1 Kasım 2015 tarihli genel seçimlerinde AKP için 'seçimlerde oy hırsızlığı yapıldı' kanaati taşıyanlardan biriyim, buna rağme sonuçların bu kadar vahim olmasının belirleyici nedeninin de bu ‘hırsızlık’ olduğuna inanmıyorum.

1 Kasım 2015 tarihli milletvekilliği genel seçim sonuçları, Türkiye toplumunu oluşturan tüm fertlerin sosyal ve siyasal hayatında geriye dönüşü olmayan yeni bir sürecin başlangıcıdır. Ve bu yeni sürecin en hayati noktadaki özelliği ise; CHP, MHP ve HDP seçmeninin, artık lider kadrolarının yavan ve sığ söylemlerine inanmayarak, AKP’nin kendi emelleri için Türkiye’de başlatacağı kardeş kanı akıtmasına neden olacak kanlı sürece dahil olmadan, Türkiye‘de iç huzur, ekonomik refah, siyasi istikrar ve tüm yurttaşların inanç ve kültürel değerlerine eşit mesafesi olan yeni bir siyasi söylemin yanında yer alacak olmalarıdır.

CHP, MHP ve HDP lider kadroları, 7 Haziran 2015 tarihli seçim sonuçlarında seçmen tarafından verilen mesajı doğru okuyamadılar. Seçmen haklı olarak hayatını çok yakından etkileyen işsizlik, terör ve dış politika gibi Türkiye’nin temel sorunlarının çözümüne odaklı olması gereken CHP, MHP ve HDP’in söyleminde, kendini ikna edecek inandırıcı vaadleri göremediler ve bundan dolayı da ehven-i şer (kötüler içinde en iyisi) mantığı ile hareket ederek, AKP'yi tercih etmek zorunda kaldılar.

CHP, MHP ve HDP‘nin lider ve yönetici kadrosu, 7 haziran seçimleri sonucu kendi aralarında dahi konuşamayacak kadar uzlaşma kültüründen yoksun olduklarını bi kere daha gören seçmen, 1 kasım 2015 tarihli seçimde yaptığı tercih ile bu gerçeği yüzlerine bir tokat yibi yapıştırmış oldu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 18 yıldır oturduğu koltuğu bırakması artık kaçınılmaz bir zorunluluktur. 1997 yılında beri MHP’nin genel başkanlık koltuğuna oturan Dr. Devlet Bahçeli, o günden beri, genel ve yerel olmak üzere toplam 14 seçime girdi ve hepsinde de mağlup oldu.

HDP Kandil yerine, Ardahan ve Edirne‘de yaşayan yurttaş arasında ayrım yapmadan herkesin partisi olduğunu inandırıcı bir şekilde ilan etmeli ve gereğini yerine getirmelidir. HDP’in lider ve yönetici kadroları PKK ile arasına siyası hedef bakımından mesafe ve belirleyici bir fark-lar- koymadığı sürece, hiç bir zaman bir Türkiye partisi olamayacak ve hep marjinal konumda kalmaya devam edecektir.

MHP için geçerli olan hüzün verici tablo, CHP’nin sayın Genel Başkanı için de geçerlidir. 7 Haziran 2015 tarihli seçimde CHP 10 ilde birinci olmuştu, 1 Kasım’la birlikte bu sayı 7’ye düştü. 81 ilin 35’de vekil bile çıkaramadı.

Bu yeni süreçte Türkiye’nin sakinliğe, iç huzura, komşuları ile barışa, yurttaşlarını birbirine düşüren kin ve nefret kültürü yerine, birleştirici, vatandaşlarına morel verici ve karamsarlıktan sıyrılarak aydınlık günlere kavuşmanın mümkün olacağına inanmasına ihtiyacı var. Ve bu ihiyacın gereğini, CHP cephesinden bakınca yerine getirebilecek yeni ve donanımlı isimler ihtiyaç var. Bu isimlerden biride, hiç bir kuşkuya seben olmayacak kadar açık ve berrak bir olan, Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu‘dur.

Büyük bir özveri ile CHP Genel Başkanlığını şu ana kadar yürüten ve her zaman takdir edip destek verdiğim sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ismine, birikimine ve olgunluğuna yakışır bir şekilde, en kısa sürede içinde CHP kurultayını toplayarak, partinin bundan sonra kendisi ve çevresindeki kadrolarla değil, Metin Feyzioğlu ve ekibiyle devam edeceğini ve bu yeni süreçte de tecrübesini ve birikimini Metin Feyzioğlu ve ekibi ile uyum içinde paylaşarak, Türkiye’ye hizmet vermeye devam edeceğini ilan etmelidir. Bence doğru olanı bu yoldur!

İleri demokrasilerde, (ki sayın Kılıçdaroğlu‘nun en sık olarak kullandığı ve Türkiye için de gerçekleitirmek istediği bir arzusudur) ve özellikle de sosyal demokrat ve sol partilerde olan gerçek şudur: Bir seçimi kaybeden genel başkan ve ekibi gider, partinin başına yeni bir ekibin gelmesine zemin hazırlar. Ve genel başkanlık görevinden kendi isteği ile ayrılan lider, yeni yönetim kadrosuyla omuz omuza ülkesinin geleceği için mücadelesine devam eder. Sayın Kılıçdaroğlu‘da mutlaka sağduyulu davranarak herkese örnek bir tavır sergileyerek CHP’nin önünü açacak ve 78 milyonu AKP'ye mahkum etmeyecektir‘

Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve ekibi liderliğindeki CHP’nin yeni ve birleştirici sloganı şu olmalıdır: 'Metin Ol Türkiye Çıkış Yolu Var‘

Münih, 1 Kasım 2015 saat 21:15