İşte Aşık Şah Turna'nın geçmişten günümüze ışık tutan o yeni türkü şiiri:

12 Eylül darbesi, Halkım için zulüm geldi

Yerin dibine batası, Daha beter zalim geldi!

Zulüm geldi, zulüm geldi Daha beter zalim geldi!

Tanklı-toplu yol kesildi, Gecekondular basıldı

Yurtsever gençler asıldı, Salkım için zulüm geldi!

Umutlu sevdamız pak'tan, Şafaklar doğar ufuktan

Yarasa kaçar ışıktan..! Zulüm geldi, zulüm geldi Daha beter zalim geldi! ..

Ezenlere seyran oldu, Soyanlara bayram oldu

Canlar zindanlara doldu, Halkım için zulüm geldi

Acı acı siren çaldı, Geceler 'Gündüz'ü aldı

ŞahTurna sürgünde kaldı, Baş belası zalim geldi...

Zulüm geldi, zulüm geldi Daha beter zalim geldi! ...

Söz ve Müzik: Aşık Şah Turna 

İzlemek için tıklayın: https://www.facebook.com/ozansiarcan.agdasan/videos/155907384421442

AŞIK ŞAH TURNA

"Kendimi Nazım Hikmet, Karacaoğlan, Pablo Neruda, Pir Sultan Abdal, Bertolt Brecht, Mevlana, Yunus Emre, Dadaloğlu, Şeyh Bedreddin, Ömer Hayyam, Nesimi, Yılmaz Güney, Cem Karaca, Ahmet Kaya, Ruhi Su ve Hallacı Mansur'a çok yakın hissediyorum. Ne eğildim, ne de saptım, insanı başa taç yaptım." 

ÜÇ YAŞINDA GÖZLERİNİ KAYBETTİ

"Üç yaşındayken çiçek hastalığı geçirdim ve gözlerimi kaybettim, gönül ve bilinç gözüyle görmeyi öğrendim. Karanlığımı aydınlattım.

Müziğe o denli aşıktım ki, küçükken çamurdan radyo yapar, arkadaşlarıma tutturduğum arıları çamur radyonun içerisine yerleştirip, arıların vızıltı nağme sesiyle coşardım.

Babam gözlerimin tedavisi için Malatya'da, beni doktora götürdüğünde, doktora 'Babama söyleyin bana saz alsın. Ben göz değil, saz istiyorum!' dedim. Sazı ilk elime aldığımda, sanki yıllarca çalmışım gibi saza düzen verdim, hemen kendi bestelerimle söylemeye başladım.

İnsanın yüreğidir aslolan. Amacı yürek ve bilinç belirler. Onun için göz pek sorun olmadı yaşamımda, mücadelemde ve ürettiğim eserlerimde."

15 YAŞINDA İLK PLAĞI ÇIKTI

"On yaşıma geldiğimde saz çalıp, türküler, deyişler okumaya başlamıştım. 15 yaşında kendi bestelerimle ilk plağımı doldurdum. Karanlıklara ışık getirmek, sömürüsüz, baskısız bir dünya idealimi gerçekleştirmek için sevda ve umut türküleri yazıyorum ve söylüyorum. Kendimi yaşadığım çağdan sorumlu hissediyorum."

12 EYLÜL DARBESİNDEN SONRA TÜRK VATANDAŞLIĞINDAN ÇIKARILDI

"Her zaman politik yönden aktif oldum. Ankara Eğitim Tiyatrosu'nda çalıştım. 20'li yaşlarımda 68 öğrenci hareketine sempati duydum, protesto eylemlerine destek verdim. Tutuklandım. Ceza aldım ve işkenceye maruz kaldım. 12 eylül 1980 askeri darbesinden sonra yurttaşlıktan çıkarıldım. 1992 yılında 3808 sayılı kanun gereği yeniden yurttaşlığa alındım."    (Kaynakça: İstanbul Kadın Müzesi)