10 ülkenin büyükelçisinin Osman Kavala'nın AİHM kararları uyarınca serbest bırakılması çağrısı yapması sonrası patlak veren 'istenmeyen adam' krizinin Batı dünyasındaki yankıları sürüyor. İngiliz gazetesi Financial Times'ın dış politika yazarlarından David Gardner, dünkü köşesinde bu olayı ele aldı. Makalede "Erdoğan'ın öfkesi Türkiye'ye zarar veriyor" başlığı kullanılırken, "Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Osman Kavala'ya eziyeti şahsi" denildi. 

'NEO-SULTAN, KASTEN ÇIKTIĞI ÖFKE ZİRVESİNDEN İNDİ'

Gardner yazısına şu ifadelerle başladı: "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile aralarında NATO müttefikleri ve kilit ticaret ortakları bulunan diğer dokuz ülkenin büyükelçilerini sınırdışı etme tehdidinden geri adım attı. Böyle bir adım, Türkiye liderinin dengesiz davranışlarına rağmen Ankara'nın Batı'yla hâlâ sahip olduğu yıpranmış bağları koparacaktı. Neo-sultan, yeni bir kasıtlı öfke zirvesinden indi."

'VİYANA SÖZLEŞMESİ UZLAŞMASINDA HERKES İSTEDİĞİNİ OKUYOR'

Makalede Osman Kavala'nın 'tamamen çürütülmüş ama sürekli yenilenen suçlamalarla' dört yıldır tutuklu olduğu belirtilirken, 10 büyükelçinin ilk açıklaması sonrası patlak veren krizin Viyana Sözleşmesi'nin 'içişlerine karışmama' taahhüdü veren maddesine atıfla yatışması hakkında şu yorum yapıldı: "Erdoğan, Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi'ne bağlılıklarını teyit eden ABD ve Avrupalılar karşısında zafer ilan etti. Bu durum onu zaten destekleyenleri, kahramanlarının büyük güçlere diz çöktürdüğüne ikna edebilir. En kötü ihtimalle bunu bir beraberlik olarak göreceklerdir. İmzacılar, yaptıkları çıkışın Viyana Sözleşmesi'yle uyumlu olduğunu söylüyor. Erdoğan'a muhalefet edenler ise -ki ekonomideki kötü yönetiminden usanan eski destekçileriyle onların da sayısı artmış durumda- daha farklı düşünecektir."

'TL'Yİ DİPLOMATİK ATEŞKES KURTARDI'

"Bu diplomatik ateşkesin Türkiye'nin para biriminin çöküşünü şu an için durdurduğu kesin" diyen Gardner, "Fakat TL, bu patırtının getirdiği ivmeden önce de hızla değer kaybediyordu ve Erdoğan, Türkiye'nin kronik enflasyonunu bastırmak yerine buna yol açtığına inandığı faiz oranlarının indirilmesini dikte etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

'ERDOĞAN'IN KAVALA ANTİPATİSİ İÇGÜDÜSEL'

Gardner, büyükelçi krizindeki yumuşamanın 'ABD'deki Halkbank davasını durdurmayacağını veya Washington'ı Rus yapımı S-400'lere rağmen Türkiye'ye F-35 satmaya ikna edemeyeceğini' belirtti; tüm bu yaşananları Erdoğan'ın 'neo-İslamcı ve aşırı milliyetçilerden oluşan koalisyonunun dikkatini ekonomik sorunlardan başka yöne çekme girişimi' olarak görenlerin de, sadece kısmen haklı olduğu yorumu yaptı. FT yazarı, "Oy oranları düşerken ortaya koyduğu milliyetçi popülizmi taktiksel. Fakat Kavala'ya yönelik antipatisi içgüdüsel" dedi.

'SUÇLAMALARIN GÜLÜNÇ OLDUĞUNU ERDOĞAN'IN MÜTTEFİKLERİ DE İTİRAF EDİYOR' 

Gardner makalesine şöyle devam etti: "Kavala her zaman için siyasiden çok kültürel bir aktivistti; başta Kürtler ve Ermeniler olmak üzere Türkiye'nin azınlıklarıyla tarihsel yaralarını iyileştirmek için çalışıyordu. Hakkındaki suçlamalar, ki bunu Erdoğan'ın müttefikleri de itiraf ediyor, gülünç."

'BU ŞAHSİ BİR EZİYET'

Erdoğan'ın Kavala'yı, '15 Temmuz darbe girişiminin bir provası olarak spontan bir şekilde Türkiye çapına yayılan Gezi Parkı eylemlerini örgütlemek'le suçladığını, ondan 'Kızıl Soros' veya 'Soros artığı' diye söz ettiğini belirten FT yazarı, "Erdoğan'ı Gülencilere karşı ilk uyaranlar da Kavala ve onun dostları gibi kişilerdi" dedi. Kavala'nın geçtiğimiz sene cezaevinden çıkar çıkmaz yeniden tutuklandığını da hatırlatan Gardner, "Bu şahsi bir eziyet" ifadelerini kullandı.

'DEMİRTAŞ VE KAVALA'NIN RUS TİPİ BAŞKANLIĞI ENGELLEMEK İSTEDİĞİNE İNANIYOR'

Gardner, 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP'nin 'o dönem solda bir gökkuşağı koalisyonu olarak Türkiye'de parlamentoya giren ilk açıkça Kürt yanlısı olduğunu' belirtti; "Zafer kutlamaları Kavala'nın İstanbul'daki restoranında yapıldı. Erdoğan kendisini, Kavala ile cezaevinde olan HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın, kendisinin şu an sahibi olduğu Rus tipi başkanlığa doğru ilerleyişini engellemeye çalıştıklarına inandırmış durumda. Erdoğan, tam da iç muhalefetin onun kendi kendini imha edebileceğine dair bir inançla birleşmeye başladığı bir dönemde, Kavala'yı uluslararası bir mesele haline getirdi. ABD ile Avrupalıların, Kavala ve müttefik bir ülkede hukukun üstünlüğünün olmayışı hakkında söyledikleri geri alınamaz. Onların da ne dedikleri değil, ne yaptıkları önemli olacak." (Kaynak: Gazeteduvar)

Assange'ın ABD'ye iadesine ilişkin kritik duruşma Assange'ın ABD'ye iadesine ilişkin kritik duruşma