Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen bir etkinlikte tanınmış halk ozanı Aşık Veysel ölümünün 44.yılında anıldı. 

AŞIK VEYSEL'İN İKİ KIZ TORUNU DA ANMA TOPLANTISINA KATILDI

Kapatılan Hayat TV’nin Avrupa stüdyosu muhabirlerinden Aziz Koçyiğit'in açılış konuşmasıyla başlayan anmada, Koçyiğit etkinliğe katılan siyasileri, müzisyenleri, yazar ve sanat adamları ile tüm katılımcıları selamladıktan sonra, mikrofonu AABF Genel Başkanı Hüseyin Mat’a verdi.

HÜSEYİN MAT KONUŞMASINDA AŞIK VEYSEL'E KISACA YER VERDİ

Hüseyin Mat yaptığı konuşmasında Aşık Veysel’e kısaca yer vererek Aşık Veysel'in Alevi halk ozanlarından olduğunu söyledi. Ardından uzun uzadıya AABF’in çalışmalarını desteklemesini çocukların ve gençlerin Alevilik derslerine katılmaları gerektiğini anlattı. Etkinliğin organizatörlerine teşekkür etti. Etkinlik AABF'in salonunda yapıldığı için konuşmasından sonra üst kattaki bürosuna geçti.

AABF’nin ilk yıllarına uzandı anılarım. Ali Ekber Gülçiçek'in başkanlık dönemi, ardından Hürriyet Gazetesi'nin o zamanki Almanya temsilcisi Karakul'un, AABF’ın Başkanı Turgut Öker ve arkadaşlarına saldırsı. O saldırya karşı ben yazar arkadaşları nasıl organize ettiğimi ve Hürriyet Gazetesi'nin Avrupa temsilcisinin temelsiz saldırılarına karşı duruşumuzu düşündüm.

Ali Ekber Gülçiçek, Turgut Öker, İsmail Kaplan özellikle yazar ve sanat insanı ile ilişkilere önem verdiler. Sürekli onların desteklerini aldılar. Bir yazar ve sanatçı gördüklerinde onların yanına varmadan geçmezlerdi.

TURGUT ÖKER'İN YOKLUĞU HİSSEDİLDİ

Bugün AABF’nin salonunda sadece Aşık Veysel’in anısına saygıdan dolayı Hayat TV’nin moderatörlerinden Aziz Koçyığit’in araması sonucu ben Almanya’da yaşayan arkadaşlara yazdım. Bekir Karadeniz, Ulla Karadeniz, Kamil Bulut, Raci Helvalı, Molla Demirel, Metin Gür, Hıdır Dulkadır, Ali Haydar Avcı, Meryem Bulut dayanışma için katıldılar. DİDF Genel Başkanı Safariye Ekşi bütün yazar ve müzisyenlerin tek tek yanına vardı, hal ve hatırlarını sordu, etkinlik boyunca ilgilendi. Ayrıca Köln’de yaşayan Türkiye kökenli poliikacılardan Arif Ünal (Yeşiller ), Özlem Alev Demirel (Sol Parti) Günay Çapan (CHP-Köln) de etkinliğe katılmışlardı DİDF Başkanı Safariye hanım onlarla da ayrı ayrı ilgilendi.

Yazar ve sanatçı arkadaşlar kendi aralarında ki sohbette “Turgut Öker’in yokluğu ve örgütlülük gücünün yokluğu buranın her tarafında yansıyor” görüşündelerdi. Nedeni AABF Başkanı Hüseyin Mat’ın konuşmasından organize edenlere teşekkür edereken, bu organizenin asıl motor gücü olan DİDF Başkanı orada olmasına rağmen teşekkür etmeyişi ve bu salonda bulunan yazar ve sanatçılara dair bir tek kelime söylememiş olması ve onların kitap standına bile uğramamış olmasıydı.

Aziz Koçyiğit’in hazırladığı Aşık Veysel’in belgeseli hem Aşık Veysel’in yetiştiği Sivas’ın bir Alevi Köyünden nasıl çıkarak bugün büyük ozanlar arasında görkemli bir yer aldığını, hemde kültür, edebiyat ve sanat alanında yetenekli olan ve bu alanda kendisini geliştirmek isteyenlerin nasıl sabırlı olmaları konusunda oldukça güzel bir örnekti.

Bu belgelsel’den sonra Müzisyen Mustafa Onay’ın hazırladığı çoğunluğu kız ve kadınlardan oluşan 32 kişilik koru gurubu Aşık Veysel’in türkülerinden bir seçki sundular. Program içinde aynı şekilde Aşık Veysel’in küçük torunu Zehra Şatıroğlu ile Anıl Tokmak ikilisi, Halil Yalçıner, Murtruza Salper ile Ulaş Özağaç, Nazlı ile Ahmet Başboğa Aşık Veysel türkülerinden örnekler sundular.

Aşık Veysel hakkında en geniş bilgiyi Müzikolog Doç. Dr. Sabri Uysal katılmcılara sundu.

YAŞAYAN SANATÇILAR NE ZAMAN KUCAKLANACAK?

Aşık Veysel’in çok yönlülüğünü ve güçlü halk ozanlarının bir halkası olduğunu Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu ve Köroğlu’dan yaptığı dörtlük alıntılarıyla Aşık Veysel’den yaptığı dörtlük alıntıları karşılaştırarak sundu. Böylece Aşık Veysel’i Yöresel olmaktan çıkarıp evrenselleştirmesinin bu çok yönlülüğü ve yüz yıllardır yaşayan ozanların eserlerine iyi kulak vermiş olması, onu kendi benliğiyle özleştirmesi olduğunu çok güzel anlaşılır bir Türkçeyle anlattı. İnanıyorum ki gerçekten edebiyat ve sanata gönül verenlerin yoluna bu anlatım ışık tutacaktır.

Aşık Veysel’in torunu ve Aşık Veysel Vakfı’nın başkanı olan Gündüz Şatıroğlu vakıflarının kuruluşundan beri yaşadığı gelişmeleri zorlukları tamda Aşık Veysele yaraşır, yer yer ciddi cidi düşündüren yer yer espirileriyle güldüren bir dille anlattı. Oradan ayrıldığımda kucaklaştığım sohbet ettiğim yazar ve sanatçı dostlarıma “umarım Türkiyeli kurum yöneticileri bir gün sadece ölmüş sanatçılara sığınmakla kalmaz, yaşayan sanatçılarında kucaklanması gerektiğinin bilincine varırlar” dedim.

Başta Aziz Koçyiğit ve Safariye Ekşi olmak üzere bizi davet etmiş olmalarından ve oradaki candan ilgilerinden dolayı yürekten teşekkür ediyorum.

Molla Demirel / Almanya / 26 Mart 2017