Başbakan gündemdeki birçok önemli konuya ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI'NA ADAY OLACAK MI?

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında herkesin merak ettiği soruyu şöyle yanıtladı:

" Konunun bu şekilde gündeme bu şekilde getirilmesi bizi de üzmüştür. Cumhurbaşkanı'nın basın müşaviri arkadaşın böyle bir açıklamayı yapması görevi ve yatkisi dahilinde değildir. Bizim aramızı açmaya kimsenin hakkı, haddi, cüreti olamaz! Biz Sayın Cumhurbaşkanı ile oturur konuşuruz. Daha önce de böyle olmuştur. Kimse bizden yeniden bir ispat beklemesin. Bizim aramızdaki hukuk bozmaya kimsenin yetkisi yoktur.

İşte Başbakan'ın konuşmasından diğer bölümler..


DÜŞMAN ÜLKELER”


Mücadeleyle ilgili ülke adı vermek bizim için sıkıntılı olabilir. Ama bunların hangi kaynaklardan beslendiği belli. Bu komşu ülkelerde de var, Batı'da da bunlara destek veren ülkeler var. Bunu genel bir ifade olarak değerlendirirsen isabetli olur. Bunun bir şu anda dağdaki mücadeleyi verenlerin aldıkları destekler var. Siyasi mücadeleyi sürdürenlerin aldıkları destekler var.

Mesela bir tespiti daha üzülerek yapmak zorundayım. Ciddi manada aldıkları medya destekleri de var. Yurt içi, yurt dışı. Zaten bölücü terör örgütünün en önemli aradığı şey propagandasını yaptırabilmektir. Buna destek veren yazılı ve görsel medyadır.

"TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"

Biz görüşmeleri yaptık. Beraber mücadeleyi kendilerine söylememize rağmen maalesef bu konuda beklenen desteği alamadık. Bunu bir gazetecilikte başarı olarak nitelendirenler de var. Fakat bunun ne getirdiğinin ne götürdüğünün hesabını yapmıyorlar. Kitaplarını da yazıyorlar. Faydalı olduklarını zannediyorlar. Bu ülkede maalesef insanımızın moral değerlerini alt üst ettikleri gibi terör örgütüne de destek vermiş oluyorlar.


"MUHALEFETİN ÇÖZÜM ÖNERİSİ YOK"


Muhalefet lideri diyor ki ‘Kürt sorununu çözeriz’ bunu diyen liderin bugüne kadar çözüm önerisi olarak söylediği bir şey var mı? Ziyaret dediler kabul ettik. 10 tane maddenin bir tanesi hariç diğerleri teşhis.

Önerin varsa söyle. Ortada öneri de yok. O üç arkadaş teklifime de hala cevap yok. İki ay geçti. Biz nasıl inanacağız bunlara?

"TETİKLERDEN ELİN ÇEKİLMESİ ÇÖZÜM DEĞİL"


‘Tetiklerden parmaklar çekilsin’ Bayan Zana ziyaretimize geldi. Bu işleri konuştuk. Orada şu ifade kullanıldı. Dedi ki ‘tetiklerden elin çekilmesi lazım’ dedim ki Sayın Zana bakın bir defa sizin bu ifadenizi kabullenmemiz mümkün değil. Tetiklerden elin çekilmesi çözüm değil. Silahların bırakılması çözüm. Bölücü terör örgütü bırakacak. Çünkü güvenlik güçleri silah bırakamaz. Sürekli taşımak zorundadır. Teröriste karşı da asayişi bozanlara karşı da. Bu güvenlik güçleri bunu taşıyarak güvenliği sağlıyor.

Bugün bakıyoruz, parlamentodaki bölücü terör örgütünün uzantısı aynen bunu ifade ediyor: Tetiklerden parmaklar çekilsin. Bir defa bölücü terör örgütünü hala parlamentoda, PKK bir bölücü terör örgütüdür açıklamasını yapmamıştır. Ben kaç kere davet ettim açıklamayı yapın diye. Niye? Oradan besleniyorlar. Benim Kürt kardeşimi de bunlar istismar ediyorlar. Onların terörle alakası yok ki? Bugün belediyelerin bir çoğunda görünen belediye başkanları belediyeyi yönetmiyor. Bunların tayin ettiği kişiler yönetiyor. Bunların da sicilleri malum.


ŞEMDİNLİ OLAYI


Öncelikle Şemdinli'de 23 Temmuz itibariyle başlayan bir süreç oldu. Bu sorun süreçte de ifade edilen medya Şemdinli’de bir psikolojik harekatı başlattı ve bu silahlı kuvvetlerimizde moral noktasında ister istemez etkiliyor. Bizi etkiliyor.

