Süddeutsche Zeitung'un (SZ) yorumunda şu satırlar yer alıyor:

"Siyasette kamuoyu hafızasının ne kadar zayıf olduğu, Avrupa'nın Türkiye ile ilişkilerinde kendini gösteriyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir zamanlar, ülkesini hızlıca AB'ye sokmak isteyen örnek Avrupalı olarak görülüyordu. 2000'lerin başlarıydı. Ardından korku saçan bir nevi şeytani bir varlığa dönüştü. Ortadoğu'da savaşlar yürütüyor, Hamas ve Müslüman Kardeşler'e sempati gösteriyor, komşuları Yunanistan ve Kıbrıs ile anlaşmazlıkta Doğu Akdeniz'de savaş gemileriyle güç gösterisinde bulunuyor. Kendi ülkesinde giderek daha baskıcı bir iktidar yürütüyor, hukukun üstünlüğü giderek zayıflıyor, Türkiye hatta Avrupa mahkemelerinin bağlayıcı kararlarını görmezden geliyor. Şimdi Ankara'daki adam AB ile yeniden yakınlaşmaya bel bağlamış durumda… Ankara'daki rota değişikliğinde Erdoğan'ın baskı altında olması da rol oynasa gerek. Ekonomik durum içler acısı, stagflasyondan (resesyon ve enflasyon) söz ediliyor. Para rezervleri tükeniyor, yabancı yatırımcı sıkıntısı çekiliyor. Halk artan fiyatlar nedeniyle yakında homurdanmaya başlayabilir. Diğer yandan ABD'de Donald Trump'ın başkanlığı sona eriyor. Halefi Joe Biden ile Erdoğan'ın işi zor olabilir. S-400'ler nedeniyle kararlaştırılan Amerikan yaptırımlarını Biden hızlıca yürürlüğe sokabilir. Biden Erdoğan'ı Obama dönemindeki başkan yardımcılığı görevinden tanıyor. 2020 başında yaptığı bir açıklamada Erdoğan'ın iktidardan gitmesini istediğini belirtmiş, ancak bunun 'darbe değil seçimler yoluyla olması gerektiğini' söylemişti. Tüm bunlar Erdoğan'a etrafında dost aramak için yeterli neden sunuyor." (Kaynak: Deutsche Welle Türkçe)