Mısır Devlet Başkanı Muhammet Mursi'nin, ordu ile sivil, dinî ve siyasi güç koalisyonu tarafından devrildiği bir dönemde Türkiye, Mursi yönetiminin meşruluğunu savunuyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dün yaptığı açıklamada, Mursi taraftarlarının "katledilmelerini" kınadı ve Mısır halkının taleplerini göz önünde bulunduran bir demokratikleşme ve normalleşme süreci çağrısında bulundu. Davutoğlu, "Mısır, Orta Doğu'da demokratikleşme umutlarını temsil etmektedir ve Türkiye her zaman Mısır halkının iradesini destekleyecektir." dedi.


Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır'da ordunun müdahalesini demokrasiye zarar vermek olarak değerlendirdi ve Mursi'ye yapılanı darbe olarak değerlendirmeyen Batılı ülkeleri de iki yüzlülükle suçladı. Muhamet Mursi ile dostluğu olduğu bilinen Erdoğan, "Demokrasi, silah ve medyanın gücüyle değil sandıkta inşa edilir." dedi.

Türkiye uzmanı Jean Marcou, Türk yetkililerin tavrını ve Mısır'daki olayları nasıl değerlendirdiklerini analiz ediyor.


SORU: Türkiye Mısır'ın içinde bulunduğu durumu nasıl görüyor?


JEAN MARCOU: Türk yetkililer Mısır'da gerçekleşen darbeyi kınıyorlar. Türk hükûmeti Mısır yönetiminin meşruluğunu savunuyor. Türk parlamentosunda değişik siyasi güçler Mısır'da yaşananlara karşı temkinli ancak eleştirel bir şekilde yaklaştı. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Kemalist CHP, milliyetçi MHP ve Kürt yanlısı BDP, Mursi'nin devrilmesini kınadı.


Erdoğan, haziran ayında Türkiye'de yaşanan olaylardan dolayı üyelik müzakereleri çerçevesinde yeni bir konu başlığının açılmasını ileri süren AB'yi Mısır'daki darbeye göz yummakla suçladı.


Türkiye'nin verdiği tepki siyasi çünkü AKP bölgedeki müttefikini kaybetmek istemiyor. Aynı zamanda ekonomik de bir tepki çünkü Türkiye ile Mısır arasındaki ticaret hacmi önemli boyutlarda. Türk yetkililer yeni hükûmet ile ilişkilerinin Mursi ile ilişkileri kadar iyi olmayacağının farkında.


SORU: Türkiye'de tarihte yaşanan sivil iktidar-asker ilişkisi Mısır konusunda Türkiye'nin tavrını etkiliyor mu?


MARCOU: Tabii ki. Mısır'daki son durumu her ülke kendince, geçmişte yaşadıklarından etkilenerek değerlendiriyor. Türkiye'de Mısır ile ilgili yaşanan tartışma şudur: Ordu darbe mi yaptı? Yoksa devrimin güvencesi mi oldu? Ordunun siyasi sürece müdahalesi, Türkiye'de her zaman endişe yaratmıştır. Ordu 1950, 1960, 1971, 1980 ve 1997'de siyasi sürece müdahalede bulunmuştur. Türkler ordunun müdahalelerine alışıktır ve bu sebeple ona güvenmezler. Mısır'daki durum da Türkiye'ye geçmişte yaşadığı kötü anılarını hatırlatmaktadır.

SORU: Mısır'daki Müslüman Kardeşler ve İslamcı Parti AKP ideolojik anlamda yakın mıdır?


MARCOU: Müslüman Kardeşler bölgede, aralarında Türk İslamcı hareketinin de olduğu birçok hareketin esin kaynağı olmuştur. Ancak Türkiye'deki durum Arap ülkelerindeki Müslüman Kardeşler’den çok farklıdır. Türkiye'deki İslamcılar 1970'lerden bu yana çoğulcu bir toplumda yaşamışlardır.

Müslüman Kardeşler’in en büyük sıkıntısı, parlamenter ve çoğulcu bir sisteme alışık olmamalarından kaynaklanıyor. Ama AKP'de seçime ve temsile dayalı bir kültür yerleşmiş durumdadır.


SORU: Mursi karşıtı gösteriler İstanbul'daki Taksim Meydanı'nda haziran ayında başlayan gösteriler çerçevesinde yankı bulmuş mudur?

MARCOU: Bu iki hareket arasında bir ilişki yok. Sonuçları Erdoğan'ın dış siyasetini etkileyecek olsa da Mısır'daki durum Türkiye'dekinden çok farklı.


Türkiye'deki gösteriler Mısır'da tam ters bir etki yaratmış durumda. Gezi olayları, Türk modelinden esinlenen ve gösterileri "geçici bir durum" ve haksız olarak değerlendiren Müslüman Kardeşler’e zarar vermiştir. .