Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun (GÖP) düzenlediği Gazetecilere Özgürlük Kongresi’nin ikinci Taksim’teki The Marmara Holtel’de düzeleniyor. Kongrenin açılış konuşmasını yapan GÖP Dönem Başkanı Ercan İpekçi, medya patronlarına seslendi. İpekçi, “Nasıl olsa bir gün kaybedeceğiniz medyanızı hiç değilse halkın sesi ile paylaşın hiç değilse onurunuzu kurtarın. Türkiye'de evlerin balkonlarına, insanların yüzlerine atılan gaz bombalarından kimse haber kokusu almıyor. Ne Reyhanlı'yı, ne Silivri'yi, ne Lice'yi, ne Uludere'yi görüyor”  dedi.


Türkiye’deki medyanın gözü ve kulağının cezaevlerinin dış duvarı gibi ülke dışına açık, ama ülke içine ışık tutmaktan uzakta olduğunu belirten İpekçi şunları söyledi: ”Bir avuç meslek örgütü, bir avuç gazeteci tutuklu gazetecilerle birlikte Türkiye’nin gündemine girmeye çalışıyoruz."


Korkup susan medya patronlarının, medyanın halkın gerçekleri öğrenme hakkını gaspettiğini de sözlerine ekleyen İpekçi, tutuklanan gazetecilerin terörist olduğuna toplumun ikna edildiğini de belirtti. Gazetecilerin de meslektaşlarını kötüleme propagandasının en ön saflarında yer aldığını da sözlerine ekledi.

"Kürtler polis ve asker şiddeti ile mağdur edilirken, devlet ağzı ile yayın yapan medya nedeniyle Türkiye'nin batısı onları terörist olarak tanıdı" diyerek sözlerini sürdüren İpekçi, Gezi direnişi ile birlikte ülkenin batısında on binlerce insanın da 'marjinal' olarak adlandırıldığını hatırlattı.


İpekçi, Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı meselesinin memleketin demokrasi meselesine dönüşmesini şaşkınlıkla izlediğini ve medyanın olayların yayılmasında etken olduğunu düşündüğünü kaydederek, "Kendi baskıcı yönetiminin bu isyana yol açtığını göremiyor. Medya kuruluşları hala iktidarın hedefinde. Gazi direnişinde olayları izleyen 50’den fazla gazeteci biber gazı fişeği ile yaralandı, tekmelendi, 20’den fazlası gözaltına alındı. Yabancı uyruklu gazeteciler 1 yıl boyunca ülkeye girmeleri yasaklanarak sınır dışı edildi. Bu süreçte en az 22 gazeteci işten atıldı, 37 gazeteci istifaya zorlandı, 12 gazeteci zorunlu izne çıkarıldı" ifadelerini kullandı.


Gazetecilerin, Gezi direnişçilerinin, avukatların tutuklu bulunmasının sebebinin TMK ve özel yetkili mahkemeler olduğunu da İpekçi sözlerine ekledi.

"Sadece gazetecilere özgürlük isteyerek mücadeleyi kazanmak mümkün değildir. Halkın ortak mücadelesine gazetecilerin destek verip katılması gerekiyor" diyen İpekçi, 7 yıldır tutuklu yargılanan Atılım Gazetesi'nden Bayram Namaz ve Özgür Radyo çalışanı Füsun Erdoğan'ı da hatırlatarak şunları belirtti: "Türkiye Açık Hava Cezaevi'nde bunlar olurken, kapalı cezaevlerinde halen 17'si hükümlü, 47'si tutuklu olmak üzere 64 gazeteci bulunmaktadır."


‘SADECE YASA ÇIKARMAK YETERLİ DEĞİL’

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ise tutuklu gazetecileri hatırlatarak, "Sadece yasa çıkarmak yeterli değildir. Esas olan yargıya müdahalenin önüne geçmektir" dedi. Yaratılan baskı ve sansür iklimine karşı gazetecilerden bir karşı çıkış beklemenin zorlaştığını kaydeden Olcayto, "Sahadaki arkadaşlarımızın çabaları ya susturuluyor ya da arkadaşlarımız işten atılıyor" ifadelerini kullandı.

‘REJİM TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’


Olcayto'dan sonra sözü devralan Ankara Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Ümit Gürtuna ise "İki yıl önce toplandığımızda bir demokrasi ayıbıyla karşı karşıyaydık. Arkadaşlarımız tutuklanmıştı. Şimdi ise bir rejim tehlikesi ile karşı karşıyayız. Demokrasi rejimi tehlike altındadır. İktidarda bulunan kişi devletin bütün olanaklarını demokrasi güçlerinin aleyhine kullanmaktadır" dedi.


Gürtuna'nın konuşmasının ardından Başkanlık Divanı belirlendi. Divana Doğan Tılıç, Sibel Güneş, Gökhan Durmuş ve Recep Yaşar seçildi. Başkanlık Divanı adına konuşma yapan Doğan Tılıç, Gezi direnişini hatırlatarak, "Şimdi de parklarda forumlar devam ediyor. Çok geniş ve çeşitli toplulukların polis müdahalesi olmadığı takdirde doğrudan demokrasiyi sorunsuz bir şekilde işlettiğini görüyoruz" şeklinde konuştu.

Kongre Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic'in video mesajı ile devam etti. Kongreye ve tutuklu gazetecilere dayanışma mesajları yollayan Mijatovic, "Türkiye'de medya alanında acil reformlara ihtiyaç var" dedi.


Mijatovic'in mesajının ardından söz alan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkan Yardımcısı Nadezda Azgikhina ise, Türkiye'de 64 gazetecinin tutuklu olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: "Türkiye'de basın çok zor bir dönemden geçiyor. Sadece tutuklu gazetecilere ilişkin de mücadele etmiyoruz. Gazetecilerin çalışma koşullarına ve gazetecilere dönük baskılara karşı da mücadele ediyoruz."

Rusya'da gazetecilere karşı şiddetin arttığını ve bu şiddete karşı sessizliğin hüküm sürdüğünü belirten Azgikhina, Rusya'da 348 gazetecinin öldürüldüğünü belirtti.


Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Basın Özgürlüğü Danışmanı Steven Ellis ise, "Son iki ayda Türkiye'de sokaklardaki insanları ve televizyonlardaki penguenleri görüyoruz” dedi. Gazetecilerin sokaklarda plastik mermiler, tazyikli su ve gaz bombaları ile saldırıya uğradığını vurgulayan Ellis, IPI Türkiye Ulusal Komitesi olarak gazetecilere dönük saldırılar ve tutuklu gazeteciler konusunda dayanışmayı sürdüreceklerini belirtti. Güneydoğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO) Genel Sekreteri Oliver Vujuovic de bir konuşma yaparak Türkiye'nin basın özgürlüğü alanında kısıtlayıcılığı ile bilinen bir ülke olduğunu kaydetti.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Avrupa Büro Temsilcisi Johann Bihr ise, “Bir önceki kongreden bugüne işler daha kötüye gitti. Bir yandan da bütün bu baskılar daha da görünür oldu” dedi.

Kongre katılımcıların konuşmaları ile devam ediyor.