İstanbul Gezi Parkının yıkılmasını istemeyen vatandaşlara polisin gözyaşartıcı bombalarla, tazyikli su ve şiddetle karşılık verildiği belirtilen haberde, devletin güvenlik güçlerinin göstericileri tren istasyonunun içinde bile kıstırdığı ifade edildi.

 

Ağır yaralıların olduğu ve hatta şanslı olanların bir kısmının gelen ambulanslarla hastaneye götürüldüğü ifade edilen haberde, İstanbul Gezi Parkının yıkılmasını önlemek isteyen vatandaşların ne ‘anarşist’ ne de ‘şiddet yanlısı’ göstericiler olduğu kaydedildi.  

 

Gösterinin ‘sıradan vatandaşlar’ tarafından başlatıldığı belirtilen haberde, Başbakan Erdoğan’ın on bir yıldan beri iktidarda olduğu ve milyarlarca hatta bazen anlamsız projeleri hayata geçirmek istediğine dikkat çekildi.

 

HER KONUŞMASININDA KENDİ GİBİ DÜŞÜNMEYENLERİ TEHDİT EDİYOR’

 

Haberde, Erdoğan’ın  kendisi gibi düşünmeyen mıuhalifleri ve gazetecileri tehdit ettiği belirtiliyor.

 

Kamuya açık olan yerlerde alkol yasağının vatandaşlarda  büyük bir öfke uyandırdığığı ifade edilen haberde, Taksim Meydanının Erdoğan’ın despot tutumununa ve yönetimine karşı olanların buluştuğu bir mekan olduğu vurgulanıyor.

 

Haberde, ‘’Taksim Meydanı Erdoğan’ın despotluğuna ve iktidarına karşı bir öfke mekanı. Erdoğan’ın yardımcıları da 2012 yılında Mısır rejimi ya da Putin’in tutumu gibi reaksiyon göstermekte’ denildi.

 

 

‘BU BİR ÖZGÜRLÜK SAVAŞI MI?’

 

Yazıda şu görüşe yer verildi: ‘’Bu kasvetli ortam ülkede bahar ortamı mı yaratacak?  Önümüzdeki günlerde bir şeyler parçalanacak, bir şeylerin sonu olacak gibi.Türklerin gelecekleri için karar vermesi mi, ? Özgürlük mü ? Despotluk mu? Erdoğan'ın popülaritesi mi? Ya da barış mı? Bunları söylemek için henüz çok erken. Herşey gözyaşı bombasından gelen dumanlardaki bir bulmaca gibi görünüyor’....