SÜHEYLA KAPLAN-ANKARA

 

Türkiye’de basındaki son gelişmeler ve gazeteciler sendikal mücadelesi konusunda TGS Başkanı İpekçi ile bir röportaj gerçekleştirdik.

İpekçi, Medyadaki örgütsüzlük ve sendikasızlaştırılmanın her dönemde var olduğunu ancak AKP iktidarıyla birlikte  Başbakan ya da hükümetin talimatıyla çok sayıda gazetecinin işten atıldığına dikkat çekti.

İpekçi; Başbakan ya da AKP hükümeti doğrudan ya da dolaylı olarak medya çalışanlarını ve patronlarrını tehdit etmektedir. Son yıllarda yüzlerce gazeteci işinden oldu. Bu konuda bugüne kadar  kadar hiçbr değişiklik yapılmadı’ dedi.

‘TÜRKİYE’DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TEHDİT ALTINDA’

Türkiye’de basın özgürlüğünün tehdit altında olduğunu ve basın özgürlüğüne doğrudan müdahale edildiğini ifade eden İpekçi, şöyle konuştu: ‘Hükümet basın özgürlüğü konusunda bugüne kadar hiçbir olumlu adım atmadı. AB’nin de beklentisi buydu. 2005’te Türk Ceza Kanunu, 2006’da Terörle Mücadele Kanununda bir değişikliğe gidildi. Yani bugünkü yasal zemin hazırlandı. Bu yapılan yasal değişiklikten dolayı 2009’dan bu yana 200 gazeteci cezaevine girdi. 120’si tahliye oldu. Bir çoğunun hala davası devam ediyor. Cezaevine girip de beraat eden kimse yok. Temmuz ayında yürürlüğe giren 3. Yargı paketin kapsamında da 10 bin dolayında soruşturma ve dava açıldığını biliyoruz.  Yargı paketinden sonra kaç davann düştüğü konusunda dahi kesin bir bilgiyi almak mümkün değil. ‘

‘AYDIN DOĞAN’A TEHDİT BÜTÜN MEDYA PATRONLARINA TEHDİTTİR’

Aydın Doğan’ın 1 milyon dolarlık vergi cezasıyla bütün medya patronlarına gözdağı verilerek istendiğine işaret eden İpekçi, medyada şu an korku ortamının olduğunu ve korkmayanların da bedel ödemeye maruz bırakıldığını söyledi.

 

Türkiye’de şu an görev yağan gazetecilerin gerçekleri öğrenemediklerini vurgulayan İpekçi, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘’Türk kamuoyu artık gerçekleri öğrenemeyecek bir duruma geldi. Birçok haber saklanmakta. Uludere olayında olduğu gibi. Başbakanın açıklamasına kadar medya Uludere olayı ile ilgili  hiçbir açıklama yapamadı. Bu tabloya karşı elbette mücadele verilmesi gerekiyor. TGS Türkiye’de basın özgürlüğü ve sendikal mücadele konusunda diğer sivl toplum kuruluşlaryla bir kampanya başlatan kuruluşların başında gelmekte. Hatta basın özgürlüğü konusunu uluslararası düzeye taşıdı. Hükümet cezaevinde olan gazetecier nedeniyle uluslar arası düzeyde her fırsatta eleştirildi. Hükümet bu konuda çok rahatsız oldu ve akabinden TGS-AA operasyonu başladı, yani AA’da sendikadan istifa baskısı arttı. ‘

TGS’ye alternatif AA yönetimi destekli Medya İş  Sendikası’nın kurulduğunu ve bunu ‘sarı örgütçü basın sendikası’ olarak nitelendiren İpekçi, AA’dan 200 dolayında gazetecinin son aylarda zorla emekliye zorlandığını vurguladı.

 

Basın özgürlüğü ve sendikal mücadele konusundaki mücadelelerini Avrupa’ya taşımak istediğini de belirten İpekçi, şu ana kadar Almanya’nın mücadele kampanyasına destek noktasında gerilerde kaldığına işaret etti.

‘Biz TGS olarak Avrupa Birliği ve Avrupa İnsan hakları mahkemesinin verdiği kanunlara uygun standartlarda örgütlülük talep ediyoruz. Türkiye,  Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle karşılaştrılmasın. Türkiye Ortadoğu seviyesine çekiliyor oysa biz bu ülkelerden çok ilerdeyiz. Türkiye Ortadoğu’da batılı emperyalist devletlerin istediği doğrutuda bir diktatörlüğün  yaratıldığı konuma getirilmekte. Ortadoğu’nın bekçiliğine soyunmuş gidiyor dedi.

 

Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusunda parlamentoya büyük görev düştüğünü belirten İpekçi, şöyle konuştu: ‘Kanunla yapılan değişiklikle şu an gazetecilik tanımı terörist faaliyet olarak görülmekte. Öğrenciler, gazeteciler, aydınlar terörist olarak suçlanmakta. İstedikleri zaman istediği kanunu bir gecede değiştiriyorlar. 3. Yargı paketi de bir betice getirmeyecek. Hükümet,  kanunların dilini değiştirmediği müddetçe gazeteciler terörist  olarak görülmeye devam edecek’.

İpekçi ayrıca, basın özgürlüğü ve sendikal hakları konusundaki mücadelelerini Avrupa’da da sürdürmeye devam ettireceklerini  ve bu konuda tüm medya çalışanlarına çağrıda bulundu.