Yıllarca aşağılanan, emeği çalınan, onuruna saldırılan, umudunu yitirmiş, gülmeyi unutmuş bu halka gülmeyi hatırlattı...

Öğretmeyi bilmeyenler sebebiyle eğitimi sıfırlanan gençlere güvenmeyi, matematiği, ingilizceyi, fiziği, kimyayı kısaca bilimi hatırlattı yapabiliriz, yapabilirsiniz gençler dedi...

Adalet ve hukuk sisteminin çürümüşlüğünü dile getirdi, yargıçlara gerektiğinde beni de yargılayacaksınız, kimsenin önünde el pençe divan durmayacaksınız diyerek yargıya güveni hatırlattı...

Cübbelerinizi hazırlayın diyerek avukatlara hak ettikleri yeri hatırlattı...

Yeni çağın gereklerine vurgu yaptı, marka, arge üretim ve gelişimi hatırlattı...

Hepsinden önemlisi barışı, huzuru, güveni hatırlattı...

Tarihinin hiçbir döneminde kölelik sistemini dahi yaşamamış bu toplumu barbarlıkla suçlayarak, ırkına inancına, kültürüne sürekli saldırıp katledip içini boşalttılar... Bu toprakların Hace Bektaş, Hacı Bayram, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Yunus Emre, Nasrettin Hoca, Bayburtlu Zihnisini silip saldırgan mafyacıdan Türklük, sonra da Arap'ın kadını aşağılayan köle kültüründen bir din yaratmaya kalktılar... Oysa kadın Türkmen'in Baciyan kültürüydü... Anlayışı kıt, pis vs deyip psikolojik, sosyolojik, ekonomik olarak üstümüze çöķerek umudumuzu, kendimize inancımızı, birlikte üretip, birlikte tüketmeyi kısaca kendimizi unutturdular...

İşte meydanlara çıktığı şu kısa sürede Muharrem İnce topluma bunları yeniden hatırlattı... Her gülmesinde bir Nasrettin Hoca inceliği var... Kucaklaşmasında Anadolu'nun sıcaklığı var... Söylemlerinde Bektaşi bilgeliği var... Yani demem o ki bizi insan yapan her şey var... Zaten ben de bize bu güzellikleri yaşattığı için #Muharremİnce diyorum...