Metin ES / ESSEN

Yaklaşık dört aydan beri planlanan bütün kültür, sanat, müzik ve eğlence etkinliklerinin iptal edildiğini belirti, “Hepimiz zor günler yaşıyoruz. Corona pandemisi bütün dünyayı etkiledi, insanlar yaşamını kaybediyor. Hayatta kalanlarsa bu dönemi uzun süre karantinada ya da sokaklara çıkmadan evlerinde geçiriyor. Dünya tarihinde geçmişte de yaşanan bu tür salgın ve pandemiler, sosyal bir varlık olan insanı aynı zamanda sosyal yaşamın dışına hapsediyor. Bu çok üzücü dönemin en az kayıpla atlatılması tek dileğimiz. Durum böyle olunca bizim çalışmalarımız da durdu. Kültürel etkinlikler sadece eğlence değil, aynı zamanda insanın toplumsallaşması, farkındalık geliştirmesi, hayatı sorgulaması ve hatta varoluşunu hissetmesi açısından yaşamı anlamlaştıran önemli yaratımlardır. Zaman zaman parklarda sosyal mesafe kuralları içinde müzik yapanlar olsa da genel olarak sanatsal etkinliklerin daha geniş kitlelere sunulabilmesinin olanaklarından şu an yoksunuz. Canlı sanatın, tiyatronun, edebiyatın, müziğin, konserlerin eksikliğini bu pandemi sürecinde bütün iliklerimize kadar hissediyoruz.” dedi.

Eylülde sahnemizi yeniden aciyoruz

Türkel, pandeminin aynı zamanda toplumsal psikoloji üzerinde çok olumsuz etkileri olduğunu, insanlarda kaygıya dayalı davranış biçimlerinin çoğaldığını gözlediğini, ama son dönemlerde gelen iyi haberlerle pandemi etkisinin gözle görülür bir şekilde kırıldığını söyleyerek, bu olumlu gelişmelere paralel olarak kendilerinin de Katakomben Kültür ve Sanat Merkezi’nde tiyatro çalışmalarını başlattıklarını ve 5 Eylül'de corona hijyen ve sosyal distans kurallarına uyarak Samuel Becketts'in yazdığı ve Julie Stearns yönettiği‚ Warten auf Godot ‚ tiyatro oyunu sanat severlere sunuldu.Beklenenin üzerinde seyircimiz geldi 'bu çok sevindiriciydi. Eylül'den itibaren yeni sezona başlıyacaklarını, çok kültürlü tiyatro, eğlence, müzik, edebiyat ve sanat etkinlikleriyle sanatseverlere kapılarını açacaklarını belirten Serap Türkel Ayık şunları söyledi: “14 yıldır. 200 kişilik tiyatro salonumuzla sanatseverlere hizmet vermekten onur duyuyoruz. Salonumuz şimdiye kadar Erkan Oğur, Fuat Saka , Meltem Cumbul, Rutgay Aziz, Zuhal Olcay … gibi çok sayıda değerli sanatçımızı ağırladı. Katakomben Essen çok kültürlü sanatın merkezi oldu. Düzenli olarak yaptığımız etkinliklerle aynı zamanda insanların sosyal yaşamlarına, birbirleriyle olan iletişimlerine de çok ciddi katkılar sağladığımızı düşünüyorum. Müzik, tiyatro, eğlence, edebiyat çalışmaları ile kültür ve sanatı, üreticileri olan sanatçılar aracılığıyla sanat severlerle buluşturuyoruz. Bir bakıma kültür-sanat iletişimi yapıyoruz diyebilirim. Sahnemiz dünyanin neresinden gelirse gelsin hepsine kapisi açık. Her çarşamba günü Jaz müzik, cuma akşamları salsa partisi , düzenli aralıklarla okuma akşamları, ayda bir defa nostalji müzik ve eğlence partileri düzenliyoruz. Etkinliklerimiz farklı yerlerden farklı insanları aynı duygularda bir araya getirip birleştiriyor. Farklı diller ortak duygularda, bir arada olunca daha da güzelleşiyor. Çünkü sanat insanları yakınlaştırıyor, birleştiriyor.

Muzaffer Aksoy eğitmenliğinde tiyatro derslerimiz var.

Serap Türkel Ayık sözlerini şu cümlelerle bitirdi: “Siyasal ve ekonomik kriz ve toplumsal altüst oluşlar genellikle sanatçıları çok daha olumsuz etkiliyor. Sanatçılar sanatlarıyla yaşayabilme olanaklarını böyle dönemlerde daha da kaybediyorlar. Ne yazık ki Türkiye’de son siyasal süreç, çok sayıda sanatçıyı sanatını icra edemez duruma getirmiştir. Bir kısmı sahne bulmakta zorlanıyor, bir kısmı sahne bulsa da sanatını özgürce ifade edemiyor. Koşullar onları daha fazla zorluyor. Sonuçta sanat bir bakıma da başkaldırıdır, aydınlatmadır, krala çıplak olduğunu söyleyebilmektir. İşte özellikle de belirttiğim gelişmelerden çok fazla etkilenmiş bu sanatçılara da gönülden destek veriyoruz. Bunu aynı zamanda onların sanat yaşamlarını sürdürebilmelerini istediğimiz için de yapıyoruz. Özellikle Türkiye’den gelen sanatçılar sahnemizi sıcak, samimi ve kendi evleri gibi gördüklerini söylüyor . Yönetmen Muzaffer Aksay eğitmenliğinde uzun zamandan beri başlattığımız tiyatro derslerimiz devam ediyor. Bu bir ekip işi.Yakın bir zamanda oyunumuzu sahneye ve sanatseverlere sunacağız. Farklı dilleri, oyunları bir sahnede sahnelemeye gayret ediyoruz. Sanatın iyileştirici gücünün de bilincinde olarak, daha sağlıklı toplumsal yapıların ve iletişimlerin oluşacağına olan inancımızla elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.”