Dolandırıcılıktan tutuklanan ve İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Wandsworth Cezaevi’ne konulan 28 yaşındaki Neil Moore, ‘ustaca’ diye nitelendirilen bir yöntemle, yasa dışı bir şekilde kendisini tahliye ettirdi. Yasaya aykırı bir şekilde hapishane içinde kullandığı cep telefonundan, sahte bir e-posta adresi oluşturan tutuklu, yetkili bir mahkeme kâtibi tarafından gönderilmiş gibi, kendisiyle ilgili bir tahliye ilamı e-postası düzenledi ve bunu, uygulanmak üzere Wandsworth Cezaevi’ne gönderdi.

 

Tahliye talimatını internet ortamında alan hapishane ise tutukluyu, 10 Mart 2014 tarihinde serbest bıraktı. Durumun, birkaç gün sonrasında, tutuklunun avukatlarının rutin bir ziyareti sırasında farkına varıldı, ancak olay, yaklaşık olarak bir yıl sonrasında, Moore’un Southwark Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmaya başlanmasıyla basına yansıdı.

 

Serbest bırakıldıktan sadece günler sonra tekrar teslim olan Moore’un planı, hâkim tarafından ‘ustaca suç’ olarak nitelendirildi.

 

Kabul ettiği, 1 milyon 819 bin İngiliz Sterlini tutarındaki dolandırıcılık suçu kapsamında, kendisini, sahte isimlerle Barclays, Lloyds, ve Santander gibi bankaların bir çalışanı gibi göstererek, büyük şirketlerden bir şekilde para aldığı saptanan Moore’un, sahtekârlıkları kapsamında, yine usta bir şekilde kadın sesini taklit ettiği de öğrenildi. Moore’un, dolandırıcılık ve hapishaneden kaçma ile ilgili ceza duruşmasının, 20 Nisan 2015 tarihinde yapılması bekleniyor.

 

İngiltere’deki bu olay, ‘Uyuşturucu Doktoru’ ve ‘Sentetik Baron’ lakaplarıyla tanınan Doğan Alagöz’ün, Silivri Cezaevi’nden benzer bir şekilde kaçtığının Türkiye basınında çıkmasından sadece günler sonra kamuya yansıdı. Uyuşturucu imal etmek suçundan hükümlü olarak cezaevinde yatan Doğan Alagöz de, Silivri Cezaevi’ne gönderilen bir ‘sahte tahliye ilamı’ faksıyla 16 Ocak 2015 tarihinde tahliye edilmiş ve olay, bu hafta basına yansımıştı. Alagöz’ün yasa dışı tahliye planı, ancak 1 ay sonrasında fark edilmiş ve savcılık tarafından yakalama kararı çıkarılmıştı.