Sevgili okuyucular,

‘Medya Mahallesi’ tekrar susturuldu! CNN Türk kanalında uzun yıllardır programda bulunan, ‘medya mahallesi’ ve sunucusu Ayşenur Aslan, yeniden susturuldu. Muhalif görüşleri nedeniyle, iktidar partisi AKP ve başbakan R.T. Erdoğan’ın sürekli dikkatini çeken, ‘medya mahallesi’ ve sunucusu Ayşenur Aslan’ın programı yayından kaldırıldığı gibi, Doğan grubundaki işinden de ‘kovulmak’ durumunda kalmıştır.

Bilindiği üzere yine iktidar partisi, AKP’nin baskısı ile daha önce de, ‘medya mahallesi’ yayıncı kanal tarafından, yayından kaldırılmıştı. Ayşenur Aslan muhalif duruşu nedeniyle sürekli olarak AKP kurmaylarının şimşeklerini üzerine çekmekteydi. Ayşenur Aslan’ın susturulması, ülkede demokrasi mücadelesine vurulan açıktan bir darbe olarak algılanmalıdır.

Özgür basının ve muhalif düşüncelerin iktidar tarafından raptı- zapt altına alınma çabaları, ülkemizde demokrasi yürüyüşüne vurulmak istenen bir gem gibidir.

Basın patronlarının, iktidarın baskısı ve yaptırımları karşısında, elleri kolları bağlı, sessiz sedasız çalışanlarının ekarte edilmelerine göz yumması basın ahlakına sığmamaktadır.

Bugün Ayşenur Aslan ve benzeri özgür seslerin, kalemlerin susturulması, yarın başka basın mensubunun farklı şekilde ekarte edilmesinin gündeme gelmesi, basın camiası için vahim bir durumdur.

Tüm basın mensupları Ayşenur Aslan’la dayanışma içinde olmalı ve basının ak yüzleri olan bu insanların, iktidar partisi AKP’nin ‘kurbanlık koyunlar’ gibi harcanmalarının önüne geçilmelidir.

Ayşenur Aslan, daha öncede bu tarz bir saldırı ile karşı-karşıya kalmıştır. Arz talep ilişkisine bağlı olarak yeniden yayın hayatına başlayan, ‘medya mahallesi’ aynı zamanda, başbakan R.T. Erdoğan’ın eski danışmalarından, Akif Beki’nin jandarmalığında devam edilmeye çalışılmıştır.

Ayşenur Aslan özgür basının sesi olarak, Akif Beki’nin jandarmalığına rağmen dik duruşu ve samimi davranışlarından ödün vermemiştir. Ayşenur Aslan’ın bu tavrı, AKP iktidarını çileden çıkarmaktaydı. AKP kurmayları, ‘medya mahallesini’ susturmakla işe başladılar. Buda yetmedi, ‘intikamlarını’ Ayşenur Aslan’ın işine son verilmesini sağlayarak devam ettirdiler.

Medya patronlarının iktidar karşısında suskun davranması, yaptırımları peşinen kabul etmesi, yarın başka yaptırımların ve dayatmaların gündeme geleceğinin de, peşinen kabulü anlamına gelmektedir.

Basın patronlarının, basın ve medya dışında iş ilişkilerinin olması, iktidar karşısında dik durmasının da, önünde engeldir. Türkiye basını ve medyası, banka patronluğu, ihale ilişkilerinin yoğun olduğu bir çelişkiler yumağı ile sarmalanmaktadırlar. Bu ilişkiler basın patronlarının iktidar karşısında zayıf kalmalarını sağlamaktadır.

Ayşenur Aslan böyle bir ilişkinin kurbanı olmuştur. İktidar Ayşenur Aslan’ın çalıştığı Doğan grubunu birçok konuda köşeye sıkıştırdığı, kamuoyunca yakından bilinmektedir.

Ayşenur Aslan’a, kapılarını açacak az sayıda da olsa demokrasi mücadelesinde ödün vermeyecek, iktidar karşısında boyun eğmeyecek, baskılar karşısında direnecek basın kurumları vardır.

Bu nedenle derim ki, Ayşenur Aslan’ın özgür sesi, kalemi susturulamayacaktır. Demokrasi mücadelesinin mevzileri olan, görsel medya ve yazılı basını kapılarını o'na sonuna kadar açacaklardır. Ayşenur Aslan’ı, iktidara muhalif, demokrasiden yana, haksızlıklara karşı mücadelesinde yalnız bırakmayacağız!

Özgürlüğün, demokrasi mücadelesinin sesi, ekrandaki yüzü, Medya mahallesi’ susturulamaz!

11.02.13