İşte İsrail'de Haaretz Gazetesinin Yayın Kurulu tarafından İngilizce olarak yayınlanan o makalenin çevirisi;

İnsani değerler temelinde yükselen bir devrim olmaksızın, Yahudi kabilesi, kendisine ait bir devlet kurmaya layık olmayacaktır.
Altı İsrailli tarafından Şoafat’lı Mohammed Abu Kedir’e yapıldığı iddia edilenleri tarif edecek kelime yoktur.

Her ne kadar korkunç cinayetin ayrıntıları ve katil zanlılarının kimlikleri hakkında yayın yasağı konmuş olsa da, Abu Kedir’in ailesinin başına gelen–ki onlara göre çocuk diri diri yakılmıştır- her faniyi korkuturdu. Bu tanımlamadan tatmin olmayan bir kimse varsa,  İsrail sınır polisinin cinayet kurbanının 15 yaşındaki kuzeni Tarık Abu Kedir’i  zalimce  dövdüğünü  gösteren videoya bakabilir.

İsrail Polisi, katilleri “bunlar sürüye dahil değil, sürüden kopmuş, yaban otları” anlamında Yahudi aşırıları” olarak damgalamakta acele etti. Bu, polisin bir günahı haklı gösterme, yenmesi yasak haşeratı yenilebilir helal et yapma çabasıdır. Fakat bu haşerat muzzamdır ve çok bacaklıdır. Askerleri ve sosyal medyada Araplara karşı nefretle dolu intikam çağrıları yapan genç İsraillileri de kapsar. Bu haşerat, intikam isteyen Knesset Milletvekilleri, hahamlar ve kamu görevlileri tarafından hoşgeldinle karşılanmaktadır. Bu, “Bir küçük çocuğun kanı için intikamı, Şeytan henüz yaratmadı” diyen başbakana da bulaşmadan geçmedi.

Abu Kedir’in katilleri, “Yahudi aşırılar” değildir. Onlar, “Yahudi devleti”nin yol gösterici babalarınca tohumu atılan ve beslenen nefret ve intikam kültürünün kurucuları ve torunlarıdır. Her bir Arabı, salt Arap olduğu için amansız bir düşman olarak görenlerdir; onlar Kudüs Spor takımının maçlarında Araplara ölüm diye bağıran taraftarlara sessiz kalanlardır; devletin Arap azınlıktan temizlenmesi çağrısı yapanlardır ya da en azından onları kendi evlerinden ve Yahudi şehirlerinden sürenlerdir.

Filistinli sivillere karşı demir elle, şiddetle saldıran İsrail askerlerini durdurmayan ve “kamu çıkarı” yok diye Filistinlilerin şikayetlerini soruşturmayanlar da bu cinayetten daha az sorumlu değildir.  “Yahudi aşırıları” terimi, gerçekte bu şiddet ve cinayet eylemleriyle hala korkutulan küçük bir yahudi azınlık için daha uygun görünüyor. Fakat maalesef onlar da terör ve korku uygulama lisansını kendilerine uygulanmış teröre dayandıran intikam hırsıyla dolu bir yahudi kabilesine ait olduklarını biliyorlar.
 
Katilleri yargılamak artık yeterli olamaz. İsrail’de bir kültür devrimi gereklidir. İsrail liderleri ve subayları, bu adaletsizliği teslim etmeli ve düzeltmelidir. En azından insani değerler temelinde yeni bir kuşak yetiştirmeye başlamalı ve hoşgörülü bir kamusal söylemi teşvik etmelidirler. Bunlar olmaksızın Yahudi kabilesi, kendine ait bir devlet sahibi olmaya layık olmayacaktır. (ingilizce'den çeviri: İrfan Cüre)
 

Jewish hate of Arabs proves: Israel must undergo cultural revolution

 
Jewish hate of Arabs proves: Israel must undergo cultural revolution
Without a revolution based on humanist values, the Jewish tribe will not be worthy of its own state.
There are no words to describe the horror allegedly done by six Jews to Mohammed Abu Khdeir of Shoafat. Although a gag order bars publication of details of the terrible murder and the identities of its alleged perpetrators, the account of Abu Khdeir’s family — according to which the boy was burned alive — would horrify any mortal. Anyone who is not satisfied with this description, can view the horror movie in which members of Israel’s Border Police are seen brutally beating Tariq Abu Khdeir, the murder victim’s 15-year-old cousin.
The Israel Police was quick to label the murderers “Jewish extremists,” meaning they aren’t part of the herd, they are outliers, “wild weeds.” This is the police’s way of trying to justify a sin, to “make the vermin kosher.” But the vermin is huge, and many-legged. It has embraced the soldiers and other young Israelis who overran the social media networks with calls for revenge and with hatred for Arabs. The vermin was welcomed by Knesset members, rabbis and public figures who demanded revenge. Nor did it skip over the prime minister, who declared “Vengeance for the blood of a small child, Satan has not yet created.”
Abu Khdeir’s murderers are not “Jewish extremists.” They are the descendants and builders of a culture of hate and vengeance that is nurtured and fertilized by the guides of “the Jewish state": Those for whom every Arab is a bitter enemy, simply because they are Arab; those who were silent at the Beitar Jerusalem games when the team’s fans shouted “death to Arabs” at Arab players; those who call for cleansing the state of its Arab minority, or at least to drive them out of the homes and cities of the Jews.
 
No less responsible for the murder are those who did not halt, with an iron hand, violence by Israeli soldiers against Palestinian civilians, and who failed to investigate complaints “due to lack of public interest.” The term “Jewish extremists” actually seems more appropriate for the small Jewish minority that is still horrified by these acts of violence and murder. But they too recognize, unfortunately, that they belong to a vengeful, vindictive Jewish tribe whose license to perpetrate horrors is based on the horrors that were done to it.
Prosecuting the murderers is no longer sufficient. There must be a cultural revolution in Israel. Its political leaders and military officers must recognize this injustice and right it. They must begin raising the next generation, at least, on humanist values, and foster a tolerant public discourse. Without these, the Jewish tribe will not be worthy of its own state.