hükümetinin „Korona acil yardım“ paketi ile ekonomik darboğazda olan küçük işletmelere ve serbest meslek sahiplerine destek sunarak, geniş bir kesimi kısmi de olsa ekonomik olarak rahatlattığını ifade etti.

KORONA SALGINI BİZLER İÇİN DERNEKLERİN ÖNEMİNİ SORGULADI

Üyesi olduğu dernek ve çevrelere sitem ederek sözlerine devam eden Oral, korona geleceğinden kuşku duyan aileler içinde de ciddi sorunlar yarattı. Basına da yansıdığı üzere, aile içi şiddet tavan yaptı. Elbette ki bunu genelleştiremeyiz. Dernekler tam da böylesi zamanlarda üyeleri ile en azından telefon, mail veya sosyal medya aracılığı ile yakın iletişime geçebilirdi. Bazı yerel dernekler ile çatı örgütleri, bunu sınırlı da olsa sosyal medya aracılığı ile yaptılar. Korona salgını sadece devletlerin sağlığa yaptıkları yatırımları ve verdikleri önemi bize göstermedi, sosyal içerikli derneklerin de toplumdaki yerini ve önemini göstermiş oldu.

Korona sürecinde en çok neyi özlediniz şeklindeki sorumuza Oral şu yanıtı verdi:

Korona, sosyal ve insani ilişkilere büyük darbe vurdu. Eskisi gibi kimse ile yakından 'merhaba' diyerek tokalaşamıyoruz. Ümit ederiz eski günlerimize yeniden kavuşuruz.

Burada şunu özellikle belirtmek isterim: Yaşamımızda hayati anlamda önemli olan bir şey kaybedilince değeri daha iyi anlaşılmaktadır. Korona salgını bizi dış dünyaya adeta aylarca kapattı ama yüzümüzü aile içine yöneltti. Evimizde ihmal ettiğimiz birçok sorun ile yüzleştik. İlişkilerimizi derinden güncelledi veya tazeledi dersem yanlış olmayacaktır. Öte yandan sağlıklı yaşamanın önemi ile özgürlüğün parayla satın alınamaz ve vazgeçilmez olduğunu gösterdi. Korona salgını, sınırları vize almadan Okyanus'un ötesine kadar geçip gitti.

KORONA ÇAĞDIŞI DÜŞÜNCELERİN İFLAS ETTİĞİNİ GÖSTERDİ

Virüs ile ilgili ilk tespit Çin'de yapılmış olsa da, salgın tüm dünyaya kısa sürede yayıldı. Sağlık yatırımları yeterli olmayan birçok dünya devi zengin veya gelişmekte olan ülkeler, korona sürecinde kötü sınav verdiler, vermeye de devam etmektedirler. Korona sürecinde bilimsellikten uzak çağdışı ve komplocu düşüncelerin iflas ettiğini gördük. Kısacası; korona süreci, insan sevgisi başta olmak üzere, hiyjen olmanın, sağlıklı ve bilinçli yaşamanın, temizliğe ve doğaya daha duyarlı yaklaşmanın, en önemlisi de dayanışmanın anlamını din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın tüm dünyaya gösterdi.