Nazım Hikmet ’in 1941 yılında yazdığı, Kurtuluş Savaşı’nın yoğun olarak yaşandığı 1921 yılında geçen „Yolcu„ oyununun konusu ise şöyle:  Oyunda, devrilen telgraf direği sonrası dış dünya ile bağları kopan tren istasyonunda yaşananlar anlatılırken, hem bireylerin ülkede olan bitene karşı duyarsız, ilgisiz kalışları ; hem de, her dönemde yaşanan umursamazlıkla buluşan insan yaklaşımının eleştirisi yapılıyor.

İstasyon Şefi, karısı ve makasçının yalnızlıkları, iletişimsizlikleri ve karşılığı olmayan kuşkucu bakışlarının biçimlediği süreç, “Atlı”nın gelmesiyle değişirken, dünyayı daha geniş bakış açısıyla anlamanın önemi vurgulanıyor.