ABD Başkanı Donald Trump'ın Twitter hesabı üzerinden Suriye'ye askeri operasyon tehdidinde bulunması ve Rusya'ya meydan okuması bütün dünyada tedirginliğe neden oldu. Frankfurter Allgemeine Zeitung ABD Başkanının beklenmedik çıkışlarının vahim sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunuyor:

"İnsan,‘Bu adamın hiç mi sağduyusu yok, kontrolsüz çıkışlarının bir sınırı olmayacak mı?' demekten kendini alamıyor. Kendinden geçmişçesine uçarı bir dille Rusya adresine gönderdiği ve Suriye'yi yeniden füzelerle vuracaklarını duyurduğu mesajda ‘Hazır ol Rusya, çünkü güzel, yeni ve akıllı füzelerimiz gelecek' ifadesini kullandı. ABD ile Rusya arasında savaş çıkmasına sebebiyet verebilecek bir anlaşmazlıkta düşünmeden böyle ifadeler kullanmak, kendini hür dünyanın lideri olarak gören bir makamın taşıdığı sorumlulukla bağdaştırılamaz. Çete liderleri böyle konuşur. Trump'ın kullandığı dil akılcı kriz yönetimini değil, kendini beğenmişlik ve tahmin edilemezliği çağrıştırıyor.”

Süddeutsche Zeitung Suriye'deki kimyasal saldırı iddiaları ve Putin ile Trump arasındaki güç denemesini konu alan yorumunda şu cümlelere yer vermiş:

"Bir tarafta barbar Esad diktasını kayıtsız şartsız destekleyen ve Esad'ın kimyasal saldırısında kabahat payı olan Rusya, diğer tarafta ise dün Suriye'den çekileceklerini açıklayan, bugün bombardımandan söz eden, yarın da belki ilgisini kaybedip, ısrarından vazgeçecek olan bir ABD Başkanı. Trump'ın füzeleri var ama stratejisi yok. Kremlin yıllardır aynı yöntemi uygulayarak kaygı uyandırıyor, çelişkiler yaratıyor ve yeşil adamcıkların varlığı (Ukrayna'da yeşil üniformalarıyla boy gösteren maskeli askerler) inkâr edilemeyecek duruma gelinceye kadar inkâr ediyor. Bu taktik Batı'yı yıldırdı. Zehirli gaz saldırısı Twitter üzerinden utanmaz arlanmaz ifadelerle saldırıya geçeceğini duyuran bir adamın hesaba kitaba gelmez tepkisine yol açtı. İblisle şeytan Duma'da buluştu.”

Frankfurter Rundschau gazetesi Trump'ın diplomasiye önem vermediğini yazıyor:

"Düşünmeden yapılan hareketler her türlü durumu şirazesinden çıkarabilir. Trump Suriye'deki bir askeri üssü hedef alan geçen yılki ‘medyatik uyarlamalı' saldırıyla bunu kanıtlamıştı. Saldırı sonuçsuz kaldı. ABD Başkanı etkisiz saldırıdan sonra Beşar Esad'a ses çıkarmadı. Televizyona yansıyan görüntüler olmasa, belki yine sessiz kalacaktı. Trump misilleme operasyonunu internetteki video oyunları gibi sahneye koyuyor. ABD Başkanı'nın ne planı, ne stratejisi, ne de hedefi var. Diplomatik girişimlerde bulunmak yerine Rusya'yı füzeleriyle tehdit ediyor. Bulaştığı skandallar yüzünden karmaşık duygulara ve moral bozukluğuna kapılan Trump belki de içindeki öfkeyi böyle dışa vuruyor. Böylelikle kendini devletler hukukunun yüce savunuculuğundan diskalifiye etmiş oluyor.”

Neue Osnabrücker Zeitung Batı ülkelerinin yıllardır Suriye krizinde ortak tutum belirleyememiş olmasını eleştiriyor:

"ABD ve Batılı müttefikleri ortak Suriye stratejisi belirleyemediler. Bunu ağır bir bombardımanla perdelemeye çalışmak bir kez daha çaresizliklerini gözler önüne seriyor. Esad'ın sözde kimyasal katillerinin cezalandırılması ahlaki üstünlük sağlayabilir. Ama bu durumda krizin daha da tırmanabilecek olmasının sonuçlarını da hesaba katmak gerekir. Bu sonuçların nasıl bir felaket halini alabileceğini insan düşünmek bile istemiyor. Suriye savaşının aktörleri Rusya, İran, Türkiye, İsrail ve ABD'nin kararsızlık durumunda mantıklı davranarak gerginliği azaltmayı tercih edecek yönetimlere sahip oldukları söylenemez.”(Deutsche Welle)