İranlı yönetmen Mecid Mecidi’nin “Muhammed: Allah’ın Elçisi” (“Muhammed: The Messenger of God”) filmi en genel çerçevede İslâm Peygamberi’nin hayatının masalsı-mitolojik bir anlatımı olarak tarif edilebilir.

DEV BİR BÜTÇE SEFERBER EDİLMİŞ

Peygamber’in mesajından çok mucizelerini, İslâm’ın da teolojisinden çok mitolojisini öne çıkaran, dolayısıyla belgesel-drama tadında olmak yerine “epik-fantastik” tatta, bu haliyle de “zamanın ruhu”na uygun bir yapıtla karşı karşıyayız. Ve dev bir bütçe, bu yapıtın küresel sinema endüstrisinde pazar şansını artırmak için seferber edilmiş.Film, Yahudiliğe yönelik kontrollü bir anti-semitizm ile Hristiyanlığa yönelik bir ikincilleştirmeyi, milenaryan bir vurguyla işlerliğe sokuyor. Filmde dikkat çeken ise İslâm Peygamberi’nin arka cepheden olmak üzere endamıyla, yer yer de eli-ayağı, hatta yanağı-kirpiğiyle görünüyor olması. 




Hz. Muhammed'in hayatını anlatan filmi Sabah gazetesi “Hz. Muhammed filmi sinemalarda” diye duyururken, üç saatlik filmi izleyenlerin gözyaşlarını tutamadığını yazdı.

“DİYANET FİLME ONAY VERDİ”

Karar gazetesi, filme “Peygamberimizin mucizevi çocukluğu” başlığıyla yer verirken 10 üzerinden 8 puanla değerlendirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın filme onay verdiğine dikkat çekilirken, Erkut Tezerdi’nin kaleme aldığı yazıda tartışmalara ilişkin ise şu ifadeler yer aldı:

“Bugün izleyiciyle buluşan yapımda cihetteki Hz. Muhammed'in sureti gösterilmiyor. Soru sordular mı cevap veriyor ama bu yalnızca altyazıyla yapılıyor, sesi kullanılmıyor. Türkiye'de yayınlanma kriterlerine uyan filmin her iki ülkede de yasaklanma nedeni ‘Yalnızca sureti değil. Hz. Muhammed'in fiziksel açıdan da gösterilmesi uygunsuzdur’ diye açıklandı. Ancak ilerleyen süreçte filmin bazı ülkelerde yasaklanmasından daha çok etkileyici görselliğinin konuşulacağını düşünüyorum.”

“PEYGAMBER FİZİKİ OLARAK CANLANDIRILIYOR”

Türkiye gazetesi ise filmi “Işıklarla süslü hayal kırıklığı” başlığıyla gördü. Haberde, “İranlı yönetmen Mecidi'nin, Peygamber Efendimizin ilk defa fiziki olarak canlandırıldığı filmi, sinematografisiyle takdire şayan bir eser olsa da, Şia kalıplarının dışına çıkamamış bir yapım” denildi. Gazetenin haberinde filmden “Sıradan kişilerin hayatlarından inanılmaz hikâyeler çıkarmayı ustalıkla başaran yönetmen Mecid Mecidi, bir peygamberin hayatım duygusal bir şekilde beyaz perdeye yansıtmakta da zorlanmamış. Peygamber Efendimiz, fiziki olarak gösterilmiş ama yüzü ustalıkla saklanmış. Her ne kadar filmde oyunculuklar çok parlak olmasa da Peygamberimizin harikulade vasıfları, ahlaki güzellikleriyle harmanlanabilmiş” sözleriyle övgüyle bahsediliyor.

“POPÜLER KÜLTÜRÜN PARÇASI HALİNE GETİRİLEMEZ”

Milli Gazete’den Bilali Yıldırım’a konuşan Prof. Dr. Cevat Akşit, filmi sert sözlerle eleştirdi. Tartışmaya gerek kalmaksızın böyle bir tasvirin yapılamayacağını söyleyen Cevat Akşit, “Din oyuncak değildir. Kurtarıcımız efendimiz peygamberimiz (S.A.V.) popüler kültürün bir parçası haline getirilemez” dedi.

Prof. Dr. Cevat Akşit şunları söyledi: “Biliyorsunuz Hıristiyanlar Hz. İsa’nın (a.s.) fotoğrafını önlerine koyarlar, tapınırlar. Eğer böyle bir filmle Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizi de resmetmeye ve suretini göstermeye çalışırsanız, iş Hıristiyanların adetine döner. Sadece Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin değil, Hz. Ebubekir (r.a.), Hz. Ömer (r.a.) gibi sahabilerin de resimlerini yapmak caiz değildir. Hıristiyan âlemi, Hz. İsa’yı resmederek ne hale getirdi bakınız. Heykellerini yaptılar. Mucizelerinden etkilenip ‘Oğludur’ dediler.”