Korona virüs(Covid 19) bambaşka algıları ortaya çıkardı. Bu algı hafızalarımızdan silinmeyecek iyilikleri ve kötülükleri görmemize vesile oldu. Sağlığımızın acı gerçeğini önümüze koydu.  

Öncelikle din bezirganlarının bilime karşı iflasını gördük. Dualarla, kurban kesmekle  virusu kovamayacaklarını yenemeyeceklerini gördük. Yani Dini vecibelerle ayetlerle, dualarla Covid 19’un  gitmeyeceğini gördük. Ve din tüccarlarına verilen paraların, din için kullanılan milyarların boşa gittiğini gördük.   

Diyanetin ayrımcı harcamalarını gördük. Cami hocalarının, imamların nefeslerinin yetmediğini gördük. Dua edenlerin acizliğini gördük. Camileri kapatmakla çare aradıklarını gördük. Tütsü ve kurban ile kovacaklarını gördük. İslam aleminin en büyük kutsal mekanı Kâbe’nin kapatıldığını gördük. Tarikat liderleri Covid 19’u  Allah‘ın insanlara verdiği bir ceza diye açıkladılar, peki Kâbe neden kapatıldı.  

Özellikle Matematik ve felsefe dersleri yerine din ve ahlak dersleri verilmelidir diyenleri  gördük. Oysa eğitim- öğretimde fen dersleri, matematik önemlidir. İyi bir  eğitim olmadan biyoloji, felsefe, istatistik bilmeden karmaşık sistemleri çözümlemek olanaklı değil.  Siyasal islamın dinci eğitimiyle karşı karşıya kaldık.

Bilimin yolundan gidenlere minnet borcumuzu ve nasıl saygı göstermemiz  gerektiğini gördük. Sağlık hizmetlerinin önemini gördük. Sağlık çalışanlarının dayanışmasını gördük. Hastalarla nasıl ilgilendiğini gördük.

Sosyolojik boyutuyla iyilerle kötülerin arasındaki ayrımı gördük. Emeğin savunucularında toplumsal dayanışmayı gördük. Topluma IBAN numarası veren, para dilenen Cumhurbaşkanı gördük. Kurona virüsa karşı sabır gösterek ve dua edilerek çözüm gösteren partili cumhurbaşkanı gördük. Savcıların, hakimlerin aylıklarına zorunlu vermeyi şart koşan bir iktidar gördük. Devletin vatandaşlarından bağış topladığını gördük. Sağlık sisteminin içler acısı durumunu gördük.

Diğer ülkeler vatandaşını mağdur etmemek için devlet bütçesinden milyarlaca para ayırdığını gördük. Vatandaşların, kirasını, elektiriğini, zorunlu izine ayrılan işçilere aylık maaşlarını ödediğini açıkladı.  Küçük çaplı İşverenlere sosyal devletin olanaklarından yararlandırdığını gördük.

İktidarın, Covid 19 salgınında bile kürd bölgelerinde nasıl bir haksızlık sergilediğini gördük. HDP’li belediyelere kayyum atadıklarını gördük. Cezaevlerinde Korona virus hastalığına karşı hiç bir önlem alınmadığı gibi hasta tutsaklara ve annelerinin yanında olan çocukların sağlıklarını önemsemediğini gördük. Cezaevlerinde koğuşlar çok kalabalık, sağlık koşulları son derece kötü ve  korumasız olduğunu mahpusların dile getirdiğini gördük. Şarkılarını söyleyen Grup Yorum’un konserlerini iptal edip, sanatçıları tutukladığını gördük. Grup Yorum üyelerinden Helin’in, İbrahim’in bedenlerini ölüme yatırdıklarını, bir deri kemik kalan bedenlerini gördük.  

Halklar arasında sağlık dayanışmasının, nasıl bir zarafet olduğunu gördük. Sağlık hizmeti emekçilerinin özverileni gördük. Dayanışmanın daha da kıymetli ve daha fazla omuz omuza olunması gerektiğini gördük.

Dargınlığın küskünlüğün kıymetsizliğini gördük. İnsani ilişkilere ihtiyacımız olduğunu gördük.Yüreğini seveceğimiz, konuşacağımız, çorbasını içeceğimiz, tuzumuzu ekmeğimizi, aşımızı paylaşacağımız, birbirimizin dostu, arkadaşı, komşusu olacağımız gerçeğini gördük. Hastalığımızda ve ölümlerimizde  nasıl üzüldüğümüzü, nasıl yandığımızı gördük.

En güzel yatırımın insan sevgisine,

En güzel yatırımın bilim insanlığına,

En güzel yatırımın eğitime,

En güzel yatırımın sağlık hizmetlerine,

En güzel yatırımın insana dair olduğunu gördük...

İnsanlığa ders verecek, eğitimin, bilimin, felsefenin, sosyolojinin, mesleğin, sanatın ve sağlık hizmetlerinin ne kadar kıymetli olduğunu gördük...

İnsanlığın eline bir fırsat geçti. Doğayı koruyacağımız, hayvanların önüne bir tas yemek ve su koyacağımız insani ve vicdani duyguları hatırlattı. Elini tutacağımız, birbirimizi anlayacağımız, birbirimizin sorunlarını dinleyebileceğimiz, birbirimizin açlığını tokluğunu sorduğumuz, ağladıkca üzüleceğimiz, sevindikce sarılacağımız, birbirimizin başını okşayacağımız, birbirimize samimiyetle  sevgiyle yaklaşacağımız insani duyguları hatırlattı. İnsana bir yol gösterdi. Artık bilmek isteyen yola çıkar.

Bizler, insanlığımızla yüzleşirsek, vicdanımızın sınavından geçeriz.  Korkularımızı, paniğimizi, psikolojik baskıları üzerimizden atmamızın yegane koşulu dayanışma kültürümüzün gelişmesinden gececiğini bilince çıkarmalıyız. Her birimiz Covid 19 virüsünden tecrübe kazandık. Herbirimiz yaşlısından gencine, anadan, babadan çocuğu kadar derin yaralar aldık, etkilendik. Ama herbirimizin ihtiyacını ortaya  çıkarttı. Sağlığımızın ve eğitimimizin önemini gösterdi bize. Sağlık hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunu, bilim insanlarının, sağlıkcıların daha fazla olmasını gösterdi bize. İnsanların sağlığına çare olacak camilerin ve hocaların olmadığını gösterdi bize. Camiler kapatıldı ama hastaneler ve sağlık hizmetleri ve beslenme ihtiyacımız olan marketler, bakkallar kapatılmadı. Korona virüs ile birlikte şunu gördük; Dini inancı olan insanların evlerinde ibadet yapabileceğini gördük  

Virüs göz göre göre, adım adım geldi.

Doğayı tahrip edenleri, HES‘leri, yeraltını yerüstüne getirenleri, ormanları yok edenleri, nükleer termik santralleri kuranları affetmedi. Gölleri nehirleri kurutanları, kuraklığa cağrı yapanlardan doğa hesabını sordu/soracak.  

 Doğanın bir parçası olan, görünmeyecek ölçüde küçük bir virüsün yarattığı korku ve paniği ne dincilerin duaları ne de finans kapitalin canavar savaş ve silah teknolojisi dize getirdi. Virüs/ ların tarihte çok örneği görüldü oysa.

Peki bütün bunlar açık seçik ortada dururken neden bilim insanlarının uyarıları dinlenilmedi...

Doğa ana, göz göre göre geldi ve sert vurdu!