Sinop’ta BDP’lilere halkın gösterdiği tepkiyi hazırlayan, yakın geçmişte yaşanan nedenler anımsanmadı medyada... Irkçılıkla damgalandı.

Olaylar; AKP iktidarı ve liderinin sürekli izlediği, babasının çiftliği imiş gibi ülkenin değerlerini alıp sattığı, yönetip uyguladığı ikiyüzlü politikaların eseri.
RTE çatlasa da patlasa da gerçek bu!..

İktidarın ikiyüzlü, bir gün öyle, işine geldi mi böyle, topluma söylediği yalanları; bir süre sonra sanki o söylememiş gibi, hiç umursamadan aksi yollarda izlediği politikalar yalanlıyor.

Milleti birbirine düşürdü.

İnsanları neredeyse birbirinin boğazına sarılacak hale getirdi.

RTE, hiç beklemediği anda patlayan Sinop ve Samsun olaylarının da baş ve tek sorumlusudur.

Telafisi olanaksız noktaya sürüklüyor ülkeyi...

Sinop ve Samsun bir işaret. Benzeri olası toplumsal tepkilere işaret!

Sürekli yinelediği “tek millet” söyleminin izlediği ayrımcı politikalar nedeniyle giderek beş paralık değeri kalmadığını, kalmayacağını kanıtlıyor son olaylar…


***

Sinop ve Samsun olaylarının kaynağında; RTE’nin ikiyüzlü politikalarının yattığını kanıtlamak için, daha önceki söylemleriyle olaylardan sonra verdiği demeci bir araya getirmek yeterli.

19 Şubat günü; RTE, koyunların sessizliği içindeki AKP grubunda inanılmaz bir yüzsüzlükle, Sinop’ta BDP heyetine yönelik (o ‘saldırı’ diyor, bana göre) toplumsal tepkiye sert çıktı.

Toplumun bu hale gelmesinde hiç sorumluluğu yokmuş gibi hiç sıkılmadan, ucuz ve malum yoldan eylemcilerin CHP ve MHP’lilerden oluştuğunu öne sürdü ve:

“… (halka) Beğenirsin beğenmezsin, (BDP’liler) bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir.

Toplantı, yasalar içerisinde olduğu sürece  saygı duymak zorundasın...” dedi.

***

Yahu, sen Allah’tan hiç korkmaz mısın?..

Düne kadar BDP’liler hakkında söylediklerini bir kalemde yutuyorsun şimdi.

Halka, bu partinin dağdaki PKK’nin uzantısı olduğunu, Kandil’den gelen talimatlar uyarınca siyaset yaptığını hemen her konuşmasında söyleyen…

… bir kere olsun PKK’ye terör örgütü demediği için BDP’yi yerden yere vuran…

… PKK’yi terör örgütü kabul edip ilan etmedikçe -ne olursa olsun- BDP’lilerle bir araya gelmeyeceğini, konuşmayacağını kürsülerden halka açıklayan…

... halkın bu partinin ayrımcı, bölücü PKK ile işbirliği yapan bir parti diye bilinçlenmesini sağlayan, hatta şimdi masa başında buluşup söyleştiğin Apo’nun asılması gerektiğini defalarca yineleyen sen değil misin RTE!

Şimdi grubunda, olayların bu hale gelmesinin tek sorumlusu değilmiş, sütten çıkmış ak kaşık gibi halkı sorumlu nasıl tutarsın?

Yalana dayalı, ikiyüzlü siyasetin hesabını bakalım ne zaman vereceksin?

Kuşkun olmasın mutlaka vereceksin?

***

Bu adamın sorumluluklarını, suçlamaların üzerini örtmek için tek silahı var...

Havada sinek uçup burnuna konsa, ya CHP’nin ya da MHP’nin eseridir diyor.

CHP ile uzlaşması, anlaşması olanaksız. MHP’yi işine geldiğinde okşuyor. Mazallah başımıza gelecek büyük felaket başkanlık tutkusuna her iki parti de karşı çıkıyor ya; her ikisi de tu kaka!

Kılıçdaroğlu’nun yurtdışında hükümeti eleştiren, hatta dışarıya jurnal eden konuşmalar yaptığını öne sürdü.

CHP Genel Başkanı, sayende yaşadığımız her türden toplumsal, hukuksal hatta siyasal aykırılıkları dışarıda nasıl söylemezlikten gelecek?

Az bile söylüyor. Hadi diyelim o söylemedi. Senin palavralarını yabancı büyükelçiler ülkelerine rapor ediyorlar zaten.

Hükümetin izlediği dış siyaseti muhalefetin dış ülkelerde eleştirmemesi, hükümetle aynı görüşte olduğunu söylemesi, DP iktidarı ile ana muhalefet CHP arasındaki mutabakat gereği 1950’lerde kaldı.

O zamanlar dış siyaset dediğin neydi ki?.. Bir NATO, bir de ABD’de!

O dönemler geçti mirim!..

***

Bugün Türkiye, dış yüzü cilalı, içi kof bir sandık. Yalancı bir refah içinde...

Rakamlara boğduğu açıklamalarında RTE, sürekli ülkenin ve insanların parlak mı parlak günler yaşadığını söyleyip duruyor...

Oysa, hükümetinin Aileden Sorumlu Bakanlığı’nın açıkladığına göre; Türkiye’de 4 aileden 3’ü 1200 TL’nin altında zar zor, aylık gelirle yaşıyor.

İhya ettiğini söylediği kırsal alanda yoksul giderek artıyor.

***

RTE, gün gelir…

“Senin de çarkın kırılır…” (Pir Sultan Abdal)

O gün bayram!

(Cüneyt Arcayürek - Cumhuriyet)