Federal Hükümet, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 Zirvesi kapsamında geleceği Almanya'da, ülkede yaşayan Türklere hitap edecek bir etkinlik düzenlemesine yasak getirmeye hazırlanıldığını açıkladı.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, etkinliğin "siyasi atmosfere uymadığını" belirterek, bu konuda emsal yargı kararı olduğunu ifade etti. Konu Alman gazetelerinin yorum sütunlarında geniş yankı buldu.

Frankfurter Allgemeine Zeitung’da konuya ilişkin yorumda şu değerlendirme yapıldı:

"Berlin, Almanya’daki spor salonlarında Erdoğan ve propagandacılarının konuşmasına izin verdi. Alman milletvekillerinin Türkiye’deki Alman askerlerini ziyaret edememesini kabullendi. Berlin bunların tümüne Erdoğan bir gün akılcı bir tutum sergiler umuduyla katlandı. Ancak Erdoğan izlediği yoldan vazgeçmeyip siyaseten akılcı bir tutum sergilemeyince, Merkel hükümeti de izlediği siyaseti değiştirmek zorunda kaldı. Bu değişiklik İncirlik’ten (Alman askerlerinin çekilmesi kararı) ile başladı. Erdoğan’a konuşma yasağı getirilmesiyle bu çizgi takip ediliyor. Bir zamanlar iyi olan iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dibe vurma durumu yaşanıyor, ancak bu durum kaçınılmazdı. Erdoğan da, diğer otoriter liderler gibi sadece sertlikten anlıyor. Ancak mülteci olarak da, devlet başkanı olarak da gelse, nefret saçan konuşmalar yapan bir kişinin burada işi yok.”

Münster merkezli Westfälische Nachrichten gazetesinde aynı konu şu sözlerle ele alınıyor:

“Türkiye’de referandum kampanyası sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya ve Başbakan Angela Merkel’e sert sözlerle saldırmıştı. Şimdi Almanya’da seçim zamanı ve Berlin rolleri değişti. Artık Ankara’ya tepki gösteriliyor. G20 Zirvesi sırasında Erdoğan (Türklere hitaben) konuşma yapamayacak. Türklerin buna şaşırmaması gerekiyor. Seçim mücadelesi sırasında kimse hata yapmak ve Ankara’nın siyasi utanmazlıkları karşısında zayıf bir tepki vermek istemiyor.”

Nürnberger Nachrichten gazetesinde de aynı konu işleniyor:

"Böylesi bir iktidar sahibi bir lideri dinlemek, onun konuşmasına izin vermek zorunda mıyız? Evet. Bunu yapabilmeliyiz, buna katlanmalıyız. Zira konuşma yasağı getirilmesi sonunda Erdoğan’ın işine yarar. Böylelikle, demagog ve popülistlerin çok iyi kullandığı bir yöntem olan, mağdur ve kurban rolüne bürünebilir. Almanya aslında Erdoğan’ın gösterisine göz yumabilirdi. Ama Almanya’da seçim mücadelesi başlıyor. Bu temkinli tutumlara hareket özgürlüğünün tanınmadığı bir dönem. Martin Schulz, Sigmar Gabriel ve Başbakan, Erdoğan’a konuşma yasağı ile puan topladı. Bundan birkaç hafta önce ise böyle bir adımın atılmasına hepsi de haklı nedenlerle kuşkuyla yaklaşıyordu. Hepsi de şu söze göre hareket ediyordu: Uzlaşmacı olmak iyidir.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinde Erdoğan'ın Almanya'da Türklere hitaben konuşması gerektiği savunuluyor:

"Erdoğan konuşma yasağı getirilmesi durumunda, Batı tarafından mağdur edildiğini savunurdu. Almanya’nın kendi ülkesi dışında ifade özgürlüğünü savunurken, kendi ülkesinde bunu baskı altına aldığını söylerdi. Hiçbir şey değişmedi. Ancak Alman Federal Hükümeti, Erdoğan’a bu zaferi tattırmamalıydı. Erdoğan konuşmalı! G20 Zirvesi için zaten Hamburg’a geliyor. Orada ne söyleyip ne söylemeyeceğini başkasından öğrenecek değil. Berlin bugüne kadar Erdoğan'a yönelik daha rahat bir tavır izliyordu. Bu tavrı sürdürmek akıllıca olur. Ona katlanırız, ona ve sözlerine. Dişlerimizi sıkarak katlansak da, katlanırız.”

Berlin'de yayımlanan Die Welt gazetesinde ise Erdoğan'ın Almanya'daki olası konuşmasına ilişkin şu yorumu okuyoruz:

"15 Temmuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik darbe girişiminin birinci yıldönümü olacak. Türkiye’de anma törenlerine 10 Temmuz’da başlanması bekleniyor. Erdoğan muhtemelen bu anma törenlerinin açılışını G20 Zirvesi’nin sona ermesinin ardından büyük bir gösteri ile Almanya’da yapmayı planlamıştı. Ancak Alman Federal Hükümeti bu planları bozdu. Alman toprakları üzerinde darbe girişiminin kutlandığı etkinliklere izin verilmeyecek, haklı olarak. Zira 15 Temmuz aynı zamanda Türkiye’de çeşitli özgürlüklerin kısıtlanmaya başlanmasının da yıl dönümü. Kapılar kapatılmadı. Ama Recep Tayyip Erdoğan Almanya’ya istediği gibi gelemeyecek. Umarız Berlin’in bu mesajı ona ulaşır.”(DW)