Sevgili okuyucular,

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devlet aklı, ‘rehin’ alındı! Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi eliyle besledi, büyüttü, canavarlaştırdı, devlet aklı ile eğittiği, çetelerden oluşan, IŞİD Irak Şam İslam Devleti canilerince, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, diplomatları, Musul başkonsolosluğu, ‘rehin’ alındı. Bu çeteler sadece bununla kalmadı. Ekmek parası, ailelerinin rızkını kazanmak için, canları pahasına TIR şoförlüğü yapan, 29 insanımızda, rehin aldılar AKP devleti, ‘devlet aklı’ her şeyin üzerinden ‘gelir’ Osmanlı hayali, Büyük Orta Doğu, eş başkanlığı derken, düştüğü duruma bakın, ‘süt dökmüş kedi’ gibi suskunluk içinde debelenip duruyor.

IŞİD de, ‘nereden çıktı’ mırıldanmaları, ‘kim bunlar’ Türk devletine, ‘kafa’ tutuyorlar. Birkaç tane çete, Türkiye devletini, ‘hazırlıksız mı’ yakaladı, Osmanlı’nın hariciyesi gibi davranan, A. Davutoğlu, taaaaaa, ABD New Yorklar dan, gersin-geri dönerek geldi.

Hafızalarımızı şöyle bir yoklayalım. Hatay, Antep, Urfa havzası ayağa kalkıyordu. TIR’lar yakalanıyordu. İHH insani yardım örgütü adı altında, bu çetelerle dayanışma sağlayan gruplar, TIR’lar dolusu silah, kontrollü olarak, bu vb. çetelere gönderildiği, bilinmiyor muydu? Peki, bu çetelerin, ellerindeki bulunan, katliamlarda kullandıkları silahlar, nere menşelidir? Hangi ülkeler, hangi koşullarda üretilmiştir? Bu silahların sevkiyatında, istihbarat örgütleri, MİT milli istihbarat teşkilatının konumu nedir?

Farklı ülkelerden gelerek, Suriye topraklarında katliam için lojistik olarak hangi ülkeleri kullanmışlardır? Avrupa ve Afrika ülkelerinden getirilen çete militanları, geçiş noktası olarak hangi ülkeleri ve hava limanlarını kullanmışlardır? Bütün bu varsayımlar, muamma mıdır?

Bu çeteler, Suriye’de çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden, sivil asker ayrımı yapmadan katliamlara giriştiklerinde, üç maymunları oynayan, ‘görmedim, duymadım, konuşmuyorum’ diyerekten, seyirci kalan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AKP ve devlet aklı, değil miydi?

Beşar Esad iktidar koltuğundan indirilsin, Suriye’de, Alevi ‘azınlık’ iktidardan alaşağı edilsin, bu nedenle çetelerin yaptığı katliamları maruz görenler kimdi?

Arap yarımadası ve Ortadoğu coğrafyasında, mezhepçilik üzerine oturtulmuş, Sünni İslam’ın bu coğrafyada bulunan ülkelerde etkin olması için, kitlesel katliamlar karşısında dahi, ‘Müslümanlar insan öldürüyor ‘ dedirtemezsiniz, diyenler kimlerdir?

Rojava’da oluşan, Suriye topraklarında bu kadar kaos yaşanırken, kendi kendini yöneten demokratik kantonlara, bu çeteler ve katiller sürüsü tarafından, katliam saldırıları düzenlenirken, devlet aklı neredeydi? Kürtlere, Alevilere ve diğer azınlıklara yapılan saldırlar, devlet aklının dikkatinden, ne hikmetse kaçmaktaydı. Osmanlı hayranlığı, hayali, Türk İslam sentezi, benim gibi düşünmüyorsan, ‘benden değilsin’ diyen devlet aklı, mezhepçilik üzerine kurulu bir akıl’dır.

Geçtiğimiz günlerde, Başbakan R.T. Erdoğan ve devlet aklı, Diyarbakır da yaşanan, bayrak indirme olayını bahane ederek, ‘aslanlar’ gibi kükremekteydi. Bu koroya, AKP kurmayları, Türkiye Cumhuriyetinin, kelli-felli, ‘efendileri’ heyecanla katılmışlardı. Bayrağın, ‘kutsallığı’ vatan topraklarının, ‘kutsallığı’ ‘bayrak inmez, vatan bölünmez’ naralarının yükseldiği ve gerekirse, bayrağı indirenlerin, ‘anında indirilmesi’ gerektiği açıklamaları yapılıyordu.

Peki, ne oldu? Musul’daki, başkonsolosluk binası, Türkiye’nin yabancı topraklarda misyon temsilcilikleri değimlidir? Yabancı misyon temsilciliklerinde, bayrak dalgalanmamakta mıdır? Çeteler tarafından, baskın düzenlenerek, misyon temsilciler, aileleri, ‘rehin’ alınarak, bayrak indirip yerlerde sürünmedi mi? Yoksa bayrağın, ‘kutsallığı’ burada sona mı, erdi?

Türkiye Cumhuriyeti, devlet aklı, kendi yetiştirdiği, elleri ile besleyip büyüttüğü, faşist çete, canavarlaştı. Bilinen bir realite vardır. Canavar, aç kalınca sahibine saldırır. Öylede oldu!
IŞİD çeteleri canavarlaştılar. Kana doymuyorlar. Şimdi kendilerini besleyip, büyüten ağa babalarına saldırmaktan çekinmiyorlar. Çünkü çeteler için, neden de, amaç da, çıkarlarıdır. Veya sahibinin çıkarlarıdır.

Bir konunun altını çizmeden geçmek istemiyorum. Başta ABD olmak üzere, batılı Emperyalist sermaye çevreleri, IŞİD’ ilişkin açıklamalarına. İki yüzlülüklerine devam etmektedir. IŞİD vb. çeteleri, katiller sürüsü bizzat batılı sermaye çevrelerinin sağladıkları finansal yardımlarla gelişip palazlandıklarını, bilmeyen var mı? Neden, timsah gözyaşları döküyorlar?

IŞİD çete ve katiller sürüsünün, rehin aldıkları sadece, TIR şoförleri ve yabancı misyon temsilcilikleri değildir? Rehin alınan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, AKP’nin devlet aklıdır. Her zaman üzerine basarak söylerlerdi. ‘’Devlet baba büyüktür. Devlet her şeyin üzerinden gelir. Devlet aklı, tüm akıllardan üstündür.’’

O zaman Musul da,‘rehin’ alınan devlet aklına, ne denmeli?

13. Haziran 2014
Twitter: AliekberP
Facebook: aliekberpektas