Orhan Pamuk’un 'Kafamda Bir Tuhaflık' kitabı sokak satıcısı Mevlüt Karataş’ın hayatı, maceraları, hayalleri ve arkadaşlarının hikayesini anlatıyor. Pamuk 40 süreyle kahramanı Mevlüt'ü izler. İyi kalpli Mevlüt'ün çeşitli meslek dallarındaki çabasının anlatılmış bir resmidir, diye başlıyor.

Son romanı “Kafamda Bir Tuhaflık” adlı romanı üzerine Alman Süddeutsche Zeitung gazetesiyle söyleşi yapan Orhan Pamuk'a, "önceki roman kahramanlarınızın büyük çoğunluğu, entellektüel bir ortamdan gelenlerdi. Yeni romanınızda ise, fakir ve ağır şartlarda çalışan insanları konu ediniyorsunuz. Bu perspektif değişikliğine ne dersiniz?" sorusuna, "Ben sürekli olarak kendim gibi olmayan insanlar üzerine yazmaya gayret ediyorum. Yazar olarak bie kadın veya da çeşitli sosyal çevreden biri üzerine kitap yazmak için özür dilemeye gerek yoktur." şeklinde yanıt verdi.

Orhan Pamuk, romandaki karakterin aksine kendisinin politik konularda eleştiri yaptığının hatırlatan muhabirin “Size yönelik baskıların son yıllarda azaldığını söylediniz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Sorusuna şu yanıtı verdi:

Baskıların azalmasından memnunum

“On yıl önce beni öldürmek isteyenler vardı, bana yönelik baskıların azalmasından memnunum. Ayrıca ben politik yorumcu değilim. Türkiye’de hapse atılan ya da işten atılan kişiler hergün politika üzerine yazı yazan kişiler. Sanırım beni kamuoyunda tanınıyor olmam koruyor. Bu sayede başkalarının söylemeye cesaret edemediği şeyleri söyleyebiliyorum.”

“Bundan sonra daha feminist romanlar yazacağım”

Orhan Pamuk, “Son romanınızın bugüne kadar yazdığınız en feminist roman olduğunu söylediniz” ifadesi üzerine,”Bundan sonra yazacağım kitaplarda daha feminist olmayı istiyorum” dedi. Pamuk,”Ancak temel karakteri feminist olan bir kitap yazmadınız” ifadesi üzerine,”Bu doğru. Bazen bunun üzerine fanteziler kuruyorum. Ama, isterseniz bugüne kadar yapmadıklarım üzerine değil de yaptıklarım hakkında konuşalım. Söz veriyorum, bir gün aklınızdaki kitabı yazacağım” yanıtını verdi.