Ama orada karada, havada sürekli bir mücadele sürdüren bizim güvenlik güçlerimiz var. Son tabloyu size veriyorum. Şu ana kadar istihbarat bilgileri olarak söylüyorum. 23’ünden itibaren bizim iki şehidimiz var. Fakat 115 terörist etkisiz hale getirildi.

Malum onların kendilerine ait medyaları var ya, isimlerini vermeme gerek yok. Oralardan internet sitelerinden yapılmış işler. Bunu alıyor o dediğim bir kısım medya bunu haber yapmak suretiyle, işte şu kadar Türk askeri şehit oldu, bunlar gizleniyor falan. Bunlar çok çok komik şeyler.

Silahlı kuvvetler kalkar da şehit olan erini gizler mi? Ama burada karşı taraf bir psikolojik harekat yapıyor. Bu tarafta da medya yayın yapıyor. Bilerek ya da bilmeyerek onların tezgahına odun taşıyanlar var. Bunları nereye kadar kabulleneceğiz?

"MHP'YE ŞÜKRANLARIMI BİLDİRMEK İSTİYORUM
"

İstediği kadar birileri bize ister CHP ister BDP olsun. Bu noktada MHP’ye şükranlarımı bildirmek istiyorum, çok açık net hükümetin yanında olduklarına dair tavrını açıkladı sayın genel başkan. Biz bunu bekliyoruz. Burada bizim yani silah bırakmak yok ,bilmem parlamentoda kapalı oturum yapalım, bunları çok yaptık. Artık icraat yapalım. Biz güvenlik güçlerimizle sonuna kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Ta ki onlar silahı bırakana kadar. Tüm askerimizle bu çalışmanın sürekli içindeyiz. Şahsım, bakan arkadaşlarım sürekli birlikteler, görüşme halindeler.

Eğer bölücü terör örgütü uzantısı olanlar demokrasiye inanıyorlarsa mücadelelerini sandıkta versinler. Sandıkta oy kullanacak olanları, eğer kendilerine inanıyorlarsa güveniyorlarsa… Ahmet Türk’ü görüyorum, o da şu an dağıtmış durumda. Onunda arkasında kim bilir ne tehditler var. Ahmet Türk gibi birisinin bunları kullanması, bir olgunluk var diye düşünürdüm. Onlar kalkıyor Ak Parti’ye oy verenlerin vatan haini olduklarını iddia ediyor.

"YARALILARI 'ÖLDÜRÜN' DİYORLAR"

Elimizde telsiz notları var. Şemdinli olaylarından. Yaralı olanları diyor 'öldürün' . Onları diyor taşımayın. Bunlar kendi örgütünün içinde olanları bile rahatlıkla öldürebilecek kadar insanlıktan nasipsiz olan bir zihniyetin temsilcileri. Şu anda şunu çok açık net söyleyebilirim. Bizim kontrolümüz dışında olan bir yer yok. Güvenlik güçlerimiz istediği müdahaleyi yapmak suretiyle mücadeleyi gerçekleştiriyor. İşte bunlar hep psikolojik harekatın neticesi bunlar.

"BÖYLE DEVAM EDERSE KUZEY IRAK İLE DOSTLUK ORTADAN KALKAR"


Bizim asıl sıkıntı alanlarımızdan bir tanesi, Irak – Kandil o bölgeden ülkemize sürekli nüfuz etme gayreti vardı. Son olaylarda yine 200 kadar sızma gayreti oldu. Müdahalesi yapıldı. Amanos’larda mücadeleler var.

Beşar Esad’ın şu anda desteklediği PKK unsurları oradan ülkemize sızma gayreti içerisinde. Tabi ki Baas’ı Türkiye’de destekleyen parti hangi parti? CHP. Şu anda Beşar’ın yanında yer alan hangi parti? CHP. Suriye’den sızmalar oluyor.

"ESAD'IN SONU YAKLAŞTI"


Daha önce Beşar, onlarla kopma mücadelesi içindeydi. Bizden koptuktan sonra nereyle nasıl paslaştığı ortaya çıktı. Bizim bilerek attığımız adımlar var. Ben Dışişleri Bakanımızı Kuzey Irak’a boşuna göndermedim. Dedik ki bunları kararlı biçimde ifade edeceksin. Bu iş eğer tehdit unsuru olarak devam edecek olursa, bizim aramızdaki dostluk ortadan kalkar. Ama bunu biz kardeşlik anlayışı içinde sürdüreceksek sizler artık bu terör örgütüne yaşama hakkı vermemeniz lazım.

Şu anda aldığımız haberlere göre Esad artık finali oynuyor, Esad'ın sonu yaklaştı.

"TEHDİT DEVAM ETTİĞİ SÜRECE OPERASYONLARA DEVAM"


Operasyon yapılması gereken yere operasyon yaptık. Yaparız. Asla duramayız. Oradan tehdit devam ettiği sürece biz gider operasyonu yapar döneriz. Bunu bilmesi lazım. ' Benim gücüm yetmiyor' diyen bana Maliki’nin kendisidir.

Son dönemde Kuzey Irak’la Bağdat arasında sıkıntı var. Bunu Barzani’nin yaptığımız görüşmede kendisiyle paylaştık. Kendileri rahatsızlıklarını ortaya koydular. Yeni yapılanma çalışmalarıyla ilgili olsun tüm oradaki Kürt gruplar olsun, Arap, Şii ve Türkmen grupları davet etmek suretiyle onlarla toplanacağını ifade etmişti. Maliki’ye karşı bir oluşum başlatmak. O süreç başladı. O süreç şimdilik beklenen hedefe ulaşamadı. Bazı sebepleri nedenleri var.

Şu anda Maliki rahat hareket edemeyecek. Tabi bunların yanında bulunan güçte malum İran’da böyle bir gücü aldığını hepsi söylüyor. Bugün Ahmet Bey iran Dışişleri Bakanıyla görüştü bunu biz de kendilerine söyledik. Bakın bölgede huzursuzluğun sebebi oluyor bu. Biz de kendi aramızda şüpheyle bakmaya itiyor. Bizim birbirimize güvenle bakmamız lazım.

Beraber çalışalım demelerine rağmen atılan olumlu bir adım yok. Sayın Barzani’yle aynı şekilde devam edeceğiz. Ama Kerkük’e Ahmet Bey'in gidişinden rahatsız olmaları aslında şuradan kaynaklanıyor.

Bizim büyükelçimizi çağırmak suretiyle güya nota veriyor. Sen o notayı verirsen, Türkiye’de ona nota verir. Siyaset acemisi olarak kalkıp bana nota veriyor. Biz bu süreç içerisinde Ahmet Bey'in ziyaretlerinde verimli adımlat attığı inancındayım.

"KİMSE ÇIKIP İNKAR POLİTİKASI YÜRÜTÜYORSUNUZ DİYEMEZ"


Kuzey Irak yerel yönetimi Türkiye’ye düşman olduysa bizim bu kadar ticari siyasi ilişkilerimiz Kuzey Irak yerel yönetimiyle niye bu kadar fazla? Bütün burada oraya yatırımlar olduğu gibi alt yapı üst yapı çalışmaları orada yürütülüyor. Özellikle kuzeyde mevcut gelişmeler konusunda söylüyorum. Orada söylenenler hayali haritalardır.

Şu anda bütün samimiyetimle söylüyorum. Güneydoğu’da PKK’nın korkusu onları uzantısı olan partiye oy vermeye itmektedir. Bu korku olmadığı anda bu oylar çok ciddi manada eksilir. O zaman bu sayıları asla göremezsiniz. Bütün ramazan boyu, altı tane bakanım bölgedeki, güneydoğu Anadolu bölgesinde bütün illeri tarıyorlar. Kadın kollarım, fakir fukaranın evlerine gidiyorlar. Şu ana kadar yaklaşık 350 bin koliyi bu evlere dağıttılar. Bunun içinde Türkiye geneli de var.

Bununla beraber bir de milletvekili arkadaşlarımız kadın milletvekillerimiz hepsi şu anda bölgede. Gece geç saatlere kadar oradalar. Aldığım haberler de gayet iyi. Bunun bundan sonra yoğunlaştırarak devam ettireceğiz.

Burada medyanın, yazılı ve görsel terör örgütünün propagandasını yapmaksızın burada hükümetle beraber hareket etmesi lazım. TRT Şeş’i biz niye kurduk? Bu işler için kurduk. Aynı şekilde üniversitelerde enstitüsü kurduk. Asimilasyon diyorlar, yalan söylüyorlar. Kimse çıkıp siz inkar politikasını yürütüyorsunuz diyemez.

HATAY'DAKİ POLİS DİZME OLAYI


Murat Akgün: İlk bölümde terör ağırlıklı konuştuk Başka konulara değinmek istiyorum. Hatay'da bir milletvekilinin oğlu polisleri sıraya dizdi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında.

O ilçede benim gençlik kolları başkanımın o kantinde çalışması yanlıştır. Milletvekilinin oğlunun oraya gitmesi orada bir tartaklanma olması da yanlış bir olay. Burada çok ilginç bir düzenleme de yapılıyor. Burada tabi polislerin karşısında bu şekilde çıkarılması yanlış bir olay. Polislerle böyle bir tespit gerecekse şikayetçinin onları görmesi fakat onların görmemesi gerekiyor. Burada çok ilginç bir düzenleme yapılıyor. Bu tezgahın içinde maalesef bir CHP milletvekili var, içerden de ona servisi yapanlar var. Oradaki durumu emniyet müdürü arkadaşımız maalesef iyi yönetememiştir. O tablo üzüntü vericidir. Gerekli kararı arkadaşlarımız verecektir.

"BİZİM DÖNEMİMİZDE FAİLİ MEÇHUL DİYE BİR OLAY KALMAMIŞTIR"


10 sene öncesinde böyle bir Ergenekon veya Balyoz, Poyraz şu bu düşünülebilir miydi? 12 Eylül yargılanacak böyle bir şey düşünülebilir miydi? 28 Şubat yargılanacak, bu düşünülebilir miydi? Şu anda bunlar yapılıyor mu? Yapılıyor. Fıratın içinde dışında ne varsa bunların hepsi ortaya çıkıyor.

Fakat bir şeyi söylemem lazım. Bizim dönemimizde faili meçhul diye bir olay kalmamıştır. Biz üzerine gidiyoruz. Onun içinde diyoruz ki kim nerede ne biliyorsa bize aktarsın. Bütün entelektüelimiz yazarımız çizerimiz hepsini aktarsın bize. Bizim Allah’tan ve halktan başka kimseye borcumuz yoktur.

OBAMA’NIN ELİNDEKİ SOPA

Ben tabi sayın Obama’nın konuşmamız esnasında hangi pozisyonda olduğunu, neyle nasıl konuştuğunu göremem. Fotoğrafın doğruluğunu da bilemem. Benim gördüğüm sayın Obama gayet saygılı, bunu bizden eksik etmemiş bir dostumdur. Ben o medyadaki komik yorumlara itimat etmiyorum. o Obama duruşuyla saygılıdır.

HATAY’DAKİ SKANDAL

Konunun iki boyutu var aslında. Bir defa orada o ilçede benim gençlik kolları başkanının oradaki kantinde çalışması bir yanlıştır. Bu birincisi. İki, milletvekili oğlunun oraya gitmesi ve orada da tartaklanma olayının olması maalesef o da söz konusu.

Burada tabi polislerin karşısında bu şekilde çıkarılması yanlış bir olay. Polislerle böyle bir tespit gerecekse şikayetçinin onları görmesi fakat onların görmemesi gerekiyor. Burada çok ilginç bir düzenleme yapılıyor. Bu tezgahın içinde maalesef bir CHP milletvekili var, içerden de ona servisi yapanlar var. Oradaki durumu emniyet müdürü arkadaşımız maalesef iyi yönetememiştir. O tablo üzüntü vericidir. Gerekli kararı arkadaşlarımız verecektir.

'27 NİSAN BİLDİRİSİNİ MUHTIRA DİYE KABUL ETMEDİM'


Bunlar biz iktidara geldiğimizden beri dedikodu olarak söylenen şeyler. Biz bunlara kulak assaydık, burada olmazdık. Medya 27 Nisan'a hep muhtıra demiştir. Ben o bildiriyi muhtıra olarak nitelendirmedim. Çünkü ertesi sabah biz gereken cevabı verdik. Muhtıraysa sivil muhtırayı biz verdik.

Bizimle ilgili çok şey söylendi Yok Dolmabahçe'de ne konuşuldu? Ben Genelkurmay başkanımla her şeyi konuşurum. İstanbul'da konuşurum. Ankara'da konuşurum. Kendisine şunu söyledim. Bu görüşme sizden çıkmazsa bende de benimle mezara gider. Bir genelkurmay başkanıyla Başbakan'ın mahremi olamaz mı? Olmaz mı devlet sırrı diye bir şey olur. Gizli görüşmelerinin bir kaydı yok. Bizim konuşmalarımız mahremdir. Genelkurmay başkanının hanımıyla ilgili şeyler konuşuldu dediler. Yargıda da kaybetti. Ayıptır ya..
Neyin pazarlığı olacak Ben başbakanım o genelkurmay başkanı neyin pazarlığı olacak. Ben Tayyip Erdoğan olarak verdiğim sözü yemem.


İLKER PAŞAYA DESTEK

İlker Paşamızla alakalı benzetmeleri de asla doğru bulmuyorum. Bir örgüt elemanıymış yaklaşımını çok çirkin buluyorum. TSK'da Genelkurmay Başkanlığı'na gelmiş birine bu benzetmenin yapılmasını insaf dışı buluyorum. Tutuklu yargılanmasını doğru bulmuyorum. Tutuksuz yargılanmasını istiyorum. Benim yargıya müdahale etme yetkim yok. Tabii ki haksız yere yatan başka insanlar da vardır. Kim bilebilir.. Normal adi suçlardan insanlar içeri atılabiliyor. Şu anda tutuklu olanların yaşadıkları şeyler ayrı.
VATAN