Alman 1’inci Devlet televizyonu ARD ile 2’nci Devlet Kanalı ZDF’de ‘Demokratikleşme Paketi’ne ilişkin geniş haberler yer aldı.

İki kanal da gün içerisinde  Türkiye’deki muhabirleri ile canlı bağlantılar yaparken tepkileri ekrana getirirken ARD ile İkinci devlet kanalı ZDF  kamu kurum ve kuruluşlarında başörtü yasağının kaldırılmasını öne çıkardı. Kanal, azınlık ve etnik grupların haklarını geliştirmek için beklenenden az adım atılan pakette, Türkçe dışındaki dillerde özel okullarda eğitim izni verildiğini, şehir isimleri değiştiren bir yasanın değiştirilmesi ile de eski Kürtçe yer isimlerinin dönüşü için yasanın önünün açılacağını, Süryani Ortodoks Manastırı Mor Gabriel’in tartışmalı arazilerinin iade edileceğini bildirirken, “Başörtüsü yasağı modern Türkiye'nin temeli olarak görülüyordu” yorumunu yaptı.

ALMAN GAZETELERİ

Almanya'nın etkin ulusal gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın, yeni reform çabaları ile herkesi şaşırtacağını açıkladığını anlatırken, şunları yazdı:

“Bu açıklamayla Erdoğan, beklentileri yüksek düzeyde tutmuş oldu. Şimdi uzun zamandan bu yana sır gibi saklanan ‘Demokratikleşme Paketi' ile değişim baskısının, ülkenin hangi cenahından geldiğini ortaya koymuş oluyor: Bundan böyle artık başörtülü kadınlar devlet memuru olabilecek - ki bunu zaten Erdoğan’ın seçmen tabanı uzun zamandır istiyordu. Kürtler kendi özel okullarını ve kentlerinin eski isimlerini, Hıristiyanlar ise bir manastırı geri alacaklar. Gezi hareketi için de pakette bir şeyler var: Artık gösteriler günbatımından önce sonra sona erdirilmek zorunda olmayacak. Ancak 'iki adım ileri, bir adım geri' şeklindeki (Mehter) marşı temposunu Erdoğan tamamen terk etmiş değil! Örneğin ‘nefret içeren konuşmalara kesilen cezalar 3 yıla çıkartılıyor. Bu söz konusu kanun o kadar geniş bir yelpazeyi içermektedir ki, ifade özgürlüğüne yeni zararlar verebilir."
 

Stuttgarter Zeitung, “Kadın maliye müfettişleri ve hemşireler başörtüsü taktığında Türkiye Cumhuriyeti batmayacaktır” diye yazarken,  Siyasi Partiler Kanunu’nun reformdan geçirilmesi ve yüzde 10'luk seçim barajının aşağı çekilmesinin demokratik ilerleme sağlayabileceğini vurguladı. Gazete,  1933 yılında okullara getirilen, askerî öğrenci andının kaldırılmasının bu olumlu yönü gösterdiğini ifade ederken ‘nefret içeren konuşmaları kapsayan ayrımcılıkla mücadele yasasının çerçevesi çok geniş olduğu için ifade özgürlüğüne yarar değil, zarar getirebileceğini savundu.

Märkische Oderzeitung’un demokratikleşme paketi ile  Türkiye yine İslamlaşma yönünde yeni bir adım daha attığını iddia ederken, şunları yazdı:

“Neredeyse bir yüzyıla yakın bir süreden beri devlet ve din işlerinin ayrı tutulmasının sembolü olan başörtüsü yasağı daha da sulandırılacak. Bu adımla Başbakan Erdoğan, Türkiye’yi kültürel açıdan Avrupa’dan daha da uzaklaştırmış oluyor. Bu gelişmede Ankara ile yakınlaşma konusunda ağır aksak davranan AB de suçlu! Erdoğan’ın İslamî muhafazakâr partisi, Kürtlere taviz vermek suretiyle doğabilecek tepkileri, başörtüsü konusunda düzenlemeye giderek örtmeye çalışıyor. Ama iki şeyin, başörtüsü ve Kürtler konusunun birbiriyle hiçbir surette ilgisi yok! İşte tam da bu yüzden Erdoğan’ın attığı adım şüphe doğuruyor. Erdoğan, devleti İslamlaştırma çabalarını, sözde demokratik tavizlerle kamufle etmiş oluyor."