Mustafa Akpolat


Bir parkta geçen, geçmişte kalan günümüzün toplumsal yapısıyla örtüşmeyen düşüncelere karşı çıkan, ama neyin nasıl olacağı bilincinde olmayan entellektüelleri anlatan oyunda Park, aynı zamanda bir kenti ve ülkeyi simgeliyor.


''Evrensel sanat'' adına kentte yenilikler yapmak, dünyaya açılmak düşüncesi taşıyan belediye yönetimi, heyecanla savundukları heykelleri parka koyarlar. Yönetim değişince "padişah müziğiyle gelenler! " parktan "ahlaka aykırı olan" heykelleri kaldırmak ve parkı temizlemek kararı alırlar. Parkta yaşayan, gününün çoğunu orada geçiren; düşünen, sorgulayan,"insanın insana muhtaç olduğu”nun örneği olan çağdaş insanlar, bu karara karşı çıkarlar, tepkilerini dile getirirler.

Oyunun tanıtım duyurusunda ''Çeşitli dillerde oynan ve birçok ödülü olan , 2001 yılında yitirdiğimiz Memet Baydur‘ dan dördüncü kez oyun oynuyor. Memet Baydur`un oyunlarının ortak özelliği, paralel toplumları bambaşka bir ortamda karşılaştırıp, hesaplaştırdığı oyun karakterlerinde, en büyük eleşteriyi entellektüel kesime göndermesidir. Parkta geçen oyunumuzda, bazı insanların değerleri için neleri göze aldığını, bazılarının da çıkarları uğruna nasıl değiştiklerini adeta günümüz yıllar öncesinden görülerek anlatılmıştır.''denilmekte.


17 Aralık'ta açığa çıkan rüşvet, yolsuzluğunada atıfta bulunulan oyunda, Ülkede değişen koşullara göre, çıkarları için düşünce ve ideallerinden vazgeçen insanların zavallılığına karşısında, çöpçü tulumu içindeki iradeli, idaller ve düşüncelerinden ödün vermeyen insanların çoğalması temennisiyle, Oyunu profesyonel bir performansla sahneleyen ve oyuna emeği geçenleri tebrik ediyorum.