Haber Merkezi



TÜRKİYE'DE İKTİDAR SAVAŞI: „ERDOĞAN'IN TEHLİKELİ DOSTLARI“
 

Başbakan Erdoğan ve hükümetinin  Gezi olayları sürecinde protestoculara acımasız bir şekilde karşılık verdiği belirtilen haberde Gezi olayları sonrasında Gülen cemaatinin açık bir taraflılık göstererek, Erdoğan'ın eleştirildigine dikkat çekildi.
 
 
Gülen cemaatinin  kamuoyunda en önemeli yapısı olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi'nın  „Gezi olayları süreci Türkiye'nin demokratikleşme yolundaki adımlarını gölgeledi“ şeklindeki açıklamasına yer verildi.
 
  
“İHTİYAR İMAM TÜRKİYE'Yİ TERK ETTİ“
 
 
Fethullah Gülen'in şu an Amerika'da kendi isteğiyle sürgünde yaşadığı hatırlatılan haberde, “Türkiye'de İslam devrimi yapmaya teşebbüs eden yaşlı İmam Türkiye'yi terk etti“ yorumu yapıldı.
 

Cemaat ile ilgili haberde şu yoruma yer verildi:
 

“Cemaat dışardan modern görünüyor. Türkiye'de ise bu hareket hızla büyümekte özellikle fakir ve yoksul aileler üzerinde oldukça etkililer. Işık Evleri'nde yetişen ve daha sonra cemaatten ayrılanlar daha önce Der Spiegel'e verdikleri demecinde bunların bir beyin yıkama evi olduklarını ifade etmişlerdi. Wikilaeks dökümanlarında Amerikalı diplomatlar cemaati  Türkiye'nin en güçlü İslamcı Grubu olarak ifade etmekteler.„Cemaat siyaset sahnesinden, medyaya ve ekonomi çevresine kadar her yere sızarak, AKP hükümeti döneminde de en yüksek mertebeye ulaşmışdır. 
 

AKP, ÇEŞİTLİ AKIMLARIN BİR BİLEŞENİ
 
Haberde AKP'nin farklı gruplar için bir havza olduğu ve 2002 yılında AKP'nin iktidara gelmesinden sonra Gülen cemaati ile stratejik ortaklık kurduğu ve daha sonra Gülen'in AKP'yi güvence altına aldığı belirtiliyor.
 
Haberde, “Ancak son aylarda bu ittifak çözülmeye başladı. Erdoğan öncelikle adalet ve devletin diğer bölümlerindeki Gülenci ekibi tasfiye etti. Erdoğan ile cemaat arasındaki uçurum Gezi olaylarında patlak verdi. Gülen Amerikan The Atlantic dergisine verdiği demecinde, dönüşüm hükümeti güç duruma sokabilir“ şeklinde açıklama yaptı.  
 
 
 
 
CEMAAT HİYERARŞiK BİR DÜZEN TAKİP EDİYOR
 
Hassain Kazm ve Maxlimilan Popp imzasıyla vayınlanan haberde ”Parti içindeki güçler çatışması sokaktaki gösterilerden daha tehlikeli. Bu bölünme Türkiye'deki politik islamın sonu anlamına gelebilir. İdeolojik farklılıklar sadece küçük bir rol oynamaktadir” denildi.
 
Ankara ODTÜ'de  Öğretim Üyesi, sosyolog Mustafa Şen, dergiye verdiği demecinde cemaatin modern ve hoşgörü gibi kavramları kullandıklarını ancak onların katı ve hiyerarşik bir düzeni takip ettiklerini ileri sürdü.
 
Haberde ayrıca, Türkiye'nin en saygın gazetecilerinden Ahmet Şık'ın ”İmamın Ordusu” adlı yazdığı kitaptan sonra kendisinin Ergenekon terör  üyesi olmakla suçlandığı hatırlatılıyor.
 
 
 
YENİ HÜKÜMET ERDOĞANSIZ HÜKÜMET
 

Ahmet Şık, ayrıca “Gülen cemaatinin odak konusu eğitimdir. 
Neden bu ağ devleti kontrol altında tutmak istiyor? Neden adalet, güvenlik gücü ve istihbarat birimi onun tarafından kontrol edilmekte? Neden bu denli güçlü bir organizasyon mali kaynaklarını saklamakta? Cemaatin seçimler yoluyla değil, tek tek kurumları zayıflatarak iktidara gelme hedefleri var. Yeni güç parti içinde Erdoğan'a karşı olan Gülenci Abdullah Gül olabilir“.
 
Türkiye'de çok sayıda uzman Türkiye'de Gülenci politikacıların Erdoğan'a karşı bir alternatif olmayacağı düşüncesinde.
 
Ahmet Şık, “  Türkiye'de cemaat devleti kontrol altında tutmak istiyor ve hiçbir muhalefete toleranz gösterilmiyor. Ergenekon ile ilgili mahkeme kararları da bunu gösteriyor“ dedi.