Aile içi şiddetten en çok etkilenenler çocukların olduğu kesindir. Babasının, annesine uyguladığı fiziki şiddeti gören çocuklarda sosyal uyum problemleri görülür. Bu tip çocuklarda çekingenlik, içe kapalılık ve utangaçlık genellikle ağır basar. 

Duygusal şiddettin de çocuklar üzerinde benzer olumsuz davranışları gözlemlenmektedir. Ebeveynleri tarafından olumsuz tutumlara maruz kalan çocukların temel psikolojik ihtiyaçları olan sevgi, ilgi ve korunma ihtiyaçları ihmal edilerek, şiddetin bir terbiye aracı olarak kullanılması sebebiyle suça yönelen veya sürüklenen çocuklarda belli karakteristik davranışlar ortaya çıkabilir. Bu tip çocuklar madde kullanma, zorbalık vb. gibi risk gruplarına dâhil olurlar. 

Aile içi şiddetin bir diğer durumu ise sözel şiddettir. Özellikle fiziksel şiddetin içinde de yer alan sözel şiddette ebeveynler gerek kendi aralarında gerekse çocuklarına yönelik güven sarsıcı kelimelerin kullanmasıyla onlarda olumsuz davranışların ortaya çıkmasına neden olurlar. Özgüven eksikliği, tedirginlik, depresyon genel olarak en sık görülen durumlardır. 

Babasının annesine şiddet uyguladığına tanıklık eden çocuk, aynı zamanda bu şiddet uygulamasını normal bir davranış olarak algılayabilir. Bu tip çocuklar karşılaştığı problemleri de şiddet yoluyla çözmeye çalışır. 

Şiddet uygulanan evlerde büyüyen çocuklar aynı zamanda şiddete meyilli olurlar. Madde kullanımı, intihar vakaları yaşanan evlere bakıldığında şiddet ve ihmalin bir arada olduğu da görülmektedir. 

Aile içinde yaşanılan şiddet vakaları sonucu; çocukların sadece sağlıkların da değil aynı zamanda okula devamsızlık, akademik başarıda düşüklük, öz benlik zedelenmesi, yeme bozuklukları, dikkat dağınıklığı gibi temelinde psikolojik etmenlerin olduğu ruhsal, fiziksel ve sosyal bozuklukların ortaya çıktığı gözlenmiştir.  

Unutulmamalıdır ki aile içi şiddet çocukların sağlığını etkilemektedir. Bu tip çocuklara psiko-sosyal destek muhakkak sağlanmalıdır. 

Almanya da çocuk haklarını koruyan kanunlar vardır. Aile içi şiddete maruz kalan çocukları koruyan daireler vardır. Bu durumlarda Jugendamt( Gençlik Dairesi)devreye girerek çocuğu aileden alabiliyor. Çocuk, bir bakıcı aileye veya çocukların kaldığı merkeze (Kinderheim) verilebilinir. 

Bu hallerde aile, çocuğunun elinden alındığına feryat ederek danışma bürolarına başvuruyor. Mahkemeye giden aileler de olduğu halde, çocuğu koruyan kanun çok güçlü olduğu için bir şey yapamıyorlar. 

Çocukların kendi kültüründen kopuk olarak yetiştirildiğini öne sürerler. 

Bu hallerde ailenin, çocuğunu kayıp etmemesi için aile içi şiddete baş vurmaması gerekir. Çocuğun gözü önünde şiddete baş vurulduğunda buna gençlik dairesi asla göz yummaz. 

Corona günlerini sabırla bekleyip, aile içi şiddete baş vurmadan geçirmek gerekir. 

Bir de sağlık durumları iyi olmayıp psikolojik sorunları olan ailelerin elinden de çocuklar alınarak bakıcı aileye ve Heim'lara veya gençlik evlerine gönderilebilinir. 

Alkol bağımlısı ailelerinin çocukları da ellerinden alınarak çocuğun korunması için bakıcı aileye ve çocuk evlerine gönderilebilinir. 

 Her ne kadar çocuğunuzun annesi ve babası olsanız da çocuk sizlerin özel malı asla değildir. 

 Yaşadığınız sivil toplumlarda, onun kural ve kaidelerine uyarak yaşanırsa, ailede ve çocuklar da bundan zarar görmez. 

Şiddet, düşünen ve erdemli kişilerin başvurduğu bir yöntem ve mantık asla olmaması gerekir